Gündem Besle sevgilini versin kalbini!

Besle sevgilini versin kalbini!

14.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

İtalyan profesör Pasini’ye göre, insan hayatının belki de en önemli iki güdüsü olan beslenme ihtiyacı ve cinsellik, aslında birbiriyle çok içiçe

Besle sevgilini versin kalbini

Besle sevgilini versin kalbini!

İtalyan profesör Pasini’ye göre, insan hayatının belki de en önemli iki güdüsü olan beslenme ihtiyacı ve cinsellik, aslında birbiriyle çok içiçe

Eros Mutfağa Girince 1
Hazırlayan: Elif Korap


Yeme ve üreme insanın en temel varoluş nedeniyken, şehvet ve oburluk, değil mi insanın vazgeçemediği ve neredeyse tüm dinlerce günah sayılmış olan. Aşk öyküleri çoğu zaman romantik bir akşam yemeğiyle başlıyor ve hatta atasözleri kalbe giden yolun mideden geçtiğini söylüyor. Peki, aşk ve yemek arasında gerçekten bir ilişki var mı? Anlaşılan o ki, bu konu yalnız iştahlı aşıkları değil, uzmanların da kafasını kurcalamış. İtalyan Profesör Willy Pasini’nin bu ilişkiyi irdeleyen kapsamlı araştırması ve elde ettiği ilginç veriler, Sevgililer Günü’ndebu yanıtların peşine düşmemize önayak oldu.

En özel anlar sofrada geçiyor
Aşk ve yemek, insanın iki kuvvetli dürtüsü. Psikologlar üremenin mi, yoksa beslenmenin mi daha baskın olduğuna henüz bir yanıt bulamamış olsalar da, bu ikisi arasında güçlü bir ilişki olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. Yemek çoğu zaman karın doyurma işinin yanı sıra sosyalleşme görevi görüyor. Aile toplantıları, iş yemekleri, kutlamalar, yani insanın en özel anları sofra başında geçiyor. Aşk, elbette salt cinselliğin yaşanması olarak gündeme gelmiyor toplumda. Kuralların tanımladığı ilişkiler ve aileler bu dürtüyü sosyalleşmenin bir parçası haline getiriyor insan yaşamında.

Anketler de bu tezi doğruluyor
Dünyanın en romantik ırklarından biri kabul edilir İtalyanlar. Aşkta usta oldukları kadar yemekte de ustalar üstelik. Dünyada aşk ve yemek arasındaki ilişkiyi bilimsel çerçevede ele alma işinin de bir İtalyan’a düşmüş olması şaşırtıcı değil aslında. Bu italyan, Pasini, yıllarını beslenme ve aşk arasındaki bu gizemli ilişkiyi kavramaya adamış. Pasini bu bağlantıyı keşif çalışmaları sırasında İtalyan ve Fransızlar üzerinde bir anket uygulamış. İletişim Yayınları’nca yayımlanan "Aşk ve Yemek" adlı kitapta Pasini, yaptığı terapi ve anketler sonucunda insan davranışlarında aşk ve yeme alışkanlıklarının büyük etkisi olduğunu söylüyor.

Aşkı asıl erkekler konuşuyor
Prof. Pasini’nin, yaptığı anketten elde ettiği bazı verileri şöyle özetleyebiliriz:
• Sofrada mı, yatakta mı görgü kuralları daha önemli sorusuna, daha çok sofrada yanıtı veriliyor. Erkekler yatakta kuralların önemine inanırken, kadınlar bunun aşkı öldüreceğini düşünüyor.
• Erkekler aşk üzerine, yemekten daha çok konuşuyor. Kadınlar ise birbirleriyle yemek tariflerini daha sık konuşuyorlar.
• 35 yaş altındakiler, genellikle en mahrem şeylerini yatakta konuşmayı tercih ederken; daha yaşlı olanlar akşam yemeğini daha rahat bir ortam olarak nitelendiriyor.
•
Salata dişil besin şarap ise eril...
İnsan zihninde besinlerin eril ya da dişil anlamları olduğunu araştırmalar gösteriyor. Kimi besinler ise kişilerde farklı bir izlenim bırakıyor. İnsanın dişi yada eril olarak algıladığı bazı besinler şöyle:

ERİL BESİNLER:
• Bira
• Kırmızı şarap
• Av etleri
• Kokulu peynir
• Kırmızı etler

