ZİNDE BİR ZİHİN İÇİN

ZİNDE BİR ZİHİN İÇİN

-Kaliteli uyku, zinde bir zihin için olmazsa olmazdır.

-Gün içinde 20-30 dakikalık küçük şekerlemeler zihnin çalışma performansını arttırıyor ancak bu sürenin uzaması derin uykuya geçişi kolaylaştırıyor ve uyanıldığında kötü hissedilmesine neden oluyor.

-Düzenli egzersiz yapanlarda beyinde yeni hücreler gelişiyor ve aktifleşiyor. 3 ay boyunca haftada sadece 3 gün birer saat yürümek bile yeni nöron yolakları oluşturup bir anlamda beynin hacmini arttırıyor.

-Düzenli egzersiz yapanlarda beyinde en fazla gelişen bölge hafıza ve algılamayla ilişkili hipokampüs alanıdır. 3 ay boyunca egzersiz yapanlarda beyin 3 yıl gençleşir.

Haberin Devamı

-Zinde bir zihin için B grubu vitaminler (özellikle B6 ve B12), D vitamini, folik asit ve E vitaminini yeterince almalısınız. Yani tam tahıllardan oluşmuş bir beslenme tarzını ( tahıl, tam buğday ekmeği, makarnası, buğday kepeği, ruşeym, aşurelik buğday, karabuğday, bulgur ) benimsemelisiniz., İlaveten ceviz, kabak çekirdeği, yaban mersini, domates, siyah üzüm ve brokoli başta olmak üzere tüm taze sebze meyveleri yeterince tüketmelisiniz. Omega 3 için balık yemeyi kesinlikle atlamamalısınız. Ayrıca asetil L – carnitin, ALA (Alfa lipoik asit), adaçayı, melisa çayı ve sınırlı miktarda kafeinin de beyin fonksiyonlarını koruyucu özelliği biliniyor.

-Beyaz undan yapılmış yiyecekler, rafine karbonhidratlar, bisküvi, kek, börek, kurabiye ve türevleri, şeker ve reçel türevleri, tatlı-pasta türevleri, sigara ve alkolün kullanımı da zinde bir zihne veda etmenizi kolaylaştıracak faktörler.

Dikkat ettiyseniz zihni korumak için yapılanlarla kalbi korumak için yapılanlar çok benzerdir!

-Gingko biloba son yıllarda ülkemizde çok ünlendi. Uzakdoğu’da ise hafızayı güçlendirmek amacıyla binlerce yıllardır kullanılıyor. Tablet, kapsül ve çay olarak piyasada bulunuyor. Ancak kan sulandırıcı etkisi nedeniyle aspirin vb. ilaçları kullananların gingko biloba türevlerini kullanmaması ya da doktor kontrolünde kullanması gerekiyor.

-Sürekli yeni bir şeyler öğrenmek beynin hafıza kapasitesini artırır. Beyninize bilgi yüklemekten korkmayın! Ne kadar çok bilgi yüklenirseniz bilgi kapasitesi o kadar artar. Yeni bir bilgi öğrenirken beyin hücreleri yani nöronlar arasında bir yol oluşur, Bu özel yola “yolak’’ adı verilir. Öğrenilen bilginin ardından yeni bir bilgi daha öğrenilince, eski yolak da güçlenmiş olur. Bu yüzden beyninize korkusuzca yüklenebilirsiniz! Çevrenizdeki “ayaklı kütüphanelerin” sırlarından biri de önlerine gelen her şeyi okumalarıdır.

Haberin Devamı

-Zinde bir zihin için beş duyuyu aktif tutmak çok önemlidir. Beş duyunun aktif olması hem depresyonu, hem unutkanlığı, hem de demansı (bunama) geciktirir. Beyin sürekli yeni veri toplamalıdır. Bunun için mahallede yürüyüş yapıp eş-dostla sohbet edebilecek şansınız varsa kaçırmayın…

-Ana dil öğrenme yaşından sonra öğrenilen yeni bir dilin beyinde yeni bir bölgeyi aktifleştirdiğini uzun zamandır biliyoruz.

-Kitapları baş aşağı tutarak okumak, sol elle yazı yazmak ve diş fırçalamak, evin içinde gözleri kapalı dolaşmak gibi “tuhaf” görünen bazı şeyleri yapmak beyni canlandırır, beyin hücrelerinin yeni bağlantılar kurmasını ve nörotrofin üretimini tetikler. Ancak bütün bu öneriler IQ’yu geliştirmekten çok beyni korur.

Haberin Devamı

-Yeni ve zihin açıcı bilgilerin alınmasıyla beyin kapasitesinin dolması söz konusu bile değildir.

-Zaman zaman genç yaşlarda da görülen zihinsel ve ruhsal yorgunluğa bağlı unutkanlıkla demansı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Demansta yalnızca unutkanlık değil muhakeme, konuşma-anlama becerilerinin kaybı, hiçbir şey ezberleyememe, kafa karışıklığı, yakın geçmişi hatırlayamamaya karşın uzak geçmişi çok iyi hatırlama (öğrenilen yeni bilgilerin eski bilgileri pekiştirdiğini bir kez daha hatırlatalım) gibi durumlar söz konusudur.

-Satranç, sudoku oynamak, bulmaca çözmek, akıllı telefon, bilgisayar ya da yeni bir dil öğrenmeye çalışmak, zihin açıcı kitaplar okumak, kısacası zihinsel ve fiziksel faaliyette bulunmak her yaşta zinde bir zihnin şartlarından. Tabii ruhsal olarak da elden geldiğince huzurlu olmayı bırakmadan.

Sağlık,neşe ve esenlik dilekleriyle…

Dr. Yasemin Arslan

www.estetikklinik.com