Tsunami

Haberin Devamı

Galatasaray’ın ligin son haftalarında 4 puan öndeyken şampiyonluğu vereceğini düşünmek asla gerçekleşmeyecek büyük bir hayaldir. Ancak balık kavağa çıkarsa, kırmızı kar yağarsa, Sivas’a deniz gelirse olur.
Lig benim gözümde zaten Fenerbahçe’nin iki puan bıraktığı Sivas deplasmanında bitmişti. Şimdi uzatmaları oynuyoruz.
Galatasaray özellikle ikinci yarıda yıldızları, futbolu, seyircisi, olağanüstü konsantrasyonu ile çok kolay ve farklı bir galibiyet aldı. Ve bu son haftalarda, rakip ne kadar gününde olmasa da bu kadar etkili ve enerjik oynamak öyle kolay değil.
İlk yarıya baktığınız zaman sahada tartışmasız Barış Alper gibi bir silahın tartışılmaz üstünlüğü vardı. Öyle iki gol attırdı ki hız, akıl ve kontrolün bileşiminden doğan iki asist.
Bire birde çok rahat ve en önemlisi bu sezon kafasını kaldırmayı öğrendi. Üstelik son paslarda yani asistlerinde, topun hız ayarını sanki eliyle yapıyormuş gibi. Dokun yeter. Ama bazen arkadaşlarından öyle toplar istiyor ki o pasları Tony Kross’un bile atması mümkün değil.
İkinci golde Mertens son vuruşu yapmadan İcardi’nin topun üstünden atlamasını da unutmayalım. Zaten İcardi’nin ilk yarıda yaptığı tek olumlu hareket topa dokunmamasından kaynaklandı. Yoksa ne koşabiliyordu, ne gidebiliyordu. Tabii bu aldatıcı bir durum. Sivas ikinci yarıda İcardi faktörünün, ne büyük golcü olduğunun çok yakından şahidi odu.
Aslında Sivasspor ilk anlarda biraz direnmeye çalıştı. Ancak dün ilk yarıda Galatasaray orta alanı ve savunması ani atakları çok iyi kontrol etti. Özellikle ofsayt çizgisine dikkat ederek Koita ve Manaj’ı neredeyse oyundan küstürdüler. Yani Galatasaray defansı resmen ince işçilik yaptı. Tabii orta alanda Torreira ile Kerem faktörünü unutmayalım.
Galatasaray bu yarıda çok gol pozisyonuna girmedi. Şut yüzdesi ise sıfırın altındaydı. Ama iki fırsat yakaladı ikisini de attı. Zaten bu pozisyonları Hakim ile Mertens’in teknik olarak kaçırma olanağı hiç yoktu.
İkinci yarı ise Sivas gol attığına bin pişman oldu. İcardi’nin devreye girmesi, Mertens’in oyuna ağırlığını koyması, Ziyech gibi bir ustanın yine sahne alması Sivasspor’u yerle bir etti. Tabii bunda da Sivas orta alanının her iki yarıda da hiçbir varlık gösterememesinin etkisini de ekleyelim. Sadece Manaj bir şeyler yapmaya çalıştı o kadar. Onun dışında Sivasspor’da elle tutulacak tek bir oyuncu bile yoktu. Hepsi Galatasaraylı futbolcuların ve tribünlerin olağanüstü baskısı karşısında teslim bayrağını çaresiz bir şekilde çekiverdi.
Sonuç olarak Galatasaray özellikle yediği golden sonra sergilediği parmak ısırtıcı futbolu ile dev bir tsunami gibi önünde ne varsa silip süpürdü, gitti.