Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sinema bizim ailede bir tutku. Bu tutkunun kaynağı ise canım abim Cihangir Kıraç’ın sinema fanatikliği, engin bilgisi ve inanılmaz arşivi. Abime göre 23.30 ve sonrasındaki seanslarda film izlemek daha zevkli ve avantajlı. Çünkü bu matineler çok rağbet görmediği için gereksiz kalabalığa, mısır, öksürük ve aksırık seslerine maruz kalmadan filmin tadını çıkarabiliyorsunuz. Meğer böyle düşünen sadece abim değilmiş.

Ünlüleri görmek için bara değil bu sinemalara gidin
İstanbul’a geldiğim günden beri tanınmış isimlerin de gece yarısı matinelerine rağbet ettiğine defalarca şahit oldum. En son geçen cuma, Burak Kut ve Murat Akkoyunlu’nun ortasında Avatar’ı izleyince kafamdan bir liste yaptım. Bugüne kadar sosyetesinden türkücüsüne pek çok ünlüyle gerçekten de barlardan çok sinemalarda karşılaşmışım.
Demek ki geç seanslardaki sessizlikten sadece sinema tutkunları değil, rahatsız edilmek istemeyen ünlüler de yararlanıyor. Ünlülerin tercih ettiği sinemaların başında Kanyon Cinebonus, İstinye Park AFM, Gmall Cinebonus ve City’s Citylife geliyor. Örneğin Kanyon’un sinemasında Demet Akalın, Önder Bekensir, Ahu Has ve ailesini, Hüsnü Güreli ve ailesini, Bennu Gerede, Sinem Bayer, Defne Samyeli, Irmak Ünal, Sıla veya Arda Turan'la karşılaşma şansınız yüksek. Veya İstinye Park’ta Ferdi Tayfur, Özcan Deniz, İbrahim Tatlıses, Bahar Şer ya da Gülşen'le...
Kısacası ünlülerle sinemaya gitmek için ya ünlü olacak ve bir galaya davet edileceksiniz ya da uykusuz kalacak ve son seanslarda yerinizi alacaksınız. Neyse ki Türkiye’de ikisi de kolay!

Haberin Devamı

Bağdat Caddesi neden ışıklandırılmadı?

Ünlüleri görmek için bara değil bu sinemalara gidin

Aralık ayının en çok sevdiğim yanı, yeni yıl heyecanının sokaklara taşması. Işıl ışıl sokaklarda yürürken içim ısınıyor. Sanki o sokak, her gün içinden geçip işe gittiğim o sıkıcı sokak değil. Bunca iş içinde bir kaçamak yapmış, kendimi başka bir şehre, hatta ülkeye atmışım gibi hissediyorum. Her ne kadar geçen seneki favorim Nişantaşı olsa da, bu sene oyum İstiklal Caddesi’nden yana. Beyaz ışıklarla donatılması şahane olmuş! Ama Nişantaşı’nın da hakkını yemeyeyim. O da ışıl ışıl. Aynı şeyi Bağdat Caddesi için söylemek mümkün değil. Bağdat Caddesi’nde mağazaların kendi ışıklarından başka tek bir çalışma yok. Neden? Ben anlamıyorum. İstanbul’un en popüler üç caddesinden ikisi mükemmel süslenirken diğeri neden böyle bakir? Bilmiyorum. İstanbul gençlerinin en çok takıldıkları yerlerden biri için bütçe mi ayrılmamış, yoksa Kadıköy Belediyesi bu sene biraz tembellik mi yapıyor? Kim bilir? Aylarca krizlerle, zamlarla ve hatta terörle içini baydığınız bu halka birazcık ışığı çok mu gördünüz?!