Gündem Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

19.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Mustafa Kemal’in önderliğinde Ankara’da 23 Nisan 1920’de toplanan ilk Meclis, bir taraftan Kurtuluş Savaşı’nı yönetirken, diğer taraftan da kurulacak bağımsız devletinin temel taşlarını döşer... Zaferden sonra 11 Ağustos 1923’te, iki dereceli olarak yapılan seçim sürecinin ardından toplanan İkinci Meclis ise, 7 yıllık dönemde Cumhuriyet devrimlerinin çoğunu gerçekleştirir...

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı
Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918’de Limni adasının Mondros Limanı’nda bir savaş gemisinde imzalanan mütareke ile teslim bayrağını çekti. Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi olarak 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket ettiğinde; Yunan askeri İngiliz, Fransız ve Amerikan savaş gemilerinin koruması altında İzmir’e çıkmıştı. Osmanlı coğrafyasının parsel parsel bölüşülmesi planları yaşama geçirilmeye başlanmıştı. Misak-ı Milli’yi kabul ederek vatanın parçalanmasına karşı önemli bir adım atan İstanbul’daki Meclis-i Mebusan 16 Mart 1920’de dağıtıldı. Mustafa Kemal; Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas kongrelerinin ardından milli mücadeleyi Ankara’da örgütlemeye başlamıştı. İstanbul’daki Meclis dağıtılınca Temsil Heyeti Başkanı olarak Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına 19 Mart 1920’de livalara (il) ve kolordulara bir genelge göndererek, her ilden 5 temsilcinin 15 gün içinde seçilerek Ankara’ya gönderilmesini istedi. İşgalin ve İstanbul’daki teslimiyetçi yönetimin kışkırtmaları nedeniyle olağanüstü zor koşullar altında seçim yapıldı. İki dereceli yapılan seçimde, seçilme yaşı 25’e indirildi. İşgal altında yapılan seçimde seçilenler ile Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ndan katılanlarla birlikte Meclis, 437 üyeden oluştu. İstifa, ölüm, ıskat gibi nedenlerle 100 kişinin vekilliği düştüğü için bu üyelerin 337’si dönemi tamamlayabildi. İşgal günlerinde Ankara’ya gelmenin güçlüğü nedeniyle Meclis’in açılışı 23 Nisan 1920’de 115 milletvekili ile yapıldı. İlk Meclis binası olarak İttihat ve Terakki Kulübü’nün binası seçildi.

Haberin Devamı

Vatanı kurtaran Meclis

Ruhu; esareti yabancı bir doku gibi reddeden milletin vekilleri, vatanın her köşesinden çorak Ankara’ya güçlükleri aşarak geldi. Meclis, 23 Nisan 1920’de vatanın kurtuluşunun umudu içinde açıldı. 23 Nisan 1920’de önce Hacı Bayram Camii’nde cuma namazı kılındı. Ankara’da bir bayram sevinci vardı. Meclis binası olarak buna uygun belki de tek yer olduğu için seçilen İttihat ve Terakki Kulübü binasına çok da uzak olmayan Hacı Bayram Camii’nden güçlükle gelinebildi. Saat 14.00 sıralarında Meclis, ilk toplantısını yaptı. O gün, henüz ismi konmayan bağımsız yeni devlet ile cumhuriyete can suyu verildi. Bu Meclis, Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde vatanın kurtuluşunu olağanüstü zor koşullar altında sağladı. Meclis ordusu kuruldu, milli mücadele ruhu kurumsal bir kimliğe büründürüldü. Yeni ordu, Yunan işgaline karşı direnişe geçti. 30 Ağustos 1922’deki büyük zafer ile vatanın kurtuluşu sağlandı.

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

Devleti kuran kadro seçildi

Vatanın kurtulmasından sonra 1 Nisan 1923’te erken seçim kararı alındı. 2. Meclis, 11 Ağustos 1923’te, iki dereceli olarak yapılan iki aylık bir seçim sürecinin ardından toplandı. Yeni oluşan ikinci Meclis, 23 Ağustos 1923’te Türk Devleti’nin devletler arenası içinde tescili olan Lozan antlaşması’nı onayladı. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. Kurtuluşu ilk meclis sağlarken, kuruluşu ikinci Meclis gerçekleştirecekti. Devrimlerin önemli bölümü, 1927 yılına kadar görevde kalan bu Meclis döneminde yapıldı. İkinci TBMM Binası ise 18 Ekim 1924 tarihinde hizmete açıldı. Meclis, bu binada 1960 yılına kadar çalışacaktı. Bundan sonra CHP’nin tek parti döneminde; sırasıyla 1927, 1931, 1935, 1939 ve 1943 seçimleri iki dereceli olarak yapıldı. Birinci seçmenler ikinci seçmenleri, ikinci seçmenler ise saylav denilen milletvekillerini seçti. Çok partili hayatın ilk sınavı olan 1946 seçiminden itibaren ise tek dereceli seçim sistemi uygulamaya kondu.

