'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar

Sürekli kaşıyorum bu konuyu, geçen hafta da kaşıdım!

Okuyucu mail oldu yağdı sanki!

Kapıdan bacadan bile mail geldi.

Arkamda bu kadar kalabalık olduğunu bilimiyordum, teşekkürler!

Mehmet (Demirkol) de bu hafta bir ucundan tutmuş, biraz da o kaşımış.

Normal!

Aklın yolu bir!

Bu bir!

Kaşımaya devam...

Bu iki!

***

Bizim futbol organizasyonu fena çürümüş, çöktü çökecek, bu bir tespit, yorum değil, bizzat süper ligin süper yorumcularına, süper lig kulüplerinin başkanına ve diğer başkanlara göre bu lig ve bu marka şaibeli ve güvenilmez.

Takımı iki maç kaybeden başkan sağa sola basıyor fırçayı.

Sebep?

‘Kulüplerinin hakkını aramak zorundalarmış, aksi halde hakları yenirmiş’.

Miş!

Bu cümleyi duyunca kusuyor kafası çalışan millet!

Hangi başkan köşeye sıkışsa, bu lig şaibeli ve güvenilmez!

Vahim bir durum bu!

Bu bir!

Söylediklerine kendileri inanıyorlarsa bu daha da vahim!

Bu iki!

Kendi söylediklerine kendileri bile inanmayıp sadece kendilerini kurtarmak için cak cak konuşuyorlarsa, bu daha daha vahim!

Bu üç!

En vahimi bu palavrosları yiyen aptaloslar, salakoslar var!

Bu dört!

Sıkıştığında her başkan lige çamur atar!

Sonra şampiyon olunca....
Lay lay lom!

İsveç ligini kazandı sanki hazret...

Bu beş!

Devri geçmiş-geçmekte olan ‘o model’ yorumcu-yorumcular bir süre daha yol bulmak, giderayak kenara 3-5 daha atmak için lige, ligdekilere iftira atar!

Bu altı!

Mesela...

Kulüpler birliği başkanı işler kötü giderken, ”Kulüpler Birliği’nden istifa edeceğim kulübümün haklarını savunacağım” dedi mi, demedi mi?

Dedi!

Hakkını yiyen kimdi ona göre?

MHK!

Yani TFF!

O kim?

Parayı dağıtan!

Hangi parayı?

Yayıncı kuruluşun ligi yayınlamak için verdiği süper parayı!

Yayıncı kuruluş bu parayı hangi lige veriyor?

Süper yorumcuların üçte birini şikeli-şikeci ilan ettikleri süper lige...

Süper başkanların sıkıştıklarında şaibeli ilan ettikleri lige...

Bu yedi!

Bu ‘çöplükte’ marka oluşur mu?

Oluşmaz!

Bu sekiz!

Marka değeri var mı bu ligin?

Yok!

Bu dokuz!

Ortada marka yok, olmayan bir şeyin değeri olur mu?

Olmaz!

Bu 10!

Turkcell Süper Lig...

Süper yorumcuların ‘gündeme oturmak’ için süper iftiralar attığı sonu fos çıkan süper komplo teorileri uydurduğu ve söylediklerinin yanına ‘süper kâr‘ kaldığı lig...

Bu 11!

Salladılar mı mangalda kül bırakmayan, işin içinde medyanın iri yazar-yorumcuları olunca, iğneyi kendine batırma durumu oluşunca süper tırsan, süper sıvışan ve süper bir hızla deliklerine giren süper medyacıların yorumladığı lig...

Hey aslanlar!

Bu 12!

Devam edelim...

Süper başkanların, süper yorumcuların zırt pırt pislik atarak çöplük haline getirdiği bu markaya süper para veren Lig Tv ligin kaderini belirleyecek olan Ankaragücü- FB maçının tanıtımlarını döndürüp müşteri ararken süper-star Uluç ‘bu maç şike, olabilir, filan’ diyordu.

Niye böyle şeyler dediği az çok herkes tarafından biliniyordu da galiba ilk defa ‘belgelendi’.

