Siyaset Bakan Yıldırım: İhtisas mahkemeleri sorunu çözer

Bakan Yıldırım: İhtisas mahkemeleri sorunu çözer

27.10.2008 - 13:24 | Son Güncellenme:

.

Bakan Yıldırım: İhtisas mahkemeleri sorunu çözer

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye’de
bilgi iletişim alanında ihtisaslaşmış mahkemelerin bulunmadığını belirterek,
"Zamanla bu konuda da ihtisaslaşma olacağını, internet sitelerinin tamamen
kapatılması uygulamalarının da sona ereceğini" söyledi.
Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nün AB destekli "Türk Karayolu
Sektörüne Destek Projesi" kapsamında 6 Seyyar Mobil Kontrol İstasyonu’nun
tanıtımı Ulaştırma Bakanlığı’nda gerçekleştirildi.
Yıldırım, tanıtımın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yıldırım, internet sitelerine erişimin engellenmesi konusunda yeni bir düzenleme
yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya, internette suç teşkil edecek yayınlar
konusunda Ulaştırma Bakanlığının hassasiyetle durduğunu dile getirdi.
Bu konuda daha önce yasal düzenleme bulunmadığını, bu önlemek için başta
Atatürk’e hakaret olmak üzere ağırlıkı olarak sanal ortamda şans oyunları,
çocukların ve gençlerin cinsel istismarı gibi konularla sınırlı olmak olmak üzere
yasa çıkarıldığını anımsatan Yıldırım, "Bu yasada sıralanan suçlar, Türk Ceza
Kanunu’nda (TCK) da fiziki ortamda da da gerçek ortamda da suç kabul edilen
suçlar. Çıkardığımız internet güvenliği ile ilgili yasadaki suçlar halihazırda
TCK da suç olarak sayılmış suçlar olup bunlar, sanal ortamda işlenmesi mümkün
olan suçları kapsamaktadır. Bunlar 10 maddedir. Bir tek istisnası var; Atatürk’e
hakarettir. O ayrı bir kanunla düzenlenmiştir. O da buna dahil edildi. Youtube’un
kapatılmasında Atatürk’e hakaret konusunda Youtube yetkililerinin gerekli
hassasiyeti göstermemeleri, bu videoyu kaldırmamakta ısrar etmeleridir. Onun
sebebi budur, onu söyleyeyim" diye konuştu.

Haberin Devamı

"AMAÇ YASAK DEĞİL"

Bir gazetecinin "Youtube’daki video kaldırılmadan site tekrar açılıyor,
yine kapanıyor. Böyle açılması mümkün mü?" şeklindeki sorusuna Yıldırım,
"Kaldırılmadan hiçbir şekilde açılmaz. Yasalar çok açık. Hakim kararının
öncesinde de zaten onlara sözlü, yazılı uyarıda bulunuyor. Kaldırılsa zaten
hakime gitmeye gerek yok. Demek ki o aşamalar geçmiş. Amaç, hiçbir zaman yasak
değil, yasak olmamıştır" yanıtını verdi.
Yıldırım, yasaları uygulayan ve yorumlayanların yargıçlar olduğunu ifade
ederek, yargıçların yasalara göre karar oluşturması gerektiğini söyledi. Bilgi
iletişim alanının yeni bir alan olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam
etti:
"Bilgi iletişim alanında ihtisaslaşmış mahkemelerimiz yoktur. Zamanla bu
konuda da ihtisaslaşma olacak. Bu gibi toptancı uygulamalar da sona erecektir.
Hangi sitedeki hangi haber, hangi eylem suç ise mücadele onunla sınırlı
kalacaktır. Demek ki bu uygulamada yeterli ihtisaslaşmanın olmamasından
kaynaklanan bir aksaklıktır. Bunun da zamanla giderileceğini düşünüyoruz.
Hakimlerimiz bu tecrübeyi kısa sürede kazanacaktır."

Haberin Devamı

"İHTİSASLAŞTIRILMIŞ MAHKEMELER ZAMANLA OLACAK"

