Gökhan Türe

Gökhan Türe

gture@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öne geçip, farkı açıp, sonra rakibine yakalansa da, ritmini kaybedip bocalasa da, kısacası maçın belli bölümlerini kötü de oynasa, sahada eksikleri gedikleri kapayacak birilerini mutlaka buldu Fenerbahçe...
Maçın başında “yine favoriyim” duygusunu rakibine “derinlemesine nüfuz ettiren” sarı - lacivertliler, 17 sayı farka ulaştıkları bir yarı final serisinde bile kadro zenginliğinin özgüveniyle “rehavete kapılma lüksünü” doyasıya kullanıp da hâlâ kazanabiliyorsa (!) eğer, Efes’in de buradan kendi payına düşen dersi çıkarması gerekir...
Sahada zaman zaman “dengesiz” şut seçimleriyle rakibi kazanmaya tahrik eden bir görüntü içinde olsalar da, rotasyon ve dolayısıyla paylaşım alışkanlığının olumlu yönü dün yine Fenerbahçe’ye maçı kazandıran en önemli faktördü. Hutson’sız Efes’te, skorerler Spencer (Spensıfır !) ve Serkan’ın toplamda bile çift haneyi bulamaması (5 sayı da Serkan’dan), Ermal’in 27 sayılık performansını gölgede bıraktı. Bu sezon giydiği “hücum gömleği” büyük gelen, üst üste darbe üzerine darbe yiyen Türk basketbolunun lokomotifi Efes’in “maceracı” değil, “gerçekçi” çözümlerle gelecek sezona yelken açması şart...
Evet; Fenerbahçe, kadro genişliğinin getirdiği denge ile, yani bu seride hiç oynamayan Rasim’in de içinde yer aldığı 12 kişilik rotasyonuyla Efes serisinde eksiğini gediğini kapamayı becerdi. Dünkü maçta da kenardan gelen Mirsad 18 sayı, 10 ribaund, Semih de 7 sayı, 11 ribaund ile rakibin dengesini bozup maçı çeviren isimlerdi.
Hep söylüyoruz; Fenerbahçe’de lider çok... Ömer Onan, Mirsad, Mrsic, yeri geldiğinde sarı - lacivertliler’in ateşleyici gücü olabiliyorlar. Ancak öyle bir lider var ki; onun hiçbir takımda eşi benzeri yok... Fener ne zaman aksıyor, “The King” Solomon işte o anda dizginleri eline alıyor... Tıpkı dünkü gibi...