Kültür Sanat ‘Ağıdımızı umuda evirdik’

‘Ağıdımızı umuda evirdik’

05.12.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:

Kadına yönelik şiddet karşısında sessiz kalmayan seramik sanatçısı Seçil Nebioğlu, öncülük ettiği "Toprakla Ağıt" sergisi için "Biz üretirken ağıdımızı umuda evirdik" diyor

‘Ağıdımızı umuda evirdik’

Seyhan Akıncı - Kadına yönelik şiddeti anlatan oyunlar, sergiler, öyküler... Farklı yollarla ortak acımızı dindirmeye çalışıyoruz. Yasalar bize kendinizi güvende hissedin diyene kadar da her yerde kadına şiddete hayır demeye devam edeceğiz. 25 Kasım'da Uniq Expo'da açılan ve 31 Aralık'a kadar görülebilecek olan "Toprakla Ağıt" sergisinin hikâyesi de böyle başlıyor. Seramik sanatçısı Seçil Nebioğlu, "Toprakla Ağıt" fikrinin çıkışını şu sözlerle anlatıyor, "Martta kadın cinayetlerinin vicdanımı dağladığı bir günde adeta bir çığlık olarak çıktı. Elimde kurukafa görünümlü mask kalıplarım vardı. Gelin, ölümlere inat bu maskları renk renk, desen desen üretelim dedim. Bu çığlık; kadın cinayetleri üzerine sanatsal bir ses çıkarmak, topluca üretmek ve farkındalık yaratmak amacıyla atölyemi tüm olanaklarıyla gönüllülere açtığımı haber veriyordu." Duyduğu öfke karşısında sesini çıkarmaya çalışan Nebioğlu, çağrısına büyük bir katılımın olacağını ve sekiz ay boyunca çalışmaların soluksuz sürüp, böylesine bir sergiye evrileceğini öngörememiş elbette. Nebioğlu, "O çığlık, ağıda dönüştü. Toplum vicdanında, sanatta karşılığını buldu, ortak ağıdımız oldu" diyor. Sanatçının hedeflerinden biri de serginin sürdürülebilir olması. "Gittiği şehir ve ülkelerde bir sanat hareketine dönüşmesini ve katlanarak büyümesini amaçlıyorum" diyor Nebioğlu.

Haberin Devamı

Doğa tahribatına gönderme

126 gönüllünün 1260 esere imza attığı "Toprakla Ağıt" sergisinde Nebioğlu'nun videoyu yayınlamasının ertesinde atölyeye beş kişi gitmiş, ertesi gün yedi sonrasında 11, 25, 30, 40, 55, 62 derken kısa sürede atölye hacmini aşan sayıda gönüllü ortak duyguda buluşmuş. "Ortak bir WhatsApp grubu kurdum. Listeler, günlere göre çalışma programları oluşturdum. Haftanın altı günü tamamen dolduğu halde gönüllüler ‘ben de varım’ diye gelmeye ve aramaya devam ediyordu. İstanbul dışındaki illerden de gönüllüler oluşmaya başladı. Bu kez ‘Uzaktakiler’ adı altında bir WhatsApp grubu daha kurmak gerekti. Ve uzaktakilere, farklı bir üretim konusu verdim ‘Askıda içi boş kadın elbiseleri’. Elbiseler kuru ağaç dalına asılı olacaktı. Böylece doğa tahribatına da gönderme yapılacaktı. Elbiseler için sadece ölçü verdim. Gönüllü, nasıl kadın elbisesi istiyorsa öyle yapsındı. Özgürce ve özgün üretimler olsun istedim. Köylüsünden kentlisine, şalvarlısından mini şortlusuna, tesettürlüsünden gelinliklerine kadar 560 adet elbise yapıldı. Bir o kadar da mask. Sergilemede kullanılmak üzere 140 metre seramik zincir yaptık. 8 ay boyunca üretimler devam etti" diye anlatıyor Nebioğlu.

Haberin Devamı

‘Ağıdımızı umuda evirdik’

Gönüllülerin üretme aşkı

Seramik sanatçıları, seramiği hobi olarak yapanlar ve seramikle ilk kez bu projede tanışan gönüllülerden oluşan ekipte proje sayesinde herkes payına düşeni almış. "Bu proje; seramik atölyelerine, seramik yapanlara yepyeni bir ivme ve çalışma şevki verdi. Sanatçılara en güzeli yapma itkisi. Hiç bilmeyenlereyse müthiş bir eğitim olanağı sağladı. Özetle seramik sektörüne önemli katkısı oldu" diyor Nebioğlu. "Biz üretirken ağıdımızı umuda evirdik. İzleyicinin de acısını umuda evirmek istiyoruz" diyen Nebioğlu, "Gönüllüler arasında bir kısmı ilk kez seramikle tanıştı, seramik yapanların bir kısmı da ilk kez bir sergide yer aldı. Bu sanat hareketimizde üretimleriyle varlık gösterdiler. Bir sosyal sorumluluk projesinde sanatsal bir hareket içinde yer almanın gururunu taşıdılar. Bir amaç adına üretince ve birlikte üretmenin zevkini tadarak mutlu oldular, emeğin değerini ve gücünü deneyimlediler ve seramikle yolculuklarına devam etmek isteyenler olduğu gibi yolu seramikle gidenlerin de projemiz adeta yakıtı, ateşi oldu. Atölyeler anlam kazandı. Tezgâhlar şenlendi. Kalpler ısındı. Sanatın iyileştirici gücü yaşamlara nüfus etti. Sonuçta, sergimiz çok güzel oldu çünkü sürecimiz güzeldi. Ve daha da güzeli halen gönüllü müracaatları oluyor. Gönüllülerin üretme aşkı, bir sanat hareketinin içinde olma arzusu ve kadına şiddete karşı birleşme istekleri büyüyerek devam etmekte" diye sürdüyor sözlerini.