Mutluluk tasarımcısı

NİHAN YARKENT İNCE- İzmirli Gizem Dağ, Türkiye’nin ilk mutluluk tasarımcısı. İnsanlara, kurumlara “mutlu” olmanın yollarını anlatıyor. Her şey 2016 yılında fütürist Ufuk Tarhan’ın geleceğin meslekleri listesinde mutluluk tasarımcısı mesleğini görmesiyle başladı. “Bu mesleğin kurucusu ben olmalıyım” dedi. Tabi öyle sadece demekle kalmadı, bunun altını doldurdu. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde bir yandan çalıştı, diğer yandan bu konuda yurtiçi-yurtdışı birçok eğitime katıldı. Halen doktorasına devam ederken aynı zamanda mutluluk tasarımcısı olarak markasını kurup tescilini de aldı, rotasını tamamen bu yöne çevirdi. Gizem Dağ’ın gördüğü ilgiye bakarsak mutluluğu arıyoruz. Mutlu olmayı çok istiyoruz. Hatta tek amacımız mutlu olmak. Ama yolu kaybetmişiz. İşte artık bir rehberimiz var. Gizem Dağ ile mutlu olmayı konuştuk.

*Nedir mutluluk?

Yüzyıllardır herkesin cevabını aradığı bir kavram. Biliyor musunuz, mutluluğun evrensel bir tanımı yok. Çünkü mutluluk kişiye özeldir. Mutluluk kişinin kendisini iyi hissettiği anlardır.

*İnsan neden mutlu olmak ister?

Esasen mutlu olmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Bu bir seçim meselesi. Mutluluğunu, süregelen bir mutsuzluk halinden özümseyenler de mevcut. Aslında mutlu olmak isteği, kişinin hayattan beklentileri ile doğru orantılı.

*Bulaşıcı mıdır?

Evet, mutluluk bulaşıcıdır ve geçirgendir. Hayatımız, başkalarının hayatlarını etkileyecek pek çok eylemle dolu. Mutluluk ve gülümsemek bu eylemlerin en kolay, fakat en etkili olanlarının başında geliyor.

Bisiklet sürer gibi

*Öğrenilebilir mi?

Bisiklet sürmek gibi düşünebiliriz. Bisiklet sürmeye başladığımız ilk zamanlarda beynimizi sürekli yönlendirmemiz gerektiğini düşünürüz ama bir süre sonra beynimiz artık otomatik komutlarla sürmeye devam eder. Mutluluk hormonlarımızı kullandıkça beynimiz de tıpkı bisiklet sürer gibi bu sürece aşina olur.

*Mutlu olmanın tek faydası mutlu olmak mı? Yani o anlık duygu mu?

Aslında değil. Yaşamlarına ilişkin bilinçli farkındalığı yakalamalarına, farkındalıkları çerçevesinde bir daha iyi hissederek yaşamla ilgili duyarlılıklarını geliştirmelerine, kendi yaşamlarına ilişkin senaryolarındaki engelleri ve fırsatları görebilmelerine, yapabileceklerinin yol haritasını çizerken, yapamayacaklarını kabullenmelerine, hayata karşı umutlarını ve motivasyonlarını tazelemelerine, yaşamlarına ait seçimlerinin sorumluluğunu üstelenebilmeleri konusunda cesaretlendirmeyi sağlar.

*Peki mutluluk tasarlanabilir mi?

Evet kesinlikle tasarlanabilir. Herkes, kendini keşfetme sürecine yine kendisine neyin iyi geldiğini ve neyin iyi gelmediğini belirleyerek başlaması gerekir. Burada kişisel arkeoloji olgusuna dikkat çekmek istiyorum.

*Kişisel arkeoloji nedir?

Kişinin, kendisini geçmiş fotoğraflarına bakarak, iyi hissettiği anılara odaklanarak ve çözümleyerek, onlar üzerinde kapsamlı düşünerek kendisini keşfetme süreci kişisel arkeolojidir ve aynı zamanda mutluluk tasarımının ilk adımıdır.

*İkinci adım?

İkinci adım ise kişinin hayat içsel iletişimini güçlendirmesidir. Ve üçüncü adım olarak bu hayata gelme, yaşam amacını bulma yolculuğudur. Özetlemek gerekirse, kişiler kendi mevcut potansiyellerini keşfedip hayat gayelerini belirledikten sonraki hayatta kalma motivasyonlarıyla daha mutlu olabilir.

‘Sınırlarımızı çizmeliyiz’

*Bizi mutsuz eden şeylerden nasıl uzaklaşabiliriz?

Bizi mutsuz eden şeylerden uzaklaşabilmek için ilk öncelikle bizi neyin mutsuz ettiğini bilmemiz gerekir. Sonra sınırlarımızı çizmeli, “hayır” demenin de büyülü gücünü kullanmalıyız. Bu şekilde bizi mutsuz eden şeylerden uzaklaşabiliriz.

*İnsanlara mutlu olmanın yollarını gösteriyorsun, sonuçlar nasıl?

Pozitif geri dönüşler alıyoruz. En çok da ‘aslında mutlu olduklarını ama bunu yeni fark ettikleri’ söylemleriyle karşılaşıyoruz. Aslında herkes kendisi bir mutluluk tasarımcısı ben bunu anlatmaya, yaymaya ve hissettirmeye çalışıyorum.