Ülkemizde zorbalık, okulda gerçekleşen saldırganlık için kullanılmakta, bazen de akran örselenmesi ya da akran istismarı kavramlarıyla ifade edilmektedir. Zorbalığın okulu sevmeme, devamsızlık, okul korkusu, ders başarısızlığı gibi eğitimsel, baş ağrısı, karın ağrısı, yeme bozukluğu, uyku sorunu, altını ıslatma gibi fiziksel, arkadaş yokluğu/azlığı, sosyal red, sosyal beceri yetersizliği gibi sosyolojik ve mutsuzluk, yalnızlık, kaygı, korku, depresyon, stres gibi psikolojik pek çok olumsuz sonucu bulunmaktadır.Avrupa’da her 3-4 öğrenciden birinin, diğer öğrencilerin zorbaca davranışlarına maruz kalmaktan dolayı okula gitmek istemedikleri, korku duydukları belirtilmiştir.

Haberin Devamı

Çocuklarda ve ergenlerde yapılan zorbalığın tip1 diyabet ile ilişkisi üzerine sistematik bir inceleme yapılmış. Özellikle diyabetlilerin bu mağduriyeti yaşayabildildiği gözlemlenmiştir. Bu zorbalığın türü fiziksel,sözlü ,sosyal ya da psikolojik olabilir. Bu saldırganlık davranışları küçük düşüren lakaplar,dış görünüşle alay etme, ötekileştirme üzerine olabiliyor. Bu da diyabetli çocukların sosyal hayattan çekinmelerine, kendilerini farklılaştırmalarına neden oluyor. Ayrıca okul gibi en çok vakit geçirdikleri kurumlarda diyabetle ilgili öz bakımlarını, kan şekeri, insülin yapma vs saklayabilmelerine neden oluyor.

Aile ilgisi ve denetimi yetersiz ise, çocuklar akranlarından daha olumsuz etkilenip, daha çok zorbalığa maruz kalabilmektedirler. Benzer şekilde, internet kullanımı ile depresyon ve yalnızlık arasında olumlu bir ilişki bildirilmektedir. Siber zorbalığın önlenmesi için hem okul personeline hem de ailelere önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklardan en önemlisi, çocuklara etkin gözetim sağlamak, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı konusunda sorumluluk duygusu ve etik yaklaşım kazandırmaktır.