Kültür Sanat Duvarların hikâyesi

Duvarların hikâyesi

18.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde ziyaret açılan “Duvarlar ve Ötesi” sergisindeki farklı medeniyet ve coğrafyalara ait halılar, duvarların dile gelmeyen hikâyelerini anlatıyor.

Duvarların hikâyesi

Seray Şahinler - İnsanlık tarihinin estetik arayışının en eski örneklerinden biridir duvar süsleri… Mağaradan yerleşik hayata uzanan süreçte insanoğlu, içinde yaşadığı dört duvarı hep renklendirmek, süslemek istemiş. Kimi zaman mitolojik referanslar kimi zaman doğa tasvirleri bazen de dini atıflar duvarlara yansımış.

Haberin Devamı

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, bu seyri anlatmaya çok elverişli bir yerde “Duvarlar ve Ötesi” adlı sergiyi ziyarete açtı. Farklı dönemlerden ve coğrafyalardan farklı kullanım teknikleriyle üretilmiş halılar yeni bir hikâye yazmak üzere Mardin Kent Müzesi Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde buluştu. 110’dan fazla duvar halısı, duvarları süsleme içgüdüsünün, fresk ve mozaik gibi çeşitli mimari bezemelerin yanı sıra, tekstilin en eski formlarından biri olan dokumaların tarihsel süreçteki gelişimini aktarıyor.

Özdemir Altan’ın sürprizleri

Kadim medeniyetlerin en kadim eserlerinden bu halılar… Ve sergide yer alan her halı sürpriz hikâyeler barındırıyor. Serginin ilk bölümünü süsleyen duvar halıları arasında Özdemir Altan’ın iki dev eseri dikkat çekiyor. Uzun yıllar İstanbul Harbiye Radyoevi’nde ziyaretçileri karşılayan Altan’ın “Çağdaş Müzik ve Üç Antik Anadolu Kralı” ile “Tepegözün Dansı” adlı dokumaları ilk kez kurum dışına çıkarak Mardin’de sergileniyor. TRT’nin, radyoevindeki konser salonu fuayesi duvarlarını süslemek için 1968’de düzenlediği yarışmayı kazanan Altan, kilim dokumayı öğrenmeye karar veriyor ve bir ay boyunca Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda dokumayı öğreniyor. Eserlerinde kilim tekniği ile gobleni birleştirmeyi düşünen Altan, halıları, Akademi’den Ömer Karaçam, Zeki Alpan ve Zekai Ormancı ile birlikte dokuyor. İlk halı 11, ikinci ise yedi ayda tamamlanmış.

Haberin Devamı

Diğer sürpriz ise Mardin’deki Kırklar Kilisesi’nden… Kilisenin apsis bölümü perdesi tahta baskı ve kalem işinin birlikte kullanımıyla üretilmiş. Hristiyan sanatının en sık betimlenen sahnelerinden birini, İsa’nın çarmıha gerilmesini konu eden 1907 tarihli perde Gabriel Akyüz tarafından Sabancı Müzesi ekiplerine teslim edilmiş ve oldukça titiz bir restorasyondan geçerek sergideki yerini almış. Serginin en eski ve etkileyici parçalarından biri…

Geleneğin modern yorumu

“Duvarlar ve Ötesi” inanışın bir yansıması olarak geleneksel tekniklerle üretilen isimsiz duvar halılarını, diğer yandan güncel tasarım figürlerini barındıran ve çağdaş metotlarla üretilen örnekleri bir arada sunuyor. Halının kendi seyri içindeki değişimini ve döngüsünü okumak için Vahap Avşar, Belkıs Balpınar, Burhan Doğançay, Gülsün Karamustafa, Zeki Faik İzer, Tulga Tollu ve Gültekin Çizgen gibi sanatçıların geleneksel Türk halılarının dokunduğu metotla gerçekleştirdiği çağdaş halı tasarımları da sergideki yerini almış. Gülsün Karamustafa’nıın 1984 tarihli “Son Akşam Yemeği Üzerine Düşkün Çeşitleme”, Vahap Avşar’ın “İmgelerin Kardeşliği (Papağanlar ve Dansözler), Burhan Doğançay’ın “Fısıldayan Duvar” adlı işleri serginin sözünü en yalın hâliyle anlatan işler arasında… Sergi 9 Nisan 2023’e kadar ziyarete açık.

Haberin Devamı

Duvarların hikâyesi

Vahap Avşar, İmgelerin Kardeşliği (Kahveci Güzeli ve Son Akşam Yemeği), 2022

“Çok benimsenmiş, çok sevilmiş”

Sabancı Müzesi Müdür Dr. Nazan Ölçer: “Mardin’de gittiğim köylerde, evlerde, manastırlarda hep ortak bir şey vardı: Duvar halıları. Çoğu belli şablonlar üzerinden üretilen, kitsch diyebileceğimiz sahneleri de barındırır. Belli ki çok benimsenen, çok sevilen halılar bunlar. Dijital sanat o kadar kalabalık ki bu geleneklere pek yer kalmıyor. Bütün bunlar beni halılar üzerinde düşünmeye sevketti. Hepsi bir hikâye anlatıyor. Bu hikâyeler ilgilendiriyor beni. Yola çıkarken bu kadar malzeme bulacağımı tahmin etmemiştim.”