Artık okuyacağımız, seyredeceğimiz, güleceğimiz her şeyi seçebiliyoruz. Beğenmediğimiz şeyi tıklayıp kapatıyoruz. Banttan yayın dönemi kapandı. Ne verilirse onu yediğimiz zamanlar geride kaldı. Üstelik artık köşebaşları kalmadı, yusyu- varlak oldu her yer
Devamını okuBeklentilerimizi karşılayacak olanın, hayalimizi dolduracak olanın, hazır edilmiş olanın var olduğunu sanıyoruz. İlişki istiyoruz ama onu kurmuyoruz
Devamını okuEğer genel için kararlar veriyorsanız nesnel tanımlar yapmak zorundasınız. Siz öyle pijamalarla oturup “Bence öyle bence böyle” diye evde sohbet etmiyorsunuz ki?
Devamını okuFacebook’ta nasıl toplaşıyoruz, ne için toplanıyoruz, niye gruplaşıyoruz? Benim gördüğüm bazı gruplar var. Kimisi çok ama çok saçma, kimi adeta nefret suçu işliyor, bazıları çok komik, bazılarını anlamak mümkün değil
Devamını okuArtık bir takım aydınlar, bir takım apoletliler, bazı beyaz gömlekliler, kimi cüppeliler, smokinliler, beyaz eldivenliler, güya sanatçılar, doldur boşalt küratörler, saçma sapan spiritüeller bizi kandıramayacak. Birinin internete girip yazdıklarınızın doğru olmadığını anlaması o denli kolay ki
Devamını okuPeki hepimiz vitrin olunca vitrine kim bakacak? Yoksa camın hem arkası hem önü mü vitrin olacak? Bu viral epidemide kimler, ne veya neler yok olacak?
Devamını okuYeni nesil skeç trendlerinden biri de ‘türkücü skeçleri’. Burada olay kendili- ğinden gelişmez. Kendini ve hedef kitlesini ‘yukarı’, kullandığı türkücüyü ise ‘aşağı’ koyarak bir tür ‘ibişleştirme’ eylemi içine giren bir programcı vardır
Devamını okuEdward Said, entelektüeli ‘sürgün, marjinal ve yabancı’ diye tarif ediyor. Sartre ise ‘sınıfsızdır‘ diyor. Benziyor mu bunlar ‘Türk’ün entelektüeline ya da entelektüelin ‘Türk’ü olur mu ki?
Devamını oku