DERİN BİR NEFES

Kızım Derin doğduğundan beri, içimde tarif edemediğim büyük bir enerji var. Normal doğum yapmış bir kadın olarak doğumla birlikte tüm hücrelerimin yenilendiği, bedenimden ve ruhumdan tüm fazlalıkların kopup gittiğini hissedebiliyorum.

Bence bir bebek dünyaya getirmek, çiçek açmak gibi bir şey. Tazelenmek, yenilenmek ve güzelleşmek demek.

Tabii bu dediklerime bakarak doğumdan beri müthiş bir enerjiye sahip olup, harika hissettiğim anlaşılmasın. Ben de ilk 40 gün depresyonunu ağır yaşayanlar grubundayım. “Nereden çıktı bu bebek? Hayatım hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Özgürlüğüm gitti elden” diye yakınırken bir yandan da aldığım kilolarla devleşen bedenime takmış durumdaydım.

Ama zaman harika bir ilaç. Depresyon, kilolar, hantal vücudum hepsi geride kaldı. Hatta şimdi doğumdan öncesine göre daha sağlıklı, fit ve enerjiğim. Artık sigara içmiyorum, düzenli spor yapıyorum ve eskisine göre daha çok işi bir arada yapabiliyorum. Daha pratik bir insan oldum.

Mini seyahatler farklı bir boyut katıyor

Daha önce hayatım boyunca cesaret edemediğim şeyleri yapabiliyorum. Saçımın bir yanını kazıtmak gibi.

Ama tabii tüm bunlar kendi kendine olmuyor. Hep birilerinden destek almak lazım. Bu bir yaşam koçu, diyetisyen ya da çok tecrübeli bir anne olabilir. Ben hepsini yaptım. Kilolarımı Dilara Koçak ve onun sonsuz sabrı ve sakinliği sayesinde verdim, vermeye de devam ediyorum. Düzenli spor yapıyorum, hamileliğimden beri bana özel pilates antremanları yaptıran Bülent Hoca var. Billur Saatçi beni tekrar koşma konusunda yüreklendiren kişi. Hatta 5 Haziran’da gerçekleşecek Nike Women Victory Tour’da 5 km. koşmak üzere, Billur’un takımına yazıldım bile.

Tüm bunların yanı sıra, iyi hissetmek için bebeğimle baş başa kalacağımız mini seyahatler ilişkimizi daha farklı bir boyuta taşıyor.

Sakin ve huzur dolu

Derin’le ilk defa geçen hafta ‘kızkıza.com’un Anneler Günü için organize ettiği Heybeliada Halki Palace davetine katıldık. Ada’da yaptığımız fayton gezisi, yürüyüşler ve evden uzakta baş başa bir hafta sonu geçirdik.

Fakat benim için dönüm noktası olan seyahat, geçen hafta Derin’le birlikte gittiğimiz Hillside Beach Club ‘Feel Good Week’ oldu. Bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Feel Good Week’ kapsamında nefes terapileri, yoga seansları, özel eğitmenle fitness dersleri, sağlıklı beslenme sohbetleri, dans dersleri ve de masaj terapilerine katıldım.

Derin de bu aralarda Kids Club ekibinden Inna ile beraber takıldı.

Hillside Club daha önce çocuklu arkadaşlarımdan çok duyduğum ama kesinlikle gitmeyi tercih etmediğim bir tatil köyüydü. Çünkü çocuk çığlıkları olan bir plaj ortamı ya da akşam yemeği bana kabus gibi geliyordu.

Ama yanılmışım çünkü burada sanki hiç çocuk yokmuş gibi vakit geçirilebilecek plaj, restaurant, hatta SPA dahi var.

Mesela, yoga seanslarını yaptığımız ve Nature SPA’nın saklı olduğu Silent
Beach’te cep telefonu bile yasak, burası tıpkı ıssız bir ada gibi sakin ve huzur dolu.

Bir de hayatımda ilk defa yaptığım nefes terapisi sanki tüm ruhumu sıfırladı ve arındırdı. Önce çok hoş bir sohbetle başladığımız ve sonrasında nefes egzersizleriyle devam eden terapiyi gözyaşlarıyla hıçkıra hıçkıra bitirdim. Gözlerimi açtığımda Fethiye’nin müthiş manzarası ve denizin huzur veren sakinliği, yemyeşil yapraklı ağaçların arasından bana göz kırpıyordu.

‘Oh be’ dedim içimden, ‘Dünya varmış.’ Bu hayatımda aldığım en derin nefes oldu. Ve verdiğim her nefesin ne kadar değerli ve büyülü olduğunu anladım.

Yeniden doğma sürecimin de işte tam o zaman gerçekleştiğini ve artık hayatımda yepyeni bir döneme girdiğimi idrak ettim.

Bir sonraki Feel Good Week ekimde olacakmış. Onu da heyecanla bekliyoruz.