Zeynep Aslan-Beliz Mercan: Enerjimiz ürünlere de yansıyor

LOL'ün hikayesiyle başlayalım sohbetimize...

Zeynep Aslan: Markamızı 2014'te kurduk ama sonra iki sene mola vermek durumunda kaldık. Çünkü benim okulum devam ediyordu, Beliz hamileydi. Sonra üçüncü ortağımız ablam bize katıldı. İş dünyasında daha tecrübeli ve finansa çok hakim. O gelince işler biraz daha resmiyet kazandı.

Beliz Mercan: Çok kısa bir süre içinde hedeflerimizi belirledik ve hemen adım attık. Çok şükür o günden bu yana aynı azimle ve heyecanla çalışmaya devam ediyoruz.  

Z.A.: Bizim motivasyonumuz, hayallerimizi gerçekleştirmek. İlk günden beri gerçekten hedefleri yüksek tuttuk. Hep şunu konuşuyorduk; Londra'da, Los Angeles'ta, Paris'te mağazalar olsun, biz de onlar arasında seyahat edelim.

Hedefiniz global bir Türk markası olmak yani...

Z.A.: Evet, inşallah... Yeni birkaç anlaşma yaptık ama imzada, mağazalara girmeden söylemek istemiyoruz.

B.M.: Şu an dünyanın her yerinden sipariş alıyoruz zaten.

Aranızda nasıl bir iş bölümü var?

Z.A.: Beliz, Londra'da Istituto Marangoni'de moda tasarımı okuduğu için tasarım kısmına daha hakim. Ben siyaset okudum. Sonra MBA yaptım. O yüzden ticari, üretim ve yönetim kısmında ben varım. Ablam ise finans ve daha büyük işlere bakıyor.

B.M.: Herkes birbirine saygı duyarak, güvenerek ilerliyor ve bu çok önemli bir şey bence.

Her geri dönüşüm de bize artı bir motivasyon oluyor, hedef belirliyor. Yedi sene önce hayal ettiğimiz yerin 10 kat üzerindeyiz. Biz Zeynep'le bugünlere tırnaklarımızla kazıyarak geldik. Adım adım ilerledik. Her şeyi yolda kendimiz öğrendik. Markamıza saygımız var çünkü çok emeğimiz var.

Z.A.: O yüzden aynı motivasyonla çalışıyoruz. Bu yapıyı kurduktan sonra heyecanımız daha da arttı. Daha çok çalışmak, araştırmak istedik. Üretici konusunda da çok şanslıyız, Türkiye'nin en iyileriyle çalışıyoruz.

Koleksiyonunuzdaki her parça kendi başına star... Tasarımlarınıza ilgi de çok büyük. Yola çıkarken hedefiniz bu muydu?

Z.A.: En büyük hedefimiz, kaliteli ürün üretmek. Yani öyle bir ürün olsun ki beş sene sonra da mum gibi dursun, yine alıp giydiğinizde kendinizi iyi hissedin. Enerjiniz düşük olsa bile LOL bir parça giydiğinizde modunuz yükselsin. Ürünlerimizin içinde polyester yok. Hep yüzde 100 deri ve 100 koton. Hissiyat olarak kaliteli ve dışarıdan iyi görünen şeyleri üretmeye çalışıyoruz. O yüzden hem star hem de kullanışlı olması önemli.

B.M.: Ve bence bizim enerjimiz ürünlere de yansıyor. Bazen Zeynep'le bir ürünü tasarlarken mesela, 'Şunda kendimi şöyle hissetsem' diyoruz ve o ürün geldiğinde, giydiğimizde gerçekten sihirli değnekle dokunulmuş gibi ruh halimiz değişiyor.

Z.A.: Beliz'in iki çocuğu var, benim yok ama gerçekten tüm ürünler bebeklerimiz. O kadar çok seviyoruz ki bizim için burası iş değil, eğlence yeri.

B.M.: Dubai tatili uçuşumda sağıma bakıyorum LOL giymiş, soluma bakıyorum LOL giymiş... İnanılmaz bir mutluluk.

Ve bizi de herhalde artık tanıyorlar. Mağazamızda müşterilerle birebir iletişimi çok seviyoruz. Paça ölçüsünü bile biz alıyoruz. Sevdiğimiz için iş gibi gelmiyor.

'Ticari kaygıyla iş yapmıyoruz'

Yaz sezonu için neler planlıyorsunuz?

B.M.: Yeni sezonda mayolar, elbiseler, havlular ve erkek koleksiyonu gelecek. Elbiseleri hem beachte hem de akşam yemeğe giderken giyebilecekler... Erkek koleksiyon için de çok talep vardı ama içimize sinmesini bekledik. Onun dışında klasikler de yine olacak ama başka renklerde.

Z.A.: Mayolar için çok heyecanlıyız, üreticimiz bile "Siz ne yaptınız?" dedi. Kumaşına çok güveniyorum. Taytları da yüzde 100 güvenerek çıkardık. Biz gerçekten ticari kaygıyla iş yapmıyoruz.

Tasarımlarınızı ünlü isimlerden en çok kimlere yakıştırıyorsunuz?

Z.A.: İlk aklımıza gelenler Yasemin Özilhan, Serenay Sarıkaya, Şeyma Şubaşı ve Aslışah Alkoçlar... Ama mutlu giyen herkes güzel taşıyor ve hepsine de çok yakışıyor.

'Pandemi bize iyi geldi'

Kendi tarzınızı nasıl anlatırsınız?

Z.A.: Birbirimizi tamamlıyoruz. Benim daha Parizyen, feminen ama maskülen dokunuşlarda olan bir tarzım var. Dolabım nettir, adet olarak az ve daha çok LOL'den oluşan... Renkleri ve tarzları belli.

B.M.: Benim aksine vintage, renkli bir tarzım var. Renkleri karıştırmayı da severim. Bir şey nasıl apayrı tarzda giyilebilir ve çok güzel de olabilir onun yaşayan örnekleriyiz (gülüyor).

Pandemi sizi nasıl etkiledi?

Z.A.: Enteresan bir şekilde bize iyi geldi. Online tarafımız çok güçlendi. Ve dijitalin ne kadar önemli olduğunu anladık. Pandemide bayağı yüksek adetlerde satış yaptık, o da çok mutlu etti.