“Kargo dağıtırken şu ankinden daha fazla keyif alıyordum”

eçen yıl Birleşmiş Milletler’de “Erkek egemen iş alanında kadın lider olmak” konulu etkileyici bir konuşma yaptı. Birleşmiş Milletler’in Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ne imza attı. Üstüne şirketinin finansal performansıyla Frost&Sullivan şirketinin Büyümede Mükemmellik Ödülü’nü aldı. Bütün bunların yansımaları da bir büyük ödüle dönüştü. Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Evrim Aras (36), IAIR Küresel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Organizasyonu tarafından Yılın Kadını seçildi. Evrim Hanım ödülü 10 Mart’ta Hong Kong’da aldı. Törenden sonra basına yaptığı konuşmada “Ödülü annesi 20 yıllık Aras Kargo emekçisi olan, kızımız Özgecan’a adıyorum” dedi. Geçen ay da TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı seçilen Aras sorularımızı yanıtladı.

Ödülü Özgecan’a adamaya nasıl karar verdiniz?

Haberi okudum ve hemen sosyal medyada bir kınama mesajı paylaştım. Sonra Adana’daki acente sahibi Özgecan’ın 20 yıllık çalışanımız Songül Hanım’ın kızı olduğunun haberini verdi. Acım içimde katlandı. Hemen aileyle iletişime geçtik. Ekipçe taziyeye gittik.

Nasıldı Songül Hanım?

Acıdan ruhu bedeninden ayrılmış gibiydi...

Neler konuştunuz?

“İzin verirseniz şubemizin adını Özgecan koymak isteriz” dedik. Evlerinin yakınındaki şubenin adını değiştiriyoruz şimdi. Adaletin yerini bulmasıyla ilgili takibi de yapıyoruz. Özgecan’ın kardeşlerinin eğitimlerini üstlendik. Çalışanımızın kızı olduğunu bilmeden de o acıyı kendi bedenimde hissetmiştim. Ailemizden biri olduğunu öğrenince de bu konu unutulmasın,
bu vesileyle bir daha anılsın diye
ödülü ona adamaya karar verdik.

“Erkek egemen sektörde dünyanın tek kadın CEO’su olarak...”

Siz kadınlarla ilgili konularda zaten hep hassassınız değil mi?

Erkek egemen sektörümüzde dünyanın tek kadın CEO’su olarak Birleşmiş Milletler Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ni imzaladık. Geçen yıl yüzde 16’ydı kadın çalışan oranımız. Bu yıl sonu için yüzde 20’yi hedefledik. Yöneticilerimize kadın istihdam kotası hedefi verdik. Boş bir pozisyon olduğunda onlardan bu pozisyonlara kadın çalışan önermelerini istiyoruz. Eğer bu kişiler işe alınırsa, önerene prim veriyoruz.

Anne olan çalışanlarınız için de güzel uygulamalar var şirketinizde...

Anneler ve bekar babalar, okulların açıldığı gün, kapandığı gün ve aşı günlerinde izinliler. Annelerin bebekleri bir yaşına gelene kadar günde iki saat süt izinleri var. Üç yaşına kadar da işten bir saat erken çıkabiliyor ve cumartesi günleri çalışmıyorlar. Emzirme odalarımız var. Çalışanlarımıza ve ailelerine ergen iletişimi, aile içi şiddet, mutluluk gibi konularda eğitimler veren Aile Okulu’muz var.

“Bir milyon kadın girişimciye ihtiyacımız var”

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı seçildiniz. Neler yapacaksınız?

Ana hedefimiz kadın girişimci sayısını artırmak. Sadece bu da değil, kadının yaptığı işlerde de yarattığı kadın istihdamını artırmak...
Rıfat Hisarcıklıoğlu (TOBB Başkanı) şöyle diyor: “Japonya gibi zengin olmak istiyorsak şu an iki milyon girişimcimiz daha olmalı.” Nüfusun yüzde 48’i kadın yani yaklaşık
bir milyon kadın girişimciye ihtiyacımız var.

Neden bu kadar az kadın girişimci var Türkiye’de? Bir kadın için iş hayatında var olmak zaten zor, o yüzden mümkün olduğunca risk almamak mı istiyorlar?

Evet ama o algıyı değiştirmek lazım. Eğer bir insana bir hayal geliyorsa o hayali gerçekleştirme yetisi de geliyor. Sadece bir kıvılcıma ihtiyaç var. İşte biz o kıvılcımı yaratmanın yollarını planlayacağız.

“Çalışanların ellerini tuttum, gözlerinin içine baktım ve durumu anlattım”

Siz 2008’de şirketin başına geçmiş ve iki yıl içinde altı kat büyüme sağlamışsınız...

Yönetimin başına geçtiğimde piyasaya 265 milyon lira borcumuz vardı. Üstüne 145 milyon vergi cezası yedik. Kasada dört bin lira nakit var. Mazot alamıyoruz. Çalışanların maaşını ödeyemiyoruz. Üç yıl bunları düzeltmekle geçti. Sonuçlarını 2011’de almaya başladık, 2011-2013 arası kârlılığı altı katına çıkardık. Son beş yılda yüzde 100 büyüdük.

Nasıl yaptınız bunu?

Bütün şubeleri dolaştım. Çalışanların ellerini tuttum, gözlerinin içine baktım ve durumumuzu anlattım. “Bana inanırsanız, birlikte çalışırsak başarırız” dedim. Onlar da bana güvendiler. İşe dört elle sarıldılar. Herkes her kapıyı çalmaya başladı. Böylece rakamlar arttı. Geçen seneyi 750 milyon lira ciroyla kapattık.

Sizin aslında başka bir kariyer planınız varmış...

Medya ve İletişim Sistemleri’nden mezun oldum. Gazetecilikle, belgelselcilikle ilgileniyordum. Kriz döneminde işsiz kaldım. Babamın işinde çalışmayı istemesem de boş oturmamak için bir şubemizde çalışmaya başladım. Fatura kestim, kargo dağıttım, tahsilat yaptım...

Kargo mu dağıttınız?

Tabii. Çok da keyifliydi. Kargo dağıtırken şu ankinden daha bile fazla keyif alıyordum diyebilirim.

İlginç şeyler yaşanıyor muydu dağıtım sırasında?

Her defasında “Acaba şimdi nasıl biri açacak?” diyordum. Zor bir tahsilata şoför beni de götürmek istiyordu. Kapı açılınca genç, güler yüzlü birini gördüklerinde ödemeyi almak daha kolay oluyordu çünkü.

“Bence babam görüyordur, hatta yardım da ediyordur”

Ne oldu da bu sektörde kaldınız?

Şubede çalışmaya başladıktan sonra 10 gün içinde alıştım ve işi çok sevdim. Sonra da her kademede görev aldım. 2007’de genel müdür oldum, babamın rahatsızlığı nedeniyle. 2008’de vefat edince de yönetim kurulu başkanı oldum.

Bu büyük başarıları babanız göremedi diye üzülüyor musunuz?

Ben gördüğünü düşünüyorum. Hatta bence yardım da etti. Eminim gurur duyuyordur. “Ne zannediyordun,
ben biliyordum böyle olacağını” diyordur.

Çalışmadığınız zamanlarda ne yapıyorsunuz?

Oğlum Aras’la vakit geçiriyorum. Birlikte dans edip şarkı söylüyoruz. Hafta sonları doğada vakit geçiriyoruz. Kendim de mutlaka her gü n meditasyon yapıyorum. Kişisel gelişim kitapları okuyorum.

Yemek yapar mısınız?

O konuda çok beceriksizim. Bazen Aras “Şunu senin elinden yiyeyim” diyor. Ben de tarifi bulup büyük bir gayretle yapıyorum. Tadıyor, “Olmamış” diyor gülerek.

“Doğru vakit geldiğinde albüm yapacağım”

Müziğe çok ilginiz varmış...

Herkes küçükken saç fırçasıyla söyler ya... Benim de öyle başladı. Lisede orkestradaydım. İki-üç sene önce bir arkadaş grubu için hazırlandım, sahneye çıktım. Bir seferinde de bir arkadaşım doğum günü sürprizi diye stüdyo kiralamış; “Uçuş uçuş giyin, gel” dedi. Hazır değildim ama Adele’den “Someone Like You”yu ve Sertab Erener’in bir şarkısını söyledim. Doğru vakit geldiğinde kendim için de olsa bir albüm yapacağım. Listemde var.