Yıldırım, "İhtisaslaştırılmış mahkemeler oluşturulması yönünde
çalışmalarınız var mı?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Zaman içerisinde olacak bir şey bu. Hepimizi için yeni bir alan. Her
gün yeni yeni siteler çıkıyor. Bunların öğrenilmesi, bu bilgi toplumuna yönelik
detayları bilebilmemiz mümkün değil. Gençler daha çabuk bu işin içine giriyor.
Bizim yaştaki insanlar biraz bu alanın dışında kaldılar. Bunun için biraz gayret
göstermemiz lazım. O yüzden yargıçların tecrübe kazanması gerekiyor. Ortak kanaat
bu. Bazen şöyle bir karar da verilebiliyor. ’Bu sitenin bütün dünyadaki
faaliyetini durdurdum’ diyor. Böyle bir şey olamaz. Çünkü bizim ülkemizdeki
yasaklar bizim ülkemizde geçerli. Bizim kanunlarımız bizim ülkemiz sınırında
geçerlidir. Başka ülkeyi bağlamaz. Başka ülkede bizim ülkemize, kurumumuza,
vatandaşımıza karşı suç işlemişse bunun mücadele şekli farklıdır. Uygulamada bu
alanının çok iyi bilinmesi, suçun adresinin çok iyi tespit edilmesi esastır. Ama
toptancı bir yaklaşım başka mağduriyetleri de beraberinde getirmektedir. Biz bunu
asla tabii ki düşünmüyoruz, böyle bir niyetimiz de asla olmadı. Bu, hepimiz için
öğrenme süreci, yargı, idare, kullanıcılar için öğrenme sürecidir."
Yıldırım, internet üzerinde toplumu dejenere etmeye, gençleri ve
çocukları zehirlemeye yönelik faaliyetlerle mücadelenin her ülkenin temel görevi
olduğunu belirterek, internet alanının yeni olmasından dolayı pek çok ülkenin bu
konuda farklı uygulamalara sahip olduğunu kaydetti.
Bu alandaki tedbirlerin uluslararası bir şemsiye altında yapılmasını
istediklerini ifade eden Yıldırım, "Ancak Telekomünikasyon Birliği, Uluslararası
Denizcilik öRgütü gibi kuralları henüz oluşmamış bir alan. O bakımdan ülkeler
kendi kapasiteleriyle, imkanlarıyla bu mücadeleyi yapıyor. Bir kısmı kendi
imkanlarıyla, bir kısmının bizim gibi yasaları var, bir kısmı sivil toplum
örgütlerine, bir kısmı da doğrudan işletmecilere vermişler. Bizimki de yasa ile
sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalıştıkları bir karma sistemdir" diye
konuştu.
Bakan Yıldırım, "AB’nin Türkiye’nin internet alanındaki düzenlemesini
örnek aldığını" bildirdi.

Haberin Devamı

"BU ÜLKENİN KANUNLARINA TABİ OLDUKLARINI BİLMELERİ LAZIM"

Haberin Devamı

Toplumda dejenerasyona ve suçların artmasına neden olan bu alanda
suçların yüzde 98’nin yurt dışı kaynaklı olduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Yurt içindeki yeri kontrol etmek kolay ama yurt dışındakiler için
kanunlarımız başka ülkede geçerli değil. Bu bizim sistemimiz için de geçerli. Bu
yabancı menşeli şirketlerin, ISP’lerin iyi anlaması lazım. Eğer burada faaliyet
gösteriyorlarsa bu ülkenin kanunlarına tabi olduklarını bilmeleri lazım, buna
göre faaliyetlerini sürdürmeleri lazım. Bazıları bu konuda maalesef ’Biz sizin
yasalarınıza tabi değiliz, siz bize karışamazsınız’ gibi bir tutum içerisindeler.
Bunun bizim açımızdan hiçbir kıymeti yoktur. Tabi olacaklar, burada para
kazanıyorsa gidecek vergi dairesine kayıt olacak, gelecek yetki belgesi alacak.
Faaliyetini rahatlıkla sürdürebilecek. O zaman bu tatsızlıkları da yaşamayacak.
Ama ’Ben Youtube’m, ben Facebook’um, bana kimse karışamaz, ben dünyada faaliyet
gösteriyorum’ derse, böyle bir şeye müsaade etmemiz mümkün değil. Herkes bu
ülkenin kurallarına göre, faaliyetini rahatça, suç işlemeden, suç işlemeyi teşvik
etmeden sürdürebilir. Keyfilik ayrı şeydir, keyfiliğe asla... Ama faaliyetini
kurallar, yasalara uygun sürdürmek ayrı şeydir. Bunu yapanların başımızın
üzerinde yeri var. Ama keyfilik yapanlar, bu ülkenin yasalarını, usullerini
takmayanlar, saymayanlar hiç bağırıp çağırmasınlar. Ne zamanki otururlar bu
ülkenin hukukuna gerekli sayıyı gösterirler, tabi olurlar o zaman onların da
başımızın üzerinde yeri olur."

Haberin Devamı

THY ÇAĞRI MERKEZLERİ

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, bir gazetecinin "THY çağrı merkezlerinde
işten çıkarmalar yaşanıyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?" şeklindeki
sorusunu, şöyle yanıtladı:
"Bunları Temel Kotil’e soracaksınız. THY özel bir şirket. Onların günlük
işlerini ben takip etmek durumunda değilim, takip etmem mümkün de değil. Ama şunu
söyleyeyim. Çağrı merkezi tüm dünyada yükselen bir sektör. Daha şimdiden pazar
250 milyon doları aştı. Hindistan’da 415 milyar dolar, 455 bin insan çalışıyor.
Türkiye’de geçen gün gittik Diyarbakır’da bin kişinin çalışacağı çağrı merkezini
açtık. Erzurum’da bin 400 kişi çalışacak. Bakanlık olarak bu vatandaşa yönelik
sektörlere yönelik faaliyetlerimizi de artık çağrı merkezleri aracılığıyla
yapacağız. Orada ne olur ne biter, çalışanların haklarının tabii ki korunması
lazım. Ama çağrı merkezi uygulamasından vazgeçtiklerini düşünmüyorum. Onlar
herhalde kendileri yapmak yerine bunu hizmet alımı şeklinde yapma yoluna
gidiyorlar. Mevcut personellerini de diğer alanlarda değerlendirmeleri lazım.
Benim bilgim öyle. Aksi bir bilgi varsa onu kendilerine sorarsınız."