Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünkü yazımda, Max Tegmark “Matematiksel Evren (Our Mathematical Universe)” isimli kitabını esas alarak, çoklu evren teorilerinin dört aşamalı olarak ele alındığından bahsetmiştim. “İkinci aşama çoklu evren teorisi” evrenlerin birbiri içine girmiş olacağını, “üçüncü aşama çoklu evren teorisi” zaman boyutu nedeniyle kâinatların adedinin sonsuza ulaşacağını söylüyor.

Bir atomun çekirdeğinde, alt ve üst “kuark”lardan oluşan proton ve nötronlar var. Atom çekirdeğinin etrafında dönen “elektronlar” elektrik yükü taşırken, “nötr elektronlar” diğer maddelerle ilişkiyi sağlıyor. “Kuark”lar arasında, “pions”, “kaons”,”muons”, “tauons”, Sigmas”, “Omegas”, “W-bozonları” ve “Z-bozonları”nı gibi parçacıkları oluşturanlar da var. Bozonların bir bölümü radyoaktivite taşırken, bir bölümü, “foton” denilen ışık gücü ve elektromanyetik gücü sağlıyor.

Haberin Devamı

Tanrı Parçacığı

Yakın zamanda keşfedilmiş bulunan “Higgs Bozonu”, atom içindeki diğer parçacıkları birbirlerine bağlayarak, kütleyi oluşturuyor. Yine, son zamanlarda keşfedilen “elektron nötronları”, “muon nötronları” ve “tau nötronları” birbirleriyle zor ilişki kuruyor; ancak, sert bir darbe almaları halinde, Dünya’yı baştan başa geçip, uzaya yayılan bir enerji salıyor ve kendilerine benzeyen ikiz bir “anti parçacık” yaratıyorlar. Bu parçacığa bazıları “şeytan parçacığı” da diyor. İkiz parçacıkların çarpışması ise, “saf enerji”yi ortaya çıkarıyor.

Bilimin, bu ikisini kontrollü biçimde çarpıştırabilmesi halinde, bugün kullandığımız enerjinin 10 trilyon katı enerji bile kolayca elde edilebilecek. İkiz parçacıkların birbirlerine yaklaşması ve sürtünmesi, çeşitli büyüklükte “titreşim” yayıyor. Yeni “kuantum çekim (quantum gravity)” teorisi, bu titreşimlerin “hayat gücü” anlamına geldiğini savunuyor. “Tesla Bobini”nin ortaya çıkarttığı titreşimlerin hastalıkları iyileştirmede faydalı olabileceği yönündeki görüşler de bu teoriden kaynaklanıyor. Einstein’in Nobel alan buluşu, “foto elektrik etki” diye bilinen, ışık parçacıklarının (photons) yoğunluğunun değil, frekansının enerji salınımında temel olduğu hakkındaydı.

Haberin Devamı

Schrödinger

Schrödinger, frekans teorisini daha ileriye taşıyarak, her bir elektronun, atom çekirdeğinin etrafını kaplayıp, bir elektron bulutu yarattığını ve frekans fonksiyonu sağladığını buldu. Ona göre, bir atom, sadece belli frekanslardaki ışığı yansıtıyor veya emiyordu. Schrödinger’in buluşu, maddenin davranışını, “Newton Kanunları”nın ötesine taşıdı. “Schrödinger’in Kedisi” deneyi, bir kişinin aynı anda başka bir yerde de olabileceği konusundaydı. “Paralel Evren” görüşü de buradan kaynaklandı.

Hilbert Uzayı

Hilbert Uzayı, üç boyutlu uzay yerine sonsuz boyutlu uzayda, frekans farklılıklarına göre madde ve anti maddenin yer almış olması durumunu ifade ediyor. Schrödinger kotasyonuna göre, parçacıklar, bu uzay boyutunda hareket eder ve aynı anda birden fazla yerde bulunabilirler. Bu teoriden yola çıkılarak, hepimizin kolonlanmış; insanların ölümsüz ve sonsuz sayıda evrende yaşıyor olabilecekleri de iddia ediliyor. “Hilbert Uzayı Teorisi” şimdilik sadece matematiksel olarak izah edilebiliyor.

Haberin Devamı

Matematiksel olarak doğrulanabilen, “dördüncü aşama çoklu evren teorisi” bir hiyerarşiyi takip ederek, ortaya çıkarılabiliyor. Böylece, evren hakkındaki bilgiler, çok basite indirgenebiliyor. Hatta her insanın, birer evren olduğu bile iddia edilebiliyor. Bu görüş de giderek, evrenlerde bizden daha akıllı canlıların olması gerekmediği sonucuna varabiliyor. Evrenlerin yok olması ise, bizim kendimizi yok etmemize mi bağlı bilinmiyor. Dünyamızın, bizim uzay gemimiz olmadığı ne malum?