Sol göğsündeki bitmeyen ağrı hayatını altüst etti! '7 gün 24 saat acı çekiyorum'
Ali Rıza Yarar, 30'lu yaşlarındayken bir sabah yataktan sol göğsündeki acı ve ağrı hissiyle kalktı. Yaşadığı sıkıntıyı fazla önemsemedi ve "Nasıl olsa geçer" diye düşündü ancak hiç de öyle olmadı. Ağrılar gün geçtikçe daha da artmaya ve boynuna, sol omzuna ve sol koluna yayılmaya başladı. Aradan geçen 8 yıla rağmen iyileşemeyen Ali Rıza, "Eski hayatıma dönmek istiyorum" dedi.
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Ali Rıza Yarar, 1985 yılında Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde doğdu. Bir ağabeyi olan Ali Rıza’nın annesi ve babası öğretmendi. Ailesi o henüz 15 yaşındayken Kütahya’dan Alanya’ya taşındı. Eğitim hayatına yeni taşındıkları şehirde devam eden Ali Rıza, üniversiteyi bitirdikten sonra ağabeyinin iş yerinde çalışmaya başladı. Ali Rıza’nın Alanya’da ailesi ve arkadaşlarıyla çok mutlu bir hayatı vardı. Ta ki 30 yaşına gelene kadar. Ali Rıza, 30'undan sonra hiç beklemediği bir sağlık problemi yaşamaya başlayacak, üstelik bu problemler günümüzde dahi devam edecekti.
"Bir gün sabah yataktan sol göğsümdeki acı ve ağrı hissiyle kalktım. Bu ağrılar gün geçtikçe daha da arttı. Özellikle sol göğsün köprücük kemiğine yakın olan üst kısmı, sol omuz ve kolda yanma ve uyuşma, boyun ve koltuk altında 7 gün 24 saat süren ağrıdan ziyade acı, açık yaraya kolonya değer gibi derin bir yanma hissi vardı. Sanki kaburgam organlar ile temas ediyordu. Yüzüstü yatınca ve oturunca çektiğim acı daha da artıyordu. Sanki sol göğsümde kemik fazlalığı vardı. O alınsa rahatlayacaktım."
BİRÇOK KEZ DOKTORA GİTTİ
Yaşadığı acılara dayanamayan Ali Rıza, soluğu doktorda aldı. Kardiyoloji ve göğüs hastalıkları bölümlerine muayene oldu ancak hastalığına bir türlü teşhis konulamadı. Bu süre zarfında Ali Rıza’nın kullanmadığı ilaç neredeyse kalmadı. Sinir sistemi ve fibromiyaljiden kaynaklandığı düşünülerek Ali Rıza’ya en ağır ağrı kesiciler verildi. Ancak bu ilaçlar bile çektiği acıya çare olmuyordu. İlaçları kullandığında bedeni deyim yerindeyse buz gibi olmasına rağmen solda bir kaburga kemiğinin garipliğini hissetmeye devam ediyordu. Sanki göğsüne bir ok saplanıyordu. O kaburga kemiği alınsa ya da düzeltilse Ali Rıza iyileşecekti. Çektiği acılar nedeniyle geceleri dahi uyuyamayan Ali Rıza, doktorun önerisiyle antidepresan kullanmaya da başladı.
KULLANMADIĞI İLAÇ NEREDEYSE KALMADI
Ali Rıza’nın kullanmadığı ilaç türü, gitmediği bölüm kalmadı ancak hastalığına bir türlü teşhis konulamadı. Yaptığı araştırmalar sonucunda hastalığının bazı sporcularda da olduğunu söyleyen Ali Rıza, "Askere gitmeden önce bir doktorumuz tarafından elle tutulur bir teşhis konuldu. Sol kaburgamın normalden uzun olduğunu hatta mide dahil kimi organlar ile temas edebileceğini söyledi. Vücudumdaki ikinci kaburga kemiği elime geldiği gibi sol köprücük kemiği de dışarıdan görünüyor" dedi.
Ali Rıza, "Son çıkan raporda alt boyun omurlarımda kemik büyümesi ve dikeni (osteofit) çıktı. Omur zedelenmesinin yanı sıra beynin arka bölümünü besleyen damarda (sol vertabral arter) normal aralıktan fazla incelmiş" diye devam etti.
"Artık dayanacak gücüm kalmadı. Çektiğim acılar nedeniyle çalışamıyorum. Babam vefat etti. Annem ve ağabeyimle birlikte yaşıyorum. Dışarıya sadece iğne yaptırmak için çıkabiliyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Uyumak için antidepresan kullanıyorum. Sürekli uyumak istiyorum. Çünkü uyanınca o acıları çekmek istemiyorum. Yaşadıklarım hayattan bir beklentim kalmamasına neden oluyor."
'İYİLEŞİP ESKİ HAYATIMA DÖNMEK İSTİYORUM'
7 gün 24 saat kendini zihnen ve bedenen çok kötü hissettiğini söyleyen Ali Rıza, "Artık iyileşmek istiyorum" dedi ve şu sözlerle yetkililerden kendisine yardım istedi: "Eminim ki doktorlarımız benden daha kötü durumda olan hastalara şifa olmuştur. Ben de iyileşip eski hayatıma geri dönmek istiyorum. Alanya’daki doktorlar benimle çok ilgilendiler ancak hastalığımın tanısının konması açısından İstanbul ya da Ankara’daki üniversite hastanelerine gitmemin daha uygun olacağını söylediler. Bu konuda yetkililerden bana yardımcı olmalarını ve hastalığımın teşhisinin konularak yaşadığım acıların bir an önce son bulmasını istiyorum."
'Benim de bir hikâyem var’ diyorsan, en önemli konuğumuz olarak seni de bekliyoruz: milliyetplus@milliyet.com.tr
