Anayasa Mahkemesi AKP kapatma davasında aldığı kararın gerekçesini açıkladı. Bildiğiniz gibi, AKP, ağırlıklı olarak kadınlar ile AB konusundaki çalışmalarıyla kapatılmamış. Bu iki konu başlığının altını dolduran karar ve eylemlere AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimleri itibarıyla baktım. Pek hamarat geçirilmiş bir dönem. AB için Allah kerim, ben kadın karnesini seçip pozitif ayrımcılık yapayım dedim. Bakalım gerekçeli karara bir gerekçe üretebilecek misiniz?
2002’de:
BİR ÇİFT SÖZÜM VAR
Kadın istihdamı dışında kadınla ilgili dikkat çeken diğer başlıklara girecek olursak; geçtiğimiz haftalarda Adalet Bakanlığı’nda düzenlenen bir toplantıda evlilik yaşının 14’e düşürülmesi tartışıldı. Komisyonda görüşülen öneriler arasında tecavüze uğrayan kişinin ‘ortada kalmaması’ için eski yasaya dönülmesi, mağdurla evlenmesi halinde tecavüzcünün cezasının indirilmesi; rızasıyla bile olsa, 15 yaş altındaki çocuklarla ilişkiye girenlerin cezalandırılmasını öngören hükümde yaş sınırının 14’e çekilmesi; eşe tecavüze verilen 7 yıla kadar hapis cezasının 1-6 yıl arasına çekilmesi... Diyeceksiniz ki ne olmuş... Yasalara rağmen, özellikle kırsal bölgelerde, ergenlik çağındaki kız çocukları evlendiriliyor. Türkiye ekonomik büyüklükte ilk 20’de, kadın-erkek eşitliğinde 112’nci.
Ege Üniversitesi’nce Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu’ndaki çeşitli kentlerde yapılan bir araştırma, kadınların yüzde 45,7’sine kocalarının seçiminde danışılmadığını ve yüzde 50,8’inin rızaları olmadan evlendirildiğini ortaya koyuyor.
Kamuoyunda ‘İstihdam Paketi’ olarak bilinen ve Meclis’te kabul edilen İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun da kadınlar açısından iç açıcı değildi. Bu kanun önceki kanunda bulunan 150’den fazla kadın işçi çalıştıran işyerlerinde kreş açma ve işyeri doktoru, emzirme odası kurma zorunluluğunu da kaldırıyor.
Meclis’te kadın milletvekili oranı yüzde 9,1. Belediye başkanlıklarında ise sadece yüzde 0,56. BM’ye göre, kadın milletvekili sayısında kritik eşik yüzde 33.
Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii imamının “... karılarınızı çalıştırmayın, çalıştırırsanız günaha girersiniz. “...Çalışan kadın işyerinde nefsine hakim olamaz” demesinin üzerinden 11 ay geçti.
Yazar Latife Tekin’in Karabük’te konferansta eleştirel konuştu diye mikrofonunun kapatılmasının üzerinden 6 ay geçti. Kadın haklarına ilişkin, kocan dövüyorsa sen de vur cinsinden acınası fetvanın üzerinden ancak bir hafta 10 gün geçti.
On dört yaşında bir kıza cinsel istismarla tutuklanan birinin ‘kızın ruh ve beden sağlığı bozulmadı’ raporunun ardından serbest bırakılmasının üzerinden henüz birkaç gün geçti.
Bir çift sözüm var meslektaşlarıma. Dövme üzerine yaptıkları ilkel magazin haber ve programlarını kınıyorum. Gazetecilik önüne gelen bıyıklıya “Karını dövdün mü?” diye sormak, onun “Tabii döveceksin” diye sırıtan yanıtını vermek değildir. İletişimci olmak sorumluluk ister. Siyasetçi değilim, siyaset yapmam. Ama insanım ve kadınım, benim üzerimden alınan kararları düşünürüm, düşündürürüm.
AB konusunda ilerleme raporu bu hafta açıklanacak. Türkiye’nin AB karnesini oradan da takip edebilirsiniz. Bakalım sağlam bir gerekçe görebilecek misiniz.