DİŞİL BESİNLER:
• Pasta
• Yoğurt
• Maden suyu
• Süt
• Salata

KARASIZ BESİNLER
• Hamur işleri
• Kabuklu hayvanlar
• Şampanya


Besle sevgilini versin kalbini
Kazanova işin sırrını çözmüş
Gelmiş geçmiş en ünlü çapkın olarak bilinen Kazanova, yemek ve aşk arasındaki o sihirli bağlantıyı çözmüş, bu keşfi sayesinde de pek çok kereler zafere ulaşmıştı!
Aşk ve yemek sözcüğü bir araya geldiğinde tek bir sözcük ediyor aslında: Kazanova. Giacomo Kazanova için kutsanmış bir lezzeti vardı ikisinin de. Her güzel yemek ona aşkı anımsatıyor, aşk da iştahını kabartıyor, karnını acıktırıyordu. Kazanova yaşamı boyunca yalnız kadınlarıyla değil, yemek zevkine düşkünlüğüyle de gururlandırdı günahkarları.

İstiridyeyle tavladı
Kazanova genç sevgililerini etkilemek için de istiridyeli büyüleyici akşam yemeklerini kullanıyordu. Eva Eckstein "Kazanova’non Aşk Mönüsü’ adlı kitabında Kazanova’nın bu törenlerinden birini şöyle aktarıyor: "Kazanova, 50’li yaşlarında İtalya’ya döner ve Salerno’da iki genç kıza, Armellina ve arkadaşı Emilia’ya tutulur. Nihayet bir gün onları operaya götürmeyi başarır. Operadan sonra da kızlara bir ziyafet çeker. Sofrada tam 100 tane istiridye vardır. Kızlar sofradan çok etkilenir. ‘Açlıktan ölmek üzere olan aşkım, ağzımı kıskanıyordu’ diye anlatıyor anılarında Kazanova. İstiridyeleri birbirlerinin ağzından kaptıkları neşeli bir yemek yenir... Birkaç gün sonra yine buluşup bir istiridye ziyafeti çekerler. Kazanova bir handa iki oda ayırtır, birinde geniş bir kanepe olmasını ayarlar. Mersinbalığı ve trüfle içilen şaraplar ve şöminenin ateşi, kızların kürklerini çıkartmalarını sağlar. İstiridyeleri ağızdan yeme oyunu tekrar başlar."
Sonrasını ise Kazanova şöyle anlatıyor: "Emilia’nın ağzındaki istiridyelerden biri, göğüslerinin arasına düştü. Emilia istiridyeyi almaya kalkınca, oyunun kurallarını hatırlatarak korsesinin bağlarını açıp istiridyeyi düştüğü yerden kendi dudaklarımla almam gerektiğine ikna ettim. Onu soymama itiraz etmedi, istiridyeyi öyle bir aldım ki, bu sırada istiridyemi bulup çiğneme ve yutma zevkleri dışında başka zevkler aldığımı hissettirmedim." Kazanova’nın yemek düşkünlüğü bu kadarla da bitmiyordu. Aşık olduğu kadının saçından aldığı tutamı kurabiye hamuruna katıyor, sonra yiyordu.

Venüs Midyesi’yle tam 12’den vurun!
Aşık olduğu kadınları etkilemek için istiridye, mantar, av eti, ternöv usulü pişirilmiş mersinbalığı, kokulu peynirler, şarap ve şampanya kullanan Kazanova’nın afrodizyak yemeklerinden Venüs Midyesi’nin malzemeleri ve tarifi şöyle:

MALZEMELER:
• 1 kg midye
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 havuç
• 1 soğan
• 1 diş sarımsak
• 4 adet kerevizin yeşil sapı
• maydonoz

SOS MALZEMESİ:
• 1 bardak beyaz şarap
• 1 yemek kaşığı sirke
• 6 yemek kaşığı zeytinyağı
• tuz, karabiber

YAPILIŞI:
Midyeler iyice yıkanır. Zeytinyağı derince bir kapta kızdırıldıktan sonra küçük küçük doğranmış havuç, soğan ve sarımsak eklenerek kızartılır. Daha sonra midyeler tencereye koyulur ve kabukları açılana kadar üzerine bir kapak kapatılarak pişirilir. Midyeler tencereden çıkarılır, tencerede kalanlar koyulaşıncaya kadar pişirildikten sonra bir süzgeçten geçirilir. Sos malzemeleri püreye eklenerek yumurta çırpacağı yardımıyla koyu bir sos oluşana kadar çırpılır. Derince bir kasenin içine sos ve midyeler konur, ince ince doğranmış maydonoz ve kereviz saplarıyla süslenir. Kısa bir süre bekletilerek servis yapılır. Tavsiye edilen şarap: Beyaz Burgunder...

YARIN:
• Sofra aşk hayatının göstergesi
• İki günah: Şehvet ve oburluk
• Cinsel - besinsel altı alışkanlık




GÜNCEL