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

İlk kadın vekiller

Türkiye’de kadınların katıldığı ilk genel seçim, 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimi oldu. Bu seçimde, 17 kadın milletvekili TBMM’ye girdi. 1936 yılı ara seçimnde kadın milletvekili sayısı 18’e çıktı. Kadınlar seçme ve seçilme haklarını, 1930 yılındaki belediye seçimlerinde ilk kez kullanmışlardı.

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

Askeri vesayetin yolunu açan darbe

27 Mayıs’ın çok erken saatlerinde sabah saat 04.36’da Binbaşı Kenan Ersoy’un Ankara Radyosu’ndan yaptığı duyuru, Türk siyasetinde yeni bir döneme girildiğinin habercisi oldu. Darbe olmuş ve ordu içinde ağırlığını binbaşı, yarbay ve albayların oluşturduğu bir cunta yönetime el koymuştu. DP’nin önde gelenleri tek tek tutuklandı. Yassıada’da kurulan mahkemede; Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu için idam kararı verildi. Sadece Bayar yaşı gerekçe gösterilerek idam edilmeyecek; diğer üç ismin idamı Türk demokrasisine kara bir leke olarak düşecekti. Darbeden sonra oluşturulan Milli Birlik Komitesi’nin isteğiyle yeni bir anayasa hazırlandı. Yeni anayasa ile Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu’ndan oluşan çift Meclis sistemine geçildi. Anayasa Mahkemesi ile MGK’nın kurulması da, devlet yapısında yapılan önemli değişikliklerdi.

Haberin Devamı

Koalisyonun yolu doğdu

Darbeden sonra ilk seçim 15 Ekim 1961’de yapıldı. Seçimde DP’nin devamı niteliğindeki üç partiden AP oyların yüzde 34.8’ini, CKMP yüzde 14’ini, YTP yüzde 13.7’sini aldı. Üç partinin oyu yüzde 60’ı aşıyordu. CHP ise yüzde 36,7 oranında oy aldı. Seçimden sonra Türkiye’de koalisyon hükümetleri dönemi başladı. 3 koalisyon İsmet İnönü’nün, bir koalisyon hükümeti ise Suat Hayri Ürgüplü’nün başkanlığında kuruldu.

10 Ekim 1965’te yapılan genel seçimde; AP oların yüzde 52.9’unu, CHP yüzde 28.7’sini aldı. AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, siyaset sahnesine yeni lider olarak çıkmıştı. AP Hükümeti, Demirel’in başkanlığında kuruldu. Seçimde ilk kez uygulanan Milli Bakiye sistemine rağmen Demirel’in AP’sinin aldığı oy önemliydi. AP 240, CHP 134 milletvekili çıkardı. Bu sistem küçük partilere de temsil gücü sağlamıştı. MP yüzde 6.3 oy ile 31, YTP yüzde 3.7 oy ile 19, TİP yüzde 3 oy ile 14, CKMP ise yüzde 2.2 oy ile 11 milletvekili çıkardı. TİP, aynı zamanda Meclis’e giren ilk sosyalist parti olma özelliğiyle tarihe geçti.

Haberin Devamı

AÇIK OY GİZLİ SAYIM

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyada dengeler ve değerler değişti. Çok partili siyasi hayata, hem dünya konjonktürünün hem de iç dinamiklerin etkisiyle 1946’daki genel seçimle birlikte geçildi. CHP’den kopan milletvekilleri Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan, “dörtlü takrir” çıkışlarının ardından Demokrat Parti’yi kurdu. Halk ilk kez sandıkta bir başka parti için tercihte bulunabilecekti. Atatürk’ün son Başbakanı Celal Bayar ve özellikle Ege’de rüzgar estiren Adnan Menderes ile DP, umut olmaya aday bir partiydi. Üstelik Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarından Mareşal Fevzi Çakmak da DP saflarındaydı.

Seçim 21 Temmuz 1946’da yapıldı. Seçimde CHP yüzde 85.4 ile 397, DP ise yüzde 13.1 ile 61 milletvekili çıkardı. Salonun sağına DP’li, soluna ise CHP’li vekiller yerleşti. DP’nin adayı Fevzi Çakmak ise CHP’lilerin de oyuyla Meclis Başkanı olacaktı. Ancak bu seçimde hile yapıldığı iddiaları hiç gündemden düşmeyecekti. Oylar açık kullanılmış tasnif, yani sayım ise gizli yapılmıştı.

‘Fena nispette kaybettik!’

1950 genel seçimi, Türk siyasetinde önemli bir dönüm noktası olacaktı. Seçim öncesinde yapılan düzenleme ile mevzuatta önemli değişikliklere gidildi. Propagandanın serbest bırakıldığı, yargı güvencesi getirilen seçimde, oylar gizli kullanılacak tasnif açık yapılacaktı. Seçimde; bir ilde oyların çoğunluğunu alan parti, o ildeki tüm milletvekillerini çıkarıyordu. CHP, bu yolla parlamentoda çoğunluğu sağlayacağı, iktidarını güçlü bir şekilde sürdüreceği kanısını taşıyordu. DP’nin de, bu yönteme itirazı yoktu. Türkiye, bu çüreçte seçim kampanyaları ve propagandalarıyla tanıştı. Mitingler, siyasi hayattaki yerini aldı. “Yeter Söz Milletindir” sloganı, DP’nin başarısında önemli faktör olacaktı. Türkiye, 14 Mayıs 1950’de sandığa gitti. Sandıklar açıldığında CHP’nin cumhuriyetin başından beri devam eden iktidarının sona erdiği göründü. Katılımın yüzde 89.3 gibi göreli olarak yüksek olduğu seçimde; DP oyların yüzde 55.2’sini, CHP yüzde 39.6’sını, Millet partisi yüzde 4.6’sını, bağımsızlar ise yüzde 0.6’sını aldı. Ancak çoğunluk sisteminden dolayı DP 416 milletvekili çıkarırken, CHP 69, MP 1 ise vekil çıkarabildi. Bir vekil de bağımsız seçildi. CHP, çoğunluk sistemi ile kurduğu düzenin mağduru olmuştu. Sistem ile açık ara önde olmak isterken, parlamentodaki temsilde açık ara geride kalmıştı. İsmet İnönü, “Şimdi fena nispette kaybettik” diyecekti. 1954 ve 1957 seçimlerinde de tablo önemli ölçüde değişmedi ve DP’nin iktidarı sürdü.

Cumhuriyet’in temeli İlk Meclis’le atıldı

Seçim sistemleri

CHP’nin tek parti iktidarı döneminde; 1923, 1927, 1931, 1935, 1939 ve 1943 seçimleri iki dereceli olarak yapıldı. Çok partili dönemde; 1946, 1950, 1954, 1957 genel seçimlerinde; liste usulü çoğunluk sistemi uygulandı. Bu sistemde, bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oyların salt çoğunluğunu alan siyasi parti, o seçim çevresindeki tüm milletvekillerini kazandı. 1961’den itibaren nisbi temsil sistemine geçildi. Bu sistemin içinde de, milli bakiye ve (barajlı - barajsız) d’Hondt gibi alt sistemler yer alıyor. Çevre barajlı nisbi temsil d’Hond sistemi ilk kez 1961 genel seçiminde uygulandı. 1965 seçiminde milli bakiye seçim sistemi uygulandı. 1969, 1973 ve 1977 seçimlerinde barajsız d’Hondt sistemi uygulandı. 1980 darbesinden sonra yapılan düzenlemeler ile; ülke barajlı (yüzde 10) ve seçim çevresi barajlı nisbi temsil (d’Hondt ) seçim sistemine geçildi. 1983, 1987 ve 1991 seçimlerinde çifte barajlı d’Hondt sistemi uygulandı. Seçimler, 1995 yılından itibaren ülke barajlı d’Hondt sistemi ile yapılıyor.

1920 ile 1960 arasında parlamento seçim sistemi nedeniyle farklı sayıda milletvekilinden oluştu. 1935 seçiminde 399 vekil, 1943’te 455, 1950’de 487, 1957’de 610 vekil seçildi. 1961’den itibaren vekil sayısı sabitlendi; Millet Meclisi’nin üye sayısı 450, Cumhuriyet Senatosu’nun üye sayısı ise 150 oldu. 1982 anayasası ile Cumhuriyet senatosu kaldırılarak Millet Meclisi üye sayısı 400 olarak belirlendi. Bu sayı, 1987 yılında 450’ye, 1995 yılında da 550’ye çıkartıldı. 2016 yılındaki anayasa değişikliğiyle parlamentonun üye sayısı 600 olarak belirlendi.