Hayaller Avrupa gerçekler

Bülent Buda: Gol ya da goller bu oyunun yaşam iksiri, hayat öpücüğüdür. Elbette yiyen değil, atan tarafsanız. İki haftadır penaltılarla başları dertte. 14-25-47. İlkinde Guilherme hem de top o becerili, bitirici sol ayağında iken kaleciye teslim. İkincisi Ndiaye. En iyi yaptığı iş yüksek top. Vur kafayı köşeye, bitir işi. O da olmadı. Üçüncüsü Soner. Halil zorluyor, top Soner’in sol ayağına doğru ceza alanı içinde. Adeta yap plaseyi bitir işi diyor. Soner dışarı vuruyor. Ardından Rize benzeri bir penaltı travması. Hadi geriye düştük. Bitime doğru Ideye atsana artık şunu da sen. Burası Hatay yenilgisi.
Galatasaray karşısında ilk kez yeni isimlerle başlanıyor. Ne oluyoruz demeye fırsat bulamadan şok 2 gol 12 dakikada. 90 dakikada neler olur diye söylenirken, Soner’in estetik ve de fantastik dokunuşu ile gelen gol, filizlenen umutlar. İkinci yarının hemen ilk dakikalarında Soner’in gole dönüştüremediği müthiş fırsat. Sonra da atamayana atarların yeni bir örneği. Üçüncü gol ve umutlar başka bir bahara. Olaya Rize’yi de katarak 3 maç 3 penaltı. 0 puan. Nereye gidiyoruz?
Bu kötü gidişe dur demek lazım. Bu bağlamda bitirirken aklıma geliverdi. Ndiaye müthiş çalışıyor, istekli. Tamam da Ndiaye gol bölgelerinden uzakta oynuyor. Rakip kalelere daha yakın dursa bitirici dokunuşlarla olay farklı bir görünüme bürünebilir.

Fatih Tanfer: Galatasaray maça fırtına gibi başladı. 12 dakikada durumu 2-0 yaptı. Fark mı olacak diye düşünürken yine Halil getirdi, Soner şahane bir topuk dokunuşuyla durumu 2-1 yaptı. Göztepe tam saha baskı ile topu rakip kaleye yakın yerlerde kazanmaya başladı. Kanatlarda Galatasaray’a karşı üstünlük sağladı.
Ön alanda baskı yapıp rakibin geriden oyun kurmasını engellediler. Berkan’ın frikiğini Okan köşeden çıkarıp Göztepe’nin beraberliğini engelledi. İkinci yarı ile birlikte etkili hücum yaptılar. Hızlı paslarla rakip defansın yerleşimini bozdular. Yine Halil getirdi, Soner zoru başarıp topu dışarı attı. İkinci yarıda adam eksiltme özelliği olan ve yaratıcı Napoleoni de oyuna girince baskıyı artırdılar. 45 ile 60. dakikalar arasında hem oyun hem pozisyon açısından çok etkiliydiler. Ama bu maçta takımın en büyük sorunu defans merkezindeydi. Önce Napoleoni daha sonra 85. dakikada Cherif mutlak golü kaçırdı ve Göztepe kaderine razı oldu. Göztepe üst üste mağlubiyetler alıyor. Umarız bu haftaki Karagümrük maçı ile birlikte tekrar toparlanma sürecine girer. Çünkü 18 puan sadece bir avantaj. Aman dikkat.

Mehmet Demirtaş: İlk 12 dakika ne oynadı bu takım? Koca bir hiç. Atağa çıkarken kaptırılan basit top kayıpları, kaleciye dek uzanan çılgın geri pas takıntısı ve tedirginlik.
Sahi Halil dışında bu takımda hücuma tek bir katkı yapan oyuncu var mı? Soner ve Yalçın gününde olursa ileriye dönük iyi işler yapıyorlar. Peki mevkisinde durup gol arama fırsatı bulamayan Ndiaye? Sezona fırtına gibi başlayan Tripic? Hiçbirinden eser yok. Sevgili İlhan Hocam, niye gol atmakta bu kadar sancı çekiyor bu takım? Haydi penaltılar yüzünden son haftalarda puanlar gidiyor dedik. Hepsi mi hakem hatası be kardeşim?
Gelelim Gassama’ya. Arda’nın golünde koşu nereye yapılıyor? Hatayspor maçında ileride top tutmakta zorlandılar. Galatasaray karşısında ilk yarıda pasiftiler. İkinci yarı ise oyun 2-1 iken çok fırsat harcadılar.
Kusura bakmayın beyler ama bu seviyede bunları gole dönüştüremezseniz sonuç ortada. Akan oyunda az gol yiyen bir takım kimliğinden uzaklaşmadan şu 3 haftalık acı tabloyu siliverin hafızalardan. Tabi buna istikrar da ekleyerek güzelleştirin sarı kırmızılılara gönül veren yürekleri.

Yakışmadı Tahir başkan

Bülent Buda: Menemenspor’da hangi oyuncunun oyundan alınacağına, yerine hangi oyuncunun oyuna katılacağına, Adana’da yaşanan rezaletin günah keçisi olarak boynuna ip geçirilen Orhan Terzi mi karar veriyor? Orada boy gösteren, maç öncesi televizyonda yorumlar yapan, konuşan, maç boyunca kenarda oyunu denetleyen baş sorumlular Cenk Laleci ile Dilaver Mutlu, kimdir, ne iş yaparlar? Orada ipini çektikleri Orhan Terzi’ye yapılan ayıp yetmezmiş gibi bir de uçak biletini iptal edenleri kınıyorum. Ve bundan böyle yıllardır büyük heyecanla, sevgiliyle, zevkle izlediğim Menemenspor’un hiçbir maçını izlemeyeceğimi özellikle Menemen’in spor kamuoyuna duyurmak istiyorum. Ve alınan yüz kızartıcı kararı onaylayanları da kınıyorum.

Fatih Tanfer: Mensubu olduğum Milliyet Gazetesi her zaman vicdanın sesi olmuştur. Ve o yüzden gazetemizle gurur duyuyorum. Doğruların, dürüstlerin ve ilkeli davrananların daima yanında olduk. Bülent Abi, Spor Müdürümüz Mehmet kardeşim ve ben bu ilkeler doğrultusunda yolumuza devam ettik. Menemenspor Başkanı Tahir Şahin’in bizi en iyi bilenlerden olduğunu düşünüyorum. Kendisine ve Menemenspor’a yapılan haksızlıklarda yanlarında olduk. Hiçbir baskıya da boyun eğmedik. Adanaspor maçında yapılan kural hatası sonrası faturanın yardımcı antrenör Orhan Terzi’ye kesilmesi, bir de inanmakta zorluk çektiğim uçak biletinin iptali benim ve benim gibi düşünenlerin vicdanını yaralamıştır. Sizlerin yapması gereken sevdiğim bir sözde gizli, “Ben insanları hak ettiği yerde bırakırım, yarı yolda değil.” Tecrübesine ve bilgisine güvendiğim büyük fedakarlıklar yapan Tahir Başkan bu olayı kendine yakışır biçimde çözmelidir.

Mehmet Demirtaş: Adanaspor-Menemenspor maçında kenar yönetiminin ihmalkarlığı ve sorumsuzluğu yüzünden yabancı kuralı ihlal edildi ve hükmen mağlup kabul edildi. Bu olayın akabinde faturanın sadece Orhan Terzi’ye kesilmesi, adalet duygusunu sorgulamamıza neden oldu. Tahir Başkan, o kenarda yalnızca Orhan Terzi mi vardı? Üstüne üstlük otelden atmak ve de uçak biletini iptal etmek de ne demektir? Tek bir insana bu suçu yüklemek ne derecede doğru? Öte yandan galip gelince biz takımız da böylesi kabul edilemez hata meydana gelince neden bir günah keçisi arıyoruz?

Neredeydin be Yalçın Hocam

Bülent Buda: Sevgili Yalçın Koşukavak Alanya maçı öncesi, “Oyunu yönlendiren taraf Alanya olacak” dedi ve öyle de oldu. Sevgili hocam da ilk gününde bayağı sakindi hayret! Ama içinde fırtınalar estiği kesin. Uzun aradan sonra kaptan, konuk Alanya savunmasının muhteşem ikramına hayır demedi. Tam da fotoğraflık bir gol attı. Kalede Cenk ile önündeki savunma hatasız bir maç oynadı. Sagal’ın çaprazdan direğe çarpan müthiş solu olağan dışıydı. Yaşamsal 3 puan. Kendilerini aşma zamanıdır. Ve geldiler Erzurum’un kardan temizlenmiş ağır yeşil zeminine. Hava ayaz. Ama öyle bir ısındılar ki oyuna rakibi şaşırtan, göze hoş gelen akıcı oyun ve adam paylaşımı, rakip oyuncuları eksilterek dikine hızlı çıkışlar ve kusursuz final pasları. Kaptana bir yetmiyor, ikiliyor. O ne güzel kucaklaşmalar! Sagal ile kaptanın üçten döndükleri direkleri yalayan müthiş bitirici plaseleri. Golü yedikten sonra nükseden geriye yaslanma alışkanlığı. Sonuçta harika 6 puan. Üçü liderden üçü de sıralamadaki rakibinden. Durmak yok, devamını bekleriz.

Fatih Tanfer: Denizlispor’un haftalarca maç kazanmadığı süreçte de hep aynı ifadeyi kullandım. İyi bir organizasyonla, etkili oyuncularıyla çok daha iyi yerlere geleceğini ifade ettim. Erzurumspor karşısında hırsını, inancını en üste taşımış oyuncularla ve en önemlisi Rodallega’nın golleriyle çok önemli 3 puanı aldı. Yalçın Hoca göreve geldikten sonra 2 maçta alınan 6 puan geleceğe umutla bakılmasını sağladı. Takımda en belirgin özellik, kalıcı bir oyun planı var ve onu disiplinli bir şekilde uyguluyorlar.

Mehmet Demirtaş: Yalçın Koşukavak ilk kez bir Süper Lig takımı için görev başına geçse de onun bu işte ki ilgisine ve bilgisine Altay’da şahitlik etme fırsatını yakalamıştık. Önce Alanya ve ardından da Erzurum karşısında elde edilen zaferlerle camia adeta derin bir nefes aldı. Peki bu kadar kısa sürede neler değişti? Öncelikle bence kaptan sıfatıyla takımın lideri olmasını beklediğimiz ancak şu ana kadar tam anlamıyla lider olamayan Rodallega iki haftadır ortaya süper bir performans koyuyor. Bunun yanı sıra Rodallega’nın ekürisi Sagal da döktürüyor tabiri caizse. Yalnız defansta yine bazı pozisyonlarda alarm çalıyor. Recep-Bakalorz-Aissati üçgeniyle örülmüş orta alan, hücumun işini kolaylaştırıyor şu son iki 90 dakikada. Bir bakıma ölü toprağı üzerlerinden attıkları bu periyotta hem elde ettikleri sonuçlar ile hem göze hitap eden oyunları ile yüzleri güldürmeyi başardılar. Tüm takımı canı gönülden tebrik edelim ama öncelik Yalçın Hoca ve ekibini.