Bu filmleri kaçırmayın!
24.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Özge Kara
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 37. kez düzenlenecek İstanbul Film Festivali, zengin programıyla bir kez daha heyecan uyandırdı.
6-17 Nisan arasında Vodafone Red sponsorluğunda gerçekleşecek festival boyunca 18 bölümde 43 ülkeden 218 yönetmenin toplam 210 filmi gösterilecek. Festival biletleri bugün satışa çıktı. Henüz programını belirlemeyenler için sinema eleştirmenlerine ve festival direktörü Kerem Ayan’a festivalde mutlaka izlenmesi gereken beş filmi sorduk. Aldığımız mini-listelere göre Cannes’da “En İyi Senaryo” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini alan “You Were Never Really Here” festivalin en popüler filmi olacak gibi duruyor...
İstanbul film Festivali’nden seçki
l Alanis / Yön. Anahí Berneri: Buenos Aires’te seks işçiliği yaparak geçinmeye çalışan bir kadının hikâyesini anlatan “Alanis”de Arjantinli yönetmen Berneri, ülkesindeki toplumsal çöküşün gerçekçi bir portresini çiziyor.
l Ayaz / Yön. Sharunas Bartas: Usta sinemacı Sharunas Bartas, Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan ve Litvanya’nın Oscar adayı olan son filminde izleyicisini Litvanya’dan Ukrayna’ya uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.
l Bir Mahalle Hikâyesi / Yön. Ivana Mladenovic: Bükreş’in kenar mahallelerinde geçen “Bir Mahalle Hikayesi”, birçok yönüyle hem tabuları yıkan hem de sınırları aşan, alışılmadık bir aşk hikâyesi anlatıyor.
l Dokunma Bana / Yön. Adina Pintilie: Berlin’de Altın Ayı’ya layık görülen, Romen yönetmen Adina Pintilie’nin ilk uzun metrajlı bu filmi, beden algılarını sonuna kadar zorlarken önyargıların ne kadar yıkıcı olduğunu gözlemleyen deneysel bir dram.
l Ex Libris: New York Halk Kütüphanesi / Yön. Frederick Wiseman: Efsane belgesel yönetmeni Frederick Wiseman’ın prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan yeni belgeseli, dünyanın en büyük şehir kütüphanelerinden birinin içyüzünü anlatıyor.
l Görgü Kuralları / Yön. Juliana Rojas, Marco Dutra: Gerilim filmleriyle dikkat çeken yönetmen ikili Juliana Rojas ve Marco Dutra’nın birçok festivalden ödülle dönen yeni filmleri, fantastik ile sosyal gerilimi bir arada kullanan çağdaş bir masal.
l Hesaplaşma / Yön. Taviani Kardeşler: İtalya’nın en saygın yönetmenlerinden Taviani kardeşlerin ilk gösterimini Toronto’da yapan son filmleri, hem İkinci Dünya Savaşı’nı hem de İtalyan iç savaşını fon alan bahtsız bir aşk üçgeni hikâyesi anlatıyor.
l Katili Öldürmek / Yön. Laura Mora Ortega: İlk gösterimini Toronto Film Festivali’nde yapan “Katili Öldürmek”, bir intikam hikâyesi etrafından Kolombiya toplumsal yapısının uyuşturucu kartellerinin etkisinde nasıl çöküşe uğradığını anlatıyor.
l Kış Kardeşleri / Yön. Hlynur Palmason: Kardan ve tebeşirden bembeyaz bir madenci kasabasında iki erkek kardeşin hayat mücadelesi konu edinen film, Locarno’dan “En İyi Erkek Oyuncu”, Selanik’ten “En İyi Yönetmen” ödüllerini aldı.
l Köpek Adası / Yön. Wes Anderson: Masalsı hikayelerin ustası Wes Anderson’ın Berlin Film Festivali’de “En İyi Yönetmen” ödülünü aldığı son filmi, Japonya’da 12 yaşındaki Atari isimli bir çocuğu ve şehirden sürülen köpeğini takip ediyor.
l Lean on Pete / Yön. Andrew Haigh: İngiliz yönetmen Andrew Haigh’in yazar Willy Vlautin’in sevilen romanından uyarladığı bu filmde, ABD kırsalının melankolik bir portresini çiziyor.
l Madeline Madeline’i Oynuyor / Yön. Josephine Decker: Prömiyerini Sundance’te gerçekleştiren, anne rolünde Miranda July’ın, Madeline rolünde ise Helena Howard’ın olduğu “Madeline Madeline’i Oynuyor”, Josephine Decker’ın üçüncü uzun metrajlı filmi.
l Obscuro Barroco / Yön. Evangelia Kranioti: Yunan yönetmen Evangelia Kranioti, Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan filminde Brezilya’nın kuir dünyasının ikonlarından trans anlatıcı Luana Muniz’i takip ediyor.
l Paris, Texas / Yön. Wim Wenders: 1984’te Altın Palmiye alan ve hâlâ etkileyiciliğini koruyan “Paris, Texas” yalnızca Wim Wenders’ın değil, başrolündeki, geçtiğimiz eylül ayında kaybettiğimiz Harry Dean Stanton’ın da en iyi filmlerinden.
l San San Üçlemesi / Yön. Jonah Freeman, Justin Lowe: Daha önce 15. İstanbul Bienali kapsamında Galata Rum Okulu’nda sergilenen “San San Üçlemesi”, fütürist Herman Kahn’ın 1967 tarihli kitabı “2000 Yılı”nda anlatılanlardan yola çıkıyor.
l The Rider / Yön. Chloé Zhao: Rodeo sırasında kafasına aldığı bir darbenin ardından iyileşmeye çalışan bir biniciyi takip eden “The Rider” Atina, Hamburg ve Reykjavik Film Festivallerinde “En İyi Film” ödülü aldı.
l Western / Yön. Valeska Grisebach: İlk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan ve gerçek işçilerin rol aldığı bu filmde yönetmen Grisebach Western ikonografisini kullanarak bir “yabancılık” tartışması gündeme getiriyor.
l You Were Never Really Here / Yön. Lynne Ramsay: Küçük bir kızı seks tacirlerinin elinden kurtarmaya çalışan bir tetikçiyi izleyen film, Cannes’da Lynne Ramsey’ye En İyi Senaryo ödülünü getirirken, unutulmaz bir anti-kahraman portresi çizen Joaquin Phoenix de En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.
