Kültür Sanat Sizi biz pek çok severiz

Sizi biz pek çok severiz

20.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşırken, sinemanın unutulmayan öğretmenlerine selam gönderme zamanı…

Sizi biz pek çok severiz

MÜJDE IŞIL- Yaşamı, yaşadıklarımızı sorgulayan ve sorgulatan birer öğretmen olan sinema filmlerinin önemli kahramanlarının başında da öğretmenler geliyor. İçlerinde bazıları var ki hangi yaşta izlersek izleyelim, onları okulda dersimize girmişçesine benimseyip öğrettiklerini beynimize kazıyoruz. Öğretmenler Günü yaklaşırken, sinemanın o unutamadığımız öğretmenlerini analım istedik.

Haberin Devamı

John Keating: Şanlı bir nesil sinemada izleyerek, daha fazla nesil ise televizyonda keşfederek “Dead Poets Society/Ölü Ozanlar Derneği”ni ve John Keating’i zihnine ve kalbine kazıdı. Disiplini ve gelenekleriyle övünen yatılı erkek okuluna gelen Bay Keating, sadece sınav başarısı ve biat üzerine kurulmuş dengeleri bir anda altüst eder. Aile, okul ve gelecek baskısı altında ezilen öğrencileri şiirin, edebiyatın, kelimelerin ahenkli dünyasıyla tanıştırır. Anı yaşamayı, özgür düşünmeyi, hayata farklı açılardan bakabilmeyi öğretir. Filmin öyle bir finali vardır ki hem korkanlarla hem de cesurlarla empati kurar seyirci. John Keating sınıf kapısından çıkarken ise gözü yaşlı bizlerin ağından aynı kelimeler dökülür: “Ey kaptan, kaptanım.”

Haberin Devamı

Mahmut Hoca: “Hababam Sınıfı” serisinde çok öğretmenle tanıştık ama Mahmut Hoca’nın yeri apayrı oldu daima. Münir Özkul’un mimiklerinden vücut diline kadar özümsediği, disiplinli ama aynı zamanda şefkatli hoca karakteri, çocukları eğitmek için ülkesinin birçok noktasında çalışmış bir öğretmenin kendi yuvasını kuramayıp görev yaptığı okulları yuva belleyişinin de hüznünü içeriyor aynı zamanda. Öğrencilere ceza vermekten çekinmeyecek kadar sert, onları müşteri olarak gören okulun sahibine dimdik direnecek kadar cesur ve eğitimlerinin kesilmesine engel olmak için didinecek kadar da sevgi doludur.

Sizi biz pek çok severiz

Mark Thackeray: Bizde “Sevgili Öğretmenim” ismiyle izlenen “To Sir, with Love”, Sidney Poitier’nin karizmatik performansıyla unutulmazlar listemizde. Mark Thackeray biraz da Mahmut Hoca’yı anımsatmıyor değil hani… Ama o aslında bir öğretmen değil, mühendis. İş bulamayınca Londra’nın sorunlu okullarından birinde öğretmenlik yapmaya başlıyor. Diğer okulların reddettiği bu çocuklar disiplinsiz ve suça eğilimliler. Mark Thackeray onlara yukarıdan bakmak yerine onlarla empati kurarak alışılmışın dışında yöntemler uygular. Öğrencilerin de seyircinin de elinden, bu karizma karşısında saygı duymaktan başka bir şey gelmez.

Sizi biz pek çok severiz

Hüsnü Öğretmen: Sınıfta anlattıklarından ziyade yaşadıklarıyla ders veriyor Hüsnü Öğretmen. Anadolu’da görev yapan Hüsnü, mesleğindeki başarılarından dolayı İstanbul’a tayin edilir. Ailesiyle büyük şehre taşınan öğretmen, ücra bir yerde ev bulsa bile ne yola ne mutfağa para yetiştirebilir. Bunun üzerine ek iş yapmaya başlar. Bunca dert, tasa da Hüsnü’nün psikolojisini mahveder. “Öğretmen” Kemal Sunal’ın çok öne çıkmayan filmlerinden olsa da bu rolü, filmografisindeki en etkileyici performanslardan.

Haberin Devamı

Sizi biz pek çok severiz

Ram Shankar Nikumbh: Filmlerinde genelde farkındalık yaratmayı ve topluma bir nevi öğretmenlik yapmayı seven Aamir Khan’ın “Taare Zameen Par”daki resim öğretmeni rolü de bu listeye girmeyi hak ediyor. Öğrenme zorluğu yaşayan, azar ve alay konusu olan sekiz yaşındaki öğrencisinin üzerine eğilen öğretmenimiz, çocuğun disleksi olduğunu anlıyor ve onu standart değil, bireysel şekilde yönlendirerek hayata kazandırıyor.

Sizi biz pek çok severiz

William Hundert: “The Emperor’s Club/İmparatorlar Kulübü”nde Kevin Kline’ın başarıyla canlandırdığı Bay Hundert, John Keating ile hem benzerlik taşır hem de ona tezattır. Yatılı bir erkek okulunda tarih öğretmenliği yapan Hundert, tarihe ve disipline tutkuyla bağlıdır. Öğrencilerine de bunu aşılamaya çalışır. Tarihteki komutanların ve düşünürlerin fikirlerinden onlara toplumda ahlaklı şekilde ilerleyecekleri bir yol haritası çizmeye çalışır. Ta ki güçlü bir siyasetçinin oğlu okula gelene dek… Saygıdan ve öğrenme çabasında uzak bu öğrenci, Hundert’ı ciddi bir hesaplaşma içine sürükler. Filmin yarışma bölümü ve finali de hayli etkileyicidir.

Haberin Devamı

Sizi biz pek çok severiz

Roberta Guaspari: “Music of the Heart/50 Cesur Kemancı” gibi pozitif hislerle dolu bir müzik filminin yönetmeninin Wes Craven olduğuna kim inanabilir? Meryl Streep’in bu filmdeki keman öğretmeni rolü için dört hafta boyunca günde altı saat çalışarak keman çalmayı öğrendiğine ise kimse şaşıramaz. Çocuklarına tek başına bakmak zorunda olan Roberta Guaspari, keman çalma yeteneğini bilen eski dostunun vesilesiyle Harlem’deki bir okulda müzik dersi vermeye başlar. Okuldaki ortam, mevcut eğitim sistemi vs. her şey Roberta’yı zorlar ama o asla yılmaz. Müziğin gücüyle öğrencilerinin başarı duygusunu tatmasını sağlar.