Yıldızların eksikliği midir, yoksa Uzakdoğu’nun o nemli havasından mıdır, bilinmez. Devler, sanki 2006 Japonya’daki o her maçında zevk ve heyecan veren, yürekleri ağızlara getiren Dünya Şampiyonası’ndaki gibi görkemli bir başlangıç yaptılar ABD karşısında da.
Maçtan önce iki takımın son durumunu şöyle bir masaya yatırırsak, açıkçası millilerimizin galibiyet şansından söz etmek tam tabiriyle “hayalcilik” olurdu. Yola Mehmet Okur, Kaya Peker, İbrahim Kutluay ve Ermal Kurtoğlu gibi kilit isimlerden yoksun çıkan, daha Macau’ya gelemeden önce Ömer Aşık’ı, ardından da Hidayet Türkoğlu’nu sakatlığa kurban veren, topu topu 10 gündür bir arada idman yapan Milli Takımımız’ın Pekin Olimpiyatları’nın tartışmasız bir numaralı şampiyonluk adayı ABD Milli Takımı karşısında yapabilecekleri ortadaydı. Üstüne üstlük, sahaya çıkan Amerikan takımı da, belki de son 20 yılın en iyi kadrosu olmakla birlikte, hem hazır ve bundan da ötesi, HİÇBİR ZAMAN OLMADIĞI KADAR istekli ve arzuluydu.
Hiç görmedik
Durum ve hal böyle olunca, Devler’den “iyi mücadele” ötesinde fazla bir beklenti olamazdı. Açıkçası onlar da bu “ahval ve şerait” altında ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar. Hatta öyle bir ilk çeyrek çıkardı ki genç Devler, bir ara akıllara “Yok canım, olabilir mi ?” sorusunu bile getirdiler. Ancak ne zaman ki, “öne geçme gafletini” gösterdiler, işte orada ABD Milli Takımı’nın, son yıllarda pek görmeye alışmadığımız müthiş “savunma direnci” başladı. Savunmada “kemik gibi” kapanıp, yine HİÇBİR ZAMAN GÖRMEDİĞİMİZ kadar yardımlaşıp, Devler’in rüyasını devre bitmeden kısa kestiler.
İkinci yarıda ise neredeyse attığımız her basketten birkaç saniye sonra, karşılığını potamızda gördük. Bu da yine ABD takımının topun ele neredeyse “anlık dokunuşlarla” buluştuğu fast break ustalıklarının smaçla sonuçlanan görkemli gösterisiydi.
Dünkü maçtan çıkarılacak yegane “optimist tesbit”, tecrübenin iyisi ya da kötüsü olmadığıdır. İki takımın her yönüyle bu kadar iki ayrı kutupta karşılaştığı bir maç daha emin olun gelecekte de olmayacaktır. O yüzden kafaya fazla takmayın.
