Pazar “İnsanların içinde savcı var, avukat lazım”

“İnsanların içinde savcı var, avukat lazım”

31.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ferhat Aydın bir barda, haftada bir gün “bar psikologluğu” yapıyor. Aydın’a göre insanlar kendilerini çok deşiyor. Bu nedenle “İnsanların içinden bir savcı çıkıyor. Oysa onların avukata ihtiyaçları var” diyor

“İnsanların içinde savcı var, avukat lazım”

İstiklal Caddesi’ndeki Atıf Yılmaz Sokak’ta bulunan Seksek Bar çarşamba akşamları ilginç bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. 2011’de ODTÜ Psikoloji Bölümü’nden mezun olan psikolog Ferhat Aydın, sahneye çıkıyor ve barı dolduranlara cinsellik, asabiyet, sosyal medya bağımlılığı gibi konularda basit bilgiler veriyor. Aydın’ın amacı insanları bilinçlendirmek. Böylece ihtiyacı olanlar bir psikoloğa giderek terapilere katılacak, ufak tefek sorunları olanlar ise terapiye gerek kalmadan yaptıkları yanlışlardan dönecek. Ferhat Aydın’la bu işe nasıl giriştiğini ve kendisine sık sık gelen soruları konuştuk.

Haberin Devamı

-Barda psikologluk yapmaya nasıl başladınız?

Ben mezun olalı dört yıl oldu. Mezun olduktan sonra hatta okurken de sosyal ortamlarda insanlar mesleğimi duyunca bana sorular soruyordu. Ben dört yılın sonunda şunu fark ettim: İnsanların basit bilgilere ihtiyacı var; terapiye gidecek halleri yok. Hem ekonomik hem de kültürel olarak... Üşengeç de bir milletiz. Ben de “Bu insanlara ulaşmanın bir yolu olmalı” diye düşündüm. İlk önce medyayı kullanmaya çalıştım. Televizyona çıktım, yazılar yazdım. Ama olmadı. Sonra şunu fark ettim ki ben zaten barlarda insanları dinliyorum. “Bari birkaçını toplayayım öyle dinleyeyim” dedim. İlk aşamada bar psikologluğu böyle çıktı ortaya. Arkadaşlarım da destek verdi. Araştırdım, dünyada örneği yokmuş... Çünkü biliyorsunuz akademisyenler genelde sırça köşklerinde, insanlardan uzakta oluyor.

Haberin Devamı

-Arkadaşlarınızdan nasıl sorular geliyordu?

İlişki problemleri ilk sırada. İnsanlar küçücük bir duygusal dengesizliği bipolar bozukluk olarak yorumluyor. Normal bir öfke duygusunu “Benim öfke problemim var” diye anlatanlar oluyor. Buradan anladım ki gerçekten basit bilgilere ihtiyaç var.

“Dünyada örneği yok”

-Saçma sorular geliyor mu?

Tabii ki. Zaten benim hedef kitlem onlar. “Özgüven problemim var” diyor mesela, “Özgüven nedir?” diye sorduğumda cevap veremiyor.

-Bar psikolokluğunun dünyada örneği var mı?

Hayır yok.

-Psikolojide de Google’dan hastalık belirtileri aratanlar var mı?

Olmaz mı? Kendine bipolar bozukluk teşhisi koyan arkadaşım var benim. “Bipolar olsan bunu düşünmezsin, olursun” diyorum, inanmıyor. Sürekli kendini deşiyor, “Ben bunu neden yaptım?” diye... Kendimizi bu kadar deşmenin bir anlamı yok. İnsanların içinde savcı var. Oysa onların avukata ihtiyaçları var.

-Sürekli kendimizde suç mu arıyoruz?

Aynen. “Bunu neden yaptım?”, “Şunu şöyle yapsaydım daha iyi olurdu”... Hayat böyle değil. Akışına bırakmak gerekir.

-Siz terapi yapıyor musunuz?

PADEM Psikolojik Danışmanlık Merkezi’ndeyim. Hem zeka testleri yapıyoruz çocuklara hem de yetişkinlere, çiftlere ve cinsel sorun yaşayanlara terapiler yapıyoruz.

Haberin Devamı

-Bir barda psikologluk yaparak ayağınıza sıkmış olmuyor musunuz?

“Terapiye gitmeyin” demiyorum ben barda. Benim konuşmamla insanlar terapiye ihtiyaç duyup duymadığına karar veriyor.

-İnsanlar bar ortamında utanıyor mu dertlerini anlatırken?

Birkaç hafta önce cinselliği konuştuk ve çok iyi geçti. “Ben değil ama bir arkadaşım...” diye başlayarak herkes sorusunu sordu.

“Çok takmayın, rahat olun”

-Türkiye’nin cinsellik konusundaki sıkıntısı nedir?

Çok sorun var. Erkekler özellikle erken boşalmadan yakınıyor. Fakat sertleşme problemi nedeniyle daha çok başvuru geliyor. Kadınlar ise orgazm bozukluğundan ve isteksizlikten yakınıyor ama vajinismus nedeniyle geliyorlar. Tüm bunlardaki temel mesele “erkeklik” algısı. Skor, performans gibi şeyler kafaya takılınca sorunlar ortaya çıkıyor. Temel’in Fadime’ye söylediği bir söz çok önemli: “Fadime sen suyu koy. En kötü çay içeriz.” Kasmamak lazım. Hep aklınızda olsun, olmazsa çay içersiniz. Bu rahatlatır.

-Çok mu kasıyoruz?

Haberin Devamı

Sertleşme problemi yaşadığınız zaman aklınızdan ne geçiyor, onu bulun. “Bittim” diye düşünmeyin. Çok takmayın, rahat olun. Bunu aşmanın en iyi yolu “Ne bitmesi, en kötü çay içeriz” diye düşünmek.

-“İçine atma” doğru bir tedavi yöntemi mi?

Psikosomatik hastalıklarda dünyada ikinci durumdayız. Nedir bu hastalıklar? İçinize attığınız duygular bir yerinizden çıkıyor. Mideden özellikle. Sinir, stres direkt mideden çıkar. Toplum olarak içine atma muhabbetinde çok feci durumdayız.