Gökhan Türe

Gökhan Türe

gture@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Basketbolda artık “atarak kazanılamayacağının” en güzel örneğiydi dünkü Fenerbahçe Ülker - Türk Telekom karşılaşması...
Günümüz basketbolunda, istediğiniz kadar hücum gücü olağanüstü oyunculara sahip olun, eğer savunmanız yeterli değilse büyük hedeflerin takımı olamazsınız!..
Fenerbahçe Ülker’den dün bir tokat daha yiyen Telekom, işte bu yüzden hücumda El Amin - Dudley ikilisinin olağanüstü gayretine rağmen takım halinde savunma zaaflarının kurbanı oldu. Dudley - El Amin ikilisinin gayreti derken, yanlış anlaşılmasın. Hücumda bu iki oyuncu da omuzlarına binen ağır yükün üstesinden geldiler. Ancak Telekom’da “yardımlaşma olgusu” yine oyunun iki yönünde de “sıfır” düzeyinde seyredince, bu iki oyuncunun da savunma zaafları tüm açıklığıyla ortaya çıktı.
Dolayısıyla her ikisinin skor toplamı 57 olsa da, yine bu ikilinin pozisyon hataları ve zamanlama zaafları, özellikle Dudley’nin bulunduğu pota altı bölgesini “madene” çevirdi. Dolayısıyla attıkça yediler, oyunu bir türlü dengeleyemediler. Top çalma, top kaybı balansını sağlayamadan (Fenerbahçe + 2, Türk Telekom - 10), bu gibi ince detaylarda geride kaldılar.
Tutku’nun, gözden kaçan faule “haklı” itirazını “yersiz” biçimde uzatması, centilmenliğiyle ünlü bu oyuncunun sinirlerine yenilmesine ve diskalifiye olmasına neden oldu. Halbuki bu sırada maçın henüz 27. dakikasıydı ve o ana kadar yedikleri 70 sayıya rağmen maçı çevirebilmeleri için hâlâ zaman vardı.

Haberin Devamı

Finalin hakkını vermek
Fenerbahçeli oyuncular, serinin ikinci etabını da “göstere göstere” kazanırken, final oynamanın ciddiyetinden bir an olsun uzaklaşmadılar. Telekom’un, ilk maçtakinden daha mücadeleci ve saldırgan olacağını hesap edip, savunmada sert, hücumda ise sabırlı olarak, “bir final maçı nasıl oynanır ?” sorusunun yanıtını, bu kez “Kral” Solomon’un yanına “Maestro” Mirsad’ı da koyup verdiler, galibiyeti söke söke aldılar.