Uluç’un abisi Öcal abi köşesinde şöyle yazdı;

...“Birileri” çıldırıyor adeta; “Vay efendim, Hıncal Uluç ve de Erman Toroğlu hâlâ nasıl gündem oluşturuyorlar, gündemden düşmüyorlar, her sözleri, her açıklamaları, her yazıları olay oluyor, gazetelerin, internet sitelerinin birinci sayfalarına bile oturuyor?...

‘Gündem oluşturmak’...

‘Gündemden düşmemek’...

‘Her yazıları her açıklamaları olay olmak, gazetelerin, internet sitelerinin birinci sayfasına oturmak’...

Olay budur, sırrı da budur!

‘O model’ için hayat galiba sadece budur!

Bu bir!

Onlar sürekli gündemde olunca geri kalanlarda da ‘Hıncalmania ya da Ermanafobi’ oluşurmuş.

Muş!

Bizim durumumuz da budur!

Bu iki!

Süper yorumcular Uluç, Toroğlu, Çakar sadece son haftalarda 5 süper lig takımını, süper ligin üçte birini şaibe altında bıraktı.

Dolayısıyla süper ligi de...

‘Gündem oluşturdular’.

‘Gazetelerin internet sitelerinin birici sayfalarına oturdular’.

Süüüper!

Bu da üç!

***

Herhangi bir ülkede ortalık ayağa kalkardı.

Burada yaprak kımıldamadı!

TSYD’de tık yok!

Medyada da...

TFF’de de...

Süper para verip bu ligi yayınlayanda da...

Lige adını verende de...

En acısı milletde de...

***

Tık yok!

***

Pardon var!

Bende ‘Hıncalmania-Ermanafobi’ var.

Herhalde ‘Ahmetmania’ ya da ‘Ahmetefobi’ de...

Onu atlamış Öcal abi!

***

‘Süper çöplük’!

Yatacak yerleri yok!

Valla yok!

***

Nokta!

BİLGİN’DEN

(Uluç -Toroğlu kompleksi, Hıncalmania-Ermanafobi üstüne)

Öcal abinin yeri bende her zaman farklıdır, sayarım, severim, arada sırada arayıp hatırını da sorarım, yazısında bir bölüm var, takıldım, bir şey yazmazsam çatlarım.

***

Sevgili-sayın Öcal abi...

Ben var mıyım o ‘birilerinin’ içinde bilmiyorum, varım galiba, hatta varım, hatta sadece ben varım galiba!

‘Hıncalmania-Ermanafobi’ yok bende, valla yok, ekmek kuran çarpsın yok, olmaz, olamaz ve oluşmaz, yolum ayrı, gezegenim ayrı onlarla.

Bu bir!

Kardeşiniz Hıncal Uluç aylardır her cuma cep’ime mesaj-mesajlar atıyor.

Ne kadar yırtınırsam yırtınayım köşesine giremezmişim,’SMS’lerindeki ana fikir hep bu.

Hiç birine cevap vermedim.

Hâlâ atıyor...

Bu iki!

O mesajları üstelik cep’inin miniminnacık ekranında her türlü dilbilgisi ve imla kurallarına uyarak yazmış, çok itina etmiş belli, bayağı emek ve zaman harcamış.

Bu da belli!

SMS’lerden birine bile harcadığı sürede bir tam sayfa yazı yazabilir Uluç usta, köşesine giremiyorum belki ama kafasına, hayatına fena girmişim.

Bu da belli!

Bu üç!

Bunun adı ne, Bilginmania olabilir mi?

Bu dört!

Hayat köşe midir, bir köşe bu kadar önemli olur mu, bir insanın hayatı köşe olur mu?

Bu beş!

Medyada son yıllarda akıllı, farklı, sürüden olmayan modeller türedi ve süratle okuyucuları, seyircileri oluştu!

İşin kötüsü bu modellerin, gündemde olmak, tıklanmak, okunmak, ilgi görmek için abukluklar yapmaları, abuk konuşmaları, abuk yazmaları da gerekmiyor.

Bu altı!

Haklısın,’birileri’ ‘birilerine’ çıldırıyor galiba!

Bu yedi!

***

Öcal abiyi hakikaten severim sayarım, inşallah kırmamışımdır!