14.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul
Forumda Milliyet’e konuşan Haluk Çalışır, Türkiye’nin AB ülkeleri arasında en kirli hava bölgesine sahip ülkelerin başında geldiğini vurguladı.
Çevre Bakanlığı’nın yaptığı ölçümlerin Dünya Sağlık Örgütü ve AB limitlerinin çok gerisinde olduğunu belirten Çalışır, “Her türlü fosil yakıtın yanmasıyla ortaya çıkan 2.5 mikron çapındaki partikül maddenin ölçümü maalesef yapılamıyor.
‘Katlanarak artacak’
Ölçüm istasyonları 10 mikron çapındaki partikül maddeyi ölçüyor. Oysaki partikül 2.5 dediğimiz, doğrudan insan bedenine, kan dolaşımına girebilen kalp ve beyin sisteminde hasara neden olan bir madde. Söz konusu 2.5 mikronluk partikül madde solunum sistemini de etkiliyor. Biz bunu ölçemediğimiz için gerçek rakamlara ulaşamıyoruz. Ancak OECD verileri ve Türkiye projeksiyonunda her yıl 29 bin vatandaşımız hava kirliliğine bağlı hastalıklardan dolayı yaşamını yitiriyor ve önlem alınmazsa bu sayı katlanarak artacak” dedi.
Iğdır, Bursa, Zonguldak ve İstanbul’un hava kirliliğinde başı çektiğini ifade eden Çalışır, “Dünya sağlık örgütü hava kirliliğini grup 1 kanser olarak tanımlıyor. Türkiye’de 200 ölçüm istasyonu olmasına karşın ancak 5-6 istasyonda partikül madde 2.5’un ölçümü yapılabiliyor. Hava kirliliğindeki en büyük sorunların başında kentsel ısınma ve kömürlü termik santraller geliyor. Trafik ve egzost gazı da ciddi sorun faktörlerinden. Sadece egzos gazı havanın yüzde 20’sini kirletiyor” diye konuştu.
AĞIR FATURA
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Kayahan Pala ise “Türkiye’de şu an 22 kömürlü termik santral var. 80 yeni santral için onay verildi. 5 yıl içinde kömülü termik santral sayısı 100’ü geçmiş olacak. Türkiye’de önümüzdeki yıllarda kanser hastalıklarında ciddi artışlar göreceğiz. Sadece kömürlü termik santrallerinin insan sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle yılda 10 milyar lira sağlık harcaması yapılıyor” dedi.