Gündem Türkiye’nin son teneke ustası: Plastiğe benzemez, el emeği

Türkiye’nin son teneke ustası: Plastiğe benzemez, el emeği

17.03.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin son teneke ustası Mustafa Gürler, ‘Teneke plastiğe benzemez, el emeği’ diyerek, mesleğinin yok olduğundan dem vurdu.

Türkiye’nin son teneke ustası: Plastiğe benzemez, el emeği

Mehtap Gökdemir - Mustafa Gürler 1946 Antakya doğumlu. Meslekte 68 yılı bitirmiş durumda. Türkiye’nin son fanus ustası olmasının yanı sıra tenekecilik mesleğinin de son dem ustalarından. Teknolojinin gelişimine ve hayatın her alanına hakim olan plastik eşyalara karşı sanatını icra ettiği tenekeyi anlatırken, “Teneke plastiğe benzemez. Tamamı el emeği. Fabrikasyon hiç yok” diyor. Deprem felaketinde yaşadığı büyük acıyı ise “Oğlum, gelin, torun... Hepsi gitti. Bir ben bir hanım kaldık” diyerek aktarmaya çalışıyor. Hayatta kalmasını evinin tek katlı olmasına bağlıyor.

Haberin Devamı

KALIBI ANTAKYA’DAN

Teneke, fanus, huni, çay terazisi, halka tatlısı kalıbı, kahve kepçesi gibi eşyalar yapan Gürler, yılların yorgunluğunun yanı sıra ürettiklerinden duyduğu gururu da yansıtan ses tonuyla “Ankara’da halka tatlısı yiyorsunuz. Kalıbını sorun, diyecekler ki Antakya’dan aldım” ifadesini kullanıyor. Ata mesleğini sürdürdüğünü anlatırken ise şunları söylüyor:

“Baba, babamın babası, onun babası, hepsi. Eskiden evlerde elektrik olmadan önce fanus yakardık. O fanusları yapardık. Hani denilir ya Kurtuluş Caddesinin ilk aydınlatılma aracı, o Kurtuluş Caddesi önce meşale, meşale sönünce başka bir şey derken benim büyük ecdadım oraya dört köşe bir camlı yapı içerisine fiske dediğimiz yağ koyuyor. Ondan sonra gelişe gelişe dedem bunu gazla yapıyor. Babamın dedesi onu camlı yapıyor. Ben daha değişik yaptım. Ama artık fanusa talep kalmadı.”