Verda Özer

Verda Özer

verdaozer@gmail.com

Tüm Yazıları

Günlerdir Adana Mutabakatı ile yatıp kalkıyoruz. Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Moskova’da Rus muadili Putin’le görüşürken, Rus lider bir anda beklenmedik bir hamle yaptı: 1998’de Türkiye-Suriye arasında imzalanan Adana Mutabakatı’nı anıverdi. Biz ise çoğu zaman yaptığımız gibi, buna da hava durumu izler gibi yaklaşıyoruz. Yani sadece yaşadığımız yere odaklanıyor, meseleye oradan bakıyoruz. Oysaki Putin’in bu hamlesinin ardında asıl ABD var.

Putin’in hamlesi

Biliyorsunuz, Başkan Trump Erdoğan’la telefon görüşmesinde aniden Suriye’den çekileceğini açıkladıktan sonra, ortaya bir “güvenli bölge” söylemi saçıldı. Son iki haftadır Ankara’ya gidip gelen Amerikalı üst düzey yetkililer, Türkiye-Suriye sınırında 30 km derinliğinde bir “tampon bölge” kurulmasını itekliyorlar. Bu da şu demek: ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde hava sahasını ve gelişmeleri büyük ölçüde kendi kontrolü altında tutması.

Haberin Devamı

İşte tam Ankara-Washington arasında bu gündem kızışmışken, Putin bir anda “Adana hamlesini” yaptı. Bir diğer deyişle, Türkiye’yi “tampon bölge” yerine, doğrudan Şam ile anlaşıp sınır güvenliğini sağlamaya itekliyor.

Dolayısıyla, bu adım, aslında Rusya ve ABD’nin Suriye savaşı sona yaklaşırken bu ülkedeki kendi nüfuz alanlarını mümkün olduğunca genişletme mücadelesinin bir parçası. Putin hem ABD’yi kuzey Suriye’den uzak tutmaya çalışıyor hem de bu alanda kendi kontrolündeki Esad’ın otoritesini sağlamak istiyor. Bu yüzden Fırat’ın doğusundaki YPG bölgesinin Şam’ın kontrolüne geçmesini açıkça savunuyor. Ankara’nın Esad rejimiyle diyaloğa geçmesini istemesi de bundan.

Rusya İran’ı satıyor

Ancak her ne kadar ABD ve Rusya rakip olsalar da diğer yandan Suriye’de bir anlaşmaya varmış görünüyorlar.

***

Rusya, Suriye savaşının başından beri Esad’ı ayakta tutabilmek için İran’la sıkı iş birliği içinde. Ama şimdi işler değişiyor. Dün Suriye’de Hama’nın kuzeybatısında Rusya ve İran destekli gruplar arasında çatışma çıktığı basına yansıdı. Zaten bir süredir Moskova, İsrail’in Suriye’deki İran mevzilerini vurmasına da sessiz kalıyordu. Kısacası, Rusya ve Esad anlaşmış, İran’ı satıyorlar gibi duruyor!

Haberin Devamı

Bunun sebebi ise şu: Moskova için İran aynı zamanda bölgesel bir rakip. Dahası, Esad’ı yaşatmak için artık İran’a ihtiyacı yok. Üstelik Tahran şu anda ABD’nin ve İsrail’in ana hedefi. Rusya, İran Suriye’de kaldıkça bu gerilimin daha da tırmanacağının farkında. Yani kendi çıkarlarının tehlikeye gireceğinin.

ABD’nin ise zaten tek derdi, İran’ı zayıflatmak, yani İsrail’in güvenliğini sağlamak. Sırf buna yönelik, şubat ortasında Polonya’da uluslararası bir zirve düzenliyor.

Türkiye’nin avantajı

İşte bu İran’dan kurtulma isteği, ABD ve Rusya’yı bir yandan da ortak yapıyor. Şimdilerde iki ülke perde arkasında bu konuda anlaşmış görünüyor. Ki zaten Trump’la Putin’in temmuzda Helsinki’deki ikili görüşmelerinde İran’ı Suriye’den çıkarmak konusunda uzlaştıkları basına yansımıştı.

***

Türkiye ise şu an sıkışmış gibi görünse de aslında ABD-Rusya arasındaki bu tatlı-ekşi ilişkiden geniş bir hareket alanı kazanıyor. Kaldı ki İran Ankara için her ne kadar Suriye konusunda müttefik olsa da aslında bölgesel bir rakip. Ankara’nın Tahran’ın yayılmacı politikalarından rahatsız olduğu da sır değil.

Haberin Devamı

ABD-Rusya arasındaki mücadele ise, YPG/PKK ile mücadelede Türkiye’nin ancak elini güçlendirir. Ne var ki iki taraf arasında sağlam bir denge kurabilmesi için, denklemdeki tüm aktörlerle diyalog içinde olması gerekir. Buna Şam’daki rejim de dahil.