Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fenerbahçe, geçen sezon Kim Min-Jae'yi satarak, sezonu mali anlamda kurtardı. Bu kez de Arda Güler ile nefes alacak. "Suni teneffüs" böyle bir şey...

Bakmayın siz, "Arda Güler bizi istemedi" diye hayıflandıklarına... İçin için, kıs kıs gülüyorlar belki de... Oysa, eldeki değerli taşlar bir bir eksilirken, yenileri de gelmeli...

Gençlerbirliği, satıştan alacağı paya karşılık, paket anlaşmayla 2.5 milyon euroya tav olmuştu. Transfer yasağını kaldırdı, rahatladı. Oysa bugün olsa, bu rakam en az 4 milyon euroya ulaşacaktı.

Haberin Devamı

Buna rağmen Gençlerbirliği, Arda'nın transferinden bir bedel alacak. Neden?

Fenerbahçe'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yaptığı açıklamayı hatırlıyor musunuz? "FIFA talimatları gereği doğacak olan dayanışma katkı bedelleri Real Madrid CF tarafından ödenecektir" yazıyordu. FIFA'nın talimatında, "Dayanışma mekanizması" olarak tanımlanan bu durum, oyuncunun bonservis bedeli karşılığında transferi durumunda, bunun yüzde 5'ini 12-23 yaş arasında bulunduğu eski kulüplerine dağıtılmasını hükmediyor.

Yani Gençlerbirliği, oyuncusunu gönderdiği 20 Şubat 2019 yılına kadar geçen süreçte, 12-14 yaş aralığı için (FIFA hükümlerine göre) dayanışma payının yüzde 10'unu kazanabilecek.

Toplam pay 1 milyon euro olduğuna göre, kırmızı-siyahlılara 100 bin euro düşecek. Hatta şu kadarını da söyleyeyim, 6 bin 945 euro da küsurat eklenecek. Üstelik bu para, oyuncunun tescili sonrasında 30 gün içerisinde ödenecek. Ayrıca Arda'nın bonservisli yapacağı her transferden de Gençlerbirliği ile Fenerbahçe para kazanacak.

Oturmaya mı geldiniz!

Atilla İlhan'ın, "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular" dizesinden aklıma geldi; ne futbolcular gördüm zaten yoktular.

Mesela Yusuf Demir... Galatasaray onun için 6 milyon euro verdi, 6 paralık fayda vermedi. En veciz ifade de, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk'tan geldi: "Kaderi midir ne diyelim, oynayacağı zaman sakatlık geçiriyor."

Hull City maçına hazırlanılıyor, Yusuf Demir (hocasının ifadesine göre), "Ağrım var, oynayamayacağım" diyor.

Barcelona'nın tozunu yutmuş bir futbolcu aslında Yusuf... Üstelik TFF, yerli statüsüyle oynayamayan genci tam anlamıyla adeta azad etti. Türk Milli Takımı'nda oynama uygunluğu olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına veya mavi kart sahiplerine bir kontenjan verip, Galatasaray Yönetimi'nin ifadesine göre, "Türk oğlu Türk" olanı, TFF, "Türk gibi" yapıverdi.

Haberin Devamı

"Türk oğlu Türk olanın, Avusturya Milli Takımı'nda işi ne?" demek, olmazdı. Bir küçük talimat değişikliği de, nasıl olsa kimseyi yormazdı.

En fazla 28, en az 4 dakika oynadığı 6 lig maçına, 63 dakikalık bir kupa ekledi. Gerisinde ya kulübede bekledi ya da tribün veya evinde seyirciydi. 20 yaşındaki oyuncu üç yaş büyük olsa, az daha bedelsiz serbest kalacaktı. Ne diyor talimat: 23 yaş üstü bir profesyonel futbolcu, sezon sonunda, kulübünün oynadığı resmi müsabakaların % 10’undan daha azında görevlendirildiği takdirde sözleşmesini sportif haklı sebeple feshetme hakkına sahip olabilir.

Barcelona'ya uğrayıp geçen Yusuf Demir gibi, bir de Emre Demir vardı sahi... Kayserispor'da doğru dürüst olmadan İspanya'nın yolunu tuttu ama bir anda kendini Türkiye'de buldu. Geldiği Fenerbahçe'den transit Samsunspor'a geçiverdi, orada da iki maç oynayıp Kadıköy'e döndü. Artık herkesin arzusu, yeteneğiyle, aklıyla onun da yeni bir Arda Güler olması...

Haberin Devamı

Gençlerimiz oturmasın, oynasın. Sadece Arda değil; Emre de bizim, Yusuf da bizim... Sadece onlar mı? Arda olma fırsatını bekleyen filizler de bizim...

Ferrari ile uçuruma...

Dünün Trabzonspor başkan adayı, bugünün 1461 Trabzonspor Başkanı Celil Hekimoğlu, bordo-mavililerin özelinde, Türk futbolunu o kadar güzel özetlemiş ki; "Ferrari ile uçuruma gidiyoruz."

Öylesine anlamlı ki, bu sözün açılımı sayfalar tutar. Icardi gelsin-Dzeko gelsin, şu gelsin-bu gelsin... Tabii ki böyle kramponların seyir zevki güzel... Bir şampiyonluğun mali getirisinin azlığını özetlerken, bu futbolculara verilen milyon euroların nasıl ödendiğini biliyor muyuz?

Al işte, Kulüpler Birliği Vakfı ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç şimdiden başladı, "Bıçak kemiğe dayanmadan bankalar konsorsiyumu ile masaya oturmalıyız" diyor.

Bu para bankalardan alındı mı? Alındı. Eeee, sürekli öteleme ile nereye kadar? Faizini bile ödeyemeyen kulüpler, bunu nasıl sıfırlayacak? Herkesin Florya'sı yok ki!

Ferrari ile uçuruma son sürat gitmek, böyle bir şey işte... Başka bir deyişle; bindik bir alamete, gideyoz kıyamete...