Radyo frekans ile kılcal damarlara son

Deride, cilt yüzeyinde, kırmızı ince çizgi şeklinde ya da kırmızı küçük lekeler olarak görülen, kılcal damar çatlamaları, telanjektazi ya da halk arasında örümcek damarlar olarak da adlandırılır. Aynı zamanda görsel (estetik) bir sorun olan bu sağlık probleminden en çok kadın hastalarımız şikayetçidirler.

Ancak, bu demek değildir ki, bu kılcal damar görüntüsünden sadece kadınlar şikayet etmekteler; çünkü özellikle yüz bölgesinde burun kenarlarındaki kılcal damar çatlamalarından şikayetçi olup tedavi olmak isteyen birçok erkek hastamız da var.

Haberin Devamı

Peki kılcal damar çatlaması neden olur ?

Hastalarımızın bize en çok yönelttiği soru, kılcal damarların neden çatladığıdır ve bu görüntünün önüne nasıl geçecekleridir. En önemli neden, özellikle kadın hastalarımızda, hormonlardır. Kadın – erkek fark etmeyen en büyük etken ise genetik yani kalıtsal faktörlerdir. Maalesef genetik ya da hormonal nedenlerle varis oluşumuna eğilimi olan hastalar, bir de meslek hayatlarında ya da günlük yaşantılarında uzun süre ayakta kalıyor ya da oturur pozisyonda oluyorsa, o zaman kılcal damar

çatlamaları da bedenlerinin bir vazgeçilmezi oluyor işte. Çevrenize bir bakın, bu durumdan en çok şikayet edenler hep öğretmen, hemşire, sekreter, bankacı, kuaför, işçi gibi meslek gruplarına mensup kişilerdir. Bir de, tabi ki, aşırı şişmanlık (obezite) ve aşırı kilo alıp verme de kılcal damar

çatlamalarına neden olabilir. Bir de belki de hep duyduğunuz maalesef önüne geçemediğiniz ya da

engelleyemediğiniz diğer nedenler vardır : yaşlılık, sürekli kabızlık, alkol, yüksek

topuklu ayakkabılar, hormon ilaçları ve / veya güneş ışınları ile sıcak...

Bu nedenlerin bir çoğunu hayatınızdan çıkaramazsınız, ama yine de önemli ölçüde dikkat etmeliyiz ki yeni kılcal damar çatlamalarınız olmasın, ya da olan da hızla yayılmasın, değil mi ? Az da olsa insanın kendine özen göstermesi, hayatında bir kaç ufak değişiklikle bu tip problemlerin önüne geçmesi mümkün.

Kılcal damar çatlamaları vücudun hangi bölgelerinde olur ? :

Her bölgede olabilir ! Kadın hastalarda en çok bacak bölgelerinde görülmekler birlikte, erkek hastaların da en yaygın şekilde yüz bölgelerinde görülmektedir. Aynı zamanda, göğüs, sırt, bel, omuz ya da kol gibi bölgelerde de olabilir. Özetle, kılcal damar çatlamaları vücudun her bölgesinde olabilir. Aslında hastalar, kılcal damarlar nedeniyle olan bir şikayetten kaynaklı gelmezler. Zaten, kılcal damarlar genelde sağlık sorunlarına neden olmazlar, ancak hastalarımızı görsel (estetik) olarak

Haberin Devamı

rahatsız ederler.

Ciddi sağlık sorunlarına yol açmazlar deriz, ancak aslında dolaşım bozukluğunun ya da sağlıklı yaşamamanın bize hediye ettikleridir kılcal damarlar. Mutlaka bir sağlık sorunuyla ilintilidirler.

Kılcal damarların en önemli belirtisi ise, deri yüzeyindeki kırmızı-mor (bazen de mavi) renkteki görüntüleri ve kaşıntıdır. Kılcal damarlar bazen de şişme, zonklama ve huzursuz bacaklara neden olabilir.

Gelelim asıl konuya : Kılcal damar çatlaması nasıl tedavi edilir ?

Kılcal damarlarınızı tedavi ettirerek, görsel (estetik) açıdan sizi rahatsız eden damarlarınızdan kurtularak, dilediğiniz pürüzsüz lekesiz görüntüye kavuşabilirsiniz. Evet ! Yanlış okumadık, bu mümkün! Üzülerek söylüyorum ki, kılcal damar çatlamaları zamanla kendiliğinden

Haberin Devamı

kaybolmaz. Mutlaka bir tedavi uygulanması gerekir. Günümüzde reklamları bolca yapılan kremlerin, ilaçların ve cilt yüzeyine uygulanan bitkisel karışımların ise maalesef ama maalesef hiçbir faydası yoktur, hiçbir iyileştirici özelliği bulunmamaktadır. Keşke olsaydı, o zaman hastanın da uzman doktorlarımızın da işleri çok kolaylaşırdı. Fakat, bir damarı dışardan kremle ya da kullandığınız ilaçlarla tedavi etmek, yok olmasını sağlamak fikri zaten pek mantıklı gelmiyor da, değil mi ?

Kılcal damar tedavisinde, bir Kalp Damar Cerrahi Uzmanına danışılmalıdır. Tedavi mutlaka uzman doktor kontrolünde ve etkili, kesin, başarılı ve güvenilir sonuçlar için teknolojik yöntemlerle gerçekleştirilmelidir. Yeni teknolojik yöntemler ve gelişmiş uygulamalar sayesinde, hasta hiçbir

cerrahi müdahaleye maruz kalmadan ve hastaneye yatmadan tedavisini olmaktadır.

Peki kılcal damarların tedavisinde kullanılan yöntemler nelerdir ?

Köpük tedavisi ve Microskleroterapi : Bu yöntemler, cilt yüzeyindeki ince kılcal damarlarda kullanılır. Sklerozan maddenin, çok ince bir iğne ucuyla, bir enjektör aracılığıyla sıvı halde ya da köpük formunda damarlara uygulanması yöntemidir. Dozu, damarların çapına, hastanın ilaca karşı reaksiyonuna, hastanın vücudunun hassasiyetine göre ve damar yoğunluğuna göre belirlenir. Yakıcı bir madde olan sklerozan madde, damarın iç cidarını (çeperini) tahrip ederek, damar

duvarlarının yapışmasını sağlar, ve o damarın zamanla vücut tarafından yok edilmesine neden olur. Tedavi acısız ve ağrısızdır. Sonrasında çok hafif bir yanma hissi oluşabilir. Köpük tedavisinin, cilt lekeleri, enfeksiyon ve yeni damar genişlemeleri gibi yan etkileri yoktur. Lazer Tedavisi : Lazer ışınının cilt yüzeyinden damara gönderilmesi ile gerçekleştirilen bu yöntemde, koyu renkli kılcal damarlar ışınları emerler ve zamanla yok olurlar. Lazerle tedavide tek seans yeterli olmayabilir. Bu sebeple

hastanın sabırlı olması gerekmektedir. Lazerle tedavide hiçbir yan etki yoktur, kalıcı bir leke olmaz. Seanslar sırasında, yani uygulama sırasında, hasta hafif bir yanma hissi duyar, ancak ağrısız ve acısız bir yöntemdir.

Kılcal damar tedavisinde Radyo Frekans Teknolojisi !

İğne ile girilemeyen çok daha küçük kılcal damarlara, cilt yüzeyinden radyo dalgaları iletilerek tahrip olmaları sağlanır. Radyo frekans uygulanan her kılcal damar tek seansta yok olur. Çok az rastlansa da, bazı durumlarda ikinci bir seans gerekebilir.

Kılcal damar tedavisinin ardından, geçici bir süre, uygulama yapılan damarlar üzerinde nokta şeklinde yara benzeri kabuklanmalar, uygulamanın hemen sonrasında sinek ısırığı gibi kabarmalar ve kızarıklıklar meydana gelebilir. Kabarma ve kızarıklar aynı gün içinde geçmektedir. Bu kabarıklıklar ve

kızarıklıklar yüzünden gözden kaçabilecek kılcal damarların kontrolü ve tedavisi için hasta mutlaka bir rötuş seansına davet edilir. Her varis tedavisinde olduğu gibi, kılcal damarların tedavisinde de kontroller çok büyük bir önem taşır. Tedavi edilen bir kılcal damarın tekrar oluşması bilimsel olarak mümkün değildir. Ancak, özellikle hormonal nedenlerden dolayı varisleri olan hastalarımız, tedavilerinden çok daha sonra yeni kılcal damarlara sahip olabilirler. Bu sebeple, kılcal damarlara neden olan sağlık problemlerine ya da yaşam şekillerine de dikkat etmeleri gerekir.

Kılcal damar oluşumunu engellemek mümkün mü, neler yapabiliriz ?

Dürüstçe söylemek gerekir ki, kılcal damarların oluşumunu bir nebze yavaşlatabilir ve / veya geciktirebilirsiniz, ancak bir hastada özellikle hormonal nedenlerden kaynaklı kılcal damar oluşumu mevcutsa, o hastanın ömrü boyunca dikkatli olması ve belirli aralıklarla tedavisini yaptırması gerekir.

Peki yavaşlatmak ya da belli bir ölçüde de olsa engelleyebilmek için neler

yapabiliriz diyenlere ise tavsiye edebileceklerim şunlardır :

? Günün belli zamanlarında bacaklarınızı 30 dakika kadar havaya kaldırın,

? Otururken bacak bacak üstüne atmayın,

? Uzun süre oturur pozisyonda ya da ayakta kalmayın,

? Düzenli egzersiz yaparak kan dolaşımınızı hızlandırın,

? Sağlıklı, ideal bir kiloda olmaya çaba gösteriniz, aşırı kilo alıp vermekten

kaçının,

? Bol su için,

? Sıcak banyodan ve fazla güneşlenmekten kaçınınız,

? Ağır kaldırmayın.

Unutmayın ki kılcal damar görüntüsü kaderiniz değil ! Tedavisi yeni teknik ve

teknolojilerle artık mümkün...

Hastalığınızı ertelemeyin, tedavi ettirin.

Op. Dr. Mustafa Bolat

Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı