“Burning Man’de “Uyandıran Rüyalar”

Dünyaca ünlü Burning Man Festivali uzun süren pandeminin ardından bu sene 70 binin üzerinde rekor bir katılımla gerçekleştirildi. Kuzey Nevada eyaletinde bulunan Black Rock Çölü'nde geçici olarak kurulan Black Rock City'de gerçekleştirilen festival ilk olarak 1986 yılında Amerika’da, San Francisco’nun Baker plajında başlamış. Daha sonraki dönemlerde çöldeki mevcut yerine taşınan Burning Man Festivali, her yıl Ağustos ayının son pazartesi başlayarak Eylül ayının ilk pazartesi günü sona erecek şekilde düzenleniyor. Bu tarih aralığı aynı zamanda Amerika’da İşçi Bayramı’na denk geliyor. Burning Man, çoğu insan tarafından bir müzik festivali olarak düşünülse de organizatörleri etkinliği bir “toplum ve sanat deneyi” olarak tanımlıyor. Adını her yıl sembolik olarak yakılan büyük bir ahşap adam figüründen alan etkinliğin amacı, her bireyin sahip olduğu yaratıcı gücün ortaya çıkmasını sağlamak, kendini ifade etme özgürlüğü ve özgüven kazanımı sayesinde yeni bir kültür yaratmak olarak tanımlanıyor. Dayatılan toplum kurallarının oluşturduğu bariyerleri ortadan kaldırarak daha çok bireysel özelliklerin ön plana çıkarıldığı bir ortam yaratmanın hedeflendiği festivalin yaratıcıları Burning Man sayesinde dünyada spiritüel anlamda bir dönüşüm gerçekleştirilebileceğine inanıyor. Festivalde sergilenen sanat eserleri anlaşılmazlıktan uzak, anlatmak istediğini direkt olarak ortaya koyan bir sanat türünü temsil ediyor. Sanat eserleri dışında değişik icatlar, makineler, hafif strüktür yapılar ve araçlar da sergileniyor. Çölün ortasında tanışmak, paylaşmak, yaratıcılığı ortaya koymak ve eğlenmek için düzenlenen festivalde katılımcıların hiçbir kısıtlama, ayrımcılık hissetmeyeceği bir ortam sağlanıyor. Katılım için herhangi bir ön koşul bulunmazken etkinlikte kesinlikle para kullanılmıyor ve satış yapılmıyor. Eksikler ve ihtiyaçlar arkadaşlardan ve diğer katılımcılardan tedarik ediliyor. Çok geniş bir alana kurulan festivalde ulaşım bisikletlerle sağlanıyor. Festivalin altın kuralı: Arkanda çöp bırakma! Tüm katılımcılar bu festivalde çöpünden de, ulaşımından da kendisi sorumlu. Ayrıca sergilemesi yapılan sanat eserleri ve enstalasyonların festivalin zorlu çöl koşullarında kurulumu ve nakliyesi de eser sahiplerine ait. Festivale adını veren ahşaptan yapılmış adam (Flame) heykelinin yakılma geleneği, ilk sene festivali düzenleyenler tarafından başlatılmış ve günümüzde de devam ediyor. Bu heykelin yakılması, toplumsal baskı karşısında başkaldırıyı sembolize ediyor. Çoğu sanat eserinin bulunduğu, partilerin düzenlendiği ve festivalin sembolü Flame heykelinin yakıldığı alana ise “Playa” adı veriliyor. Festivalin 2022 teması “Uyandıran Rüyalar” başlığını taşıyordu. Hem gerçek hem de mecazi rüyaların dönüştürücü gücünü ve bu güçlü enerjiyi göz açıcı, genellikle gerçeküstü, bazen yaşamı değiştiren şekillerde kanalize eden hayalperestleri kutlamak amacını taşıyan ve 70.000'den fazla kişinin katıldığı bu yılki festivalde dünyaca ünlü BIG mimarlık ofisi kurucuları Bjarke Ingels ve Jakob Lange'nin de bir enstalasyonu bulunuyordu.

SKUM Thundercloud

Danimarkalı mimarlık stüdyosu BIG'in ortakları Bjarke Ingels ve Jakob Lange, festival için küresel bir enstalasyon tasarladı. Danca'da “skum”, köpük anlamına geliyor. BIG’in Burning Man 2022’de yer alan bu tasarımı, sıcak hava balonlarının yapımında kullanılana benzer şişirilebilir bir malzemeden yapılmış. Gündüzleri gölge sağlayan yapı, geceleri dışarıdan gelen gürültüye tepki veren "yıldırım çarpmaları" ile içeriyi aydınlatıyor. Tasarımcılar eserin bu özelliğini "SKUM’ın civarında insan yapımı veya doğal bir ses oluştuğunda yıldırım düşmeleri sona eriyor; ancak sessiz dinginlik geri döndüğünde yeniden başlıyor" diye açıklıyor.

Katarsis

Fransız mimar Arthur Mamou-Mani, bu yılki festival için bir fraktal galeri ve amfi-tiyatro tasarladı. Ahşap çatı, gölge sağlayan uzun kumaş tabakalar ile çaprazlanmış ve tüm yapı merkezi bir noktaya yönlendirilmiş. Mamou-Mani "Yedi kapılı bu sonsuz alan, gökyüzüne yükselen ve giderek daha karmaşık ve samimi hale gelen, herkesin her türlü sanatı kullanması ve yerleştirmesi için rüya gibi galeriler ve performans alanları oluşturuyor” diyor. Yapı festivalde kurulmadan önce, Sanal Tasarım Festivali sırasında insanların ziyaret edebileceği bir metaverse kurulumu aracılığıyla dijital olarak paylaşıma açılmış.

Paradisium

Tamamen geri dönüştürülmüş malzemelerle inşa edilen Paradisium, çölün ortasında "kapsamlı bir orman ekosistemini" temsil edecek şekilde tasarlanmış. Tasarımcılar, yanlarında grafik öğeleri olan bir dizi ağaç oluşturmuş. En uzun dörtlü, katılımcılar için tünek görevi görürken, daha fazla gölge sağlamak için küçük bölmeler de ilave edilmiş. Dave Keane & Folly Builders ekibi tasarımlarını "Paradisium, uzun zaman önce devrilmiş ağaçlardan yapılmış, bize ormanın güzelliğini, birbirimize bağlılığımızı ve doğayla olan bağımlılığımızı hatırlatan, aynı zamanda bir topluluk duygusunu ve ortak geleceğimize yatırımı teşvik eden bir koru" sözleriyle açıklıyor.

Solar Shrine

Antwane Lee & Collective tarafından Eski Mısır ve Nubya mitolojisinin unsurları düşünülerek tasarlanan Solar Shrine, devasa bir dikey "geçit" ile ön plana çıkan sütunlu bir tapınaktan oluşuyor. Kontrplakla sarılmış kereste ile inşa edilen yapıda alevleri havaya fırlatan bir dizi ateş unsuru da bulunuyor. Yüksek kapıdan başlayan enstalasyon doğuda Güneş'in gücünü sembolize ederek yükselirken batıda küçülüyor.

Project Carillon

Tasarımcı Steven Brummond, 48 metrelik bu çan kulesi için geri dönüştürülmüş kontrplak kullanmayı tercih etmiş Tasarımcıya göre paneller balık kılçığı veya kirpi görünümüne benzeyecek şekilde dizilmiş. Bu desen, kulenin içten dışa parlamasını sağlamak için ışığı filtreliyor. Yapının yüksekliklerine yerleştirilmiş 99 çana bağlı bir dizi halat ile etkileşim kurmak için katılımcıların kuleye tırmanmaları mümkün kılınmış.

2022 Burning Man Heykeli

Festivalin son gününde yakılan Burning Man heykeli için her yıl farklı bir tasarım geliştiriliyor. Eserin yaratıcı ekibi, festivalin “Uyandıran Rüyalar” başlığını taşıyan bu yılki temasına bağlı kalmak için Çin edebiyatından bir rüya dizisini ilham kaynağı olarak kullanmış ve yapıyı sembollerle süslemiş. Burning Man heykeli tapınağa benzer bir kaide üzerine yerleştirmiş.