Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünkü yazımda, küresel büyüme beklentilerinin önceki dönemlerin aksine yukarı yönlü olarak revize edildiğinden bahsetmiştim. Büyümelerin artması, yeni bir ekonomik kriz olma olasılığının azaldığı ve güvenin arttığı anlamına geliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki büyüme oranlarında eş zamanlı bir toparlanma göze çarpıyor. Merkez bankalarının merkez bankası kabul edilen Bank for International Settlements (BIS), üye merkez bankalarının, finansal istikrara önem vermesini ve finansal köpük oluşumunun önüne geçilmesini öneriyor. Oysa özellikle Avrupa Birliği Merkez Bankası (ECB) finansal köpük oluşturmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

Olumlu büyüme beklentilerine rağmen, enflasyon oranları küresel çapta düşük seyrediyor. Özellikle, gelişmiş ülkelerde süreklilik kazanmış olan düşük enflasyon, bu ülkelerin genişleyici para politikalarından çıkışlarını zorlaştırıyor.

Bloomberg, ECB ve Akbank kaynaklarından derlenen aşağıdaki tablo, Euro Bölgesi ve ABD’deki enflasyon gelişmelerini ve bu konudaki beklentileri gösteriyor. Görüldüğü gibi, parasal genişlemeye rağmen, bu ülkelerdeki enflasyon yükselmiyor.

Neden düşük enflasyon?

Üretim artışlarına paralel olarak gerileme eğilimine giren petrol fiyatları, 2008’de başlayan global kriz sonrası ortaya çıkmış olan atıl kapasite, yeni teknoloji ürünlerinin fiyatlarındaki gerileme, düşük enflasyon beklentileri ve düşük ücret enflasyonu, global ölçüde enflasyon oranlarının düşük seyretmesinde rol oynuyor.

Parasal genişlemeye rağmen yükselmeyen enflasyon, ECB’yi cesaretlendiriyor. 60 milyar euro’luk varlık alım programına devam ediliyor. Programın kademeli azaltılacağı yönünde eylül ayında bir açıklama yapılacak olsa da takvim belli değil. Anlaşılan, euro’nun dolar karşısında değerlenmeye devam etmesi de ECB’nin parasal genişlemeyi sürdürmesi için olanak yaratıyor.