Tabii ki Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'nin idolü Süleyman Seba olacak. Tabii ki, Çebi, Seba gibi olabilmek için uğraşacak.

Kulüp içi mengene, transfer prangası ve sosyal medya kıskacı dayatmasında, basının karşısına çıkmak zorunda kalan Çebi, daha sözün başında, "Seba olabilmek" ile ilgili, duygu dolu ifadeler kullandı ve anısını aktardı.

Ne demişti bugünün Beşiktaş Başkanı?

"Süleyman Seba vefat ettikten sonra baş tacı yapıldı. Seba, 'Sen bana benziyorsun ve Beşiktaş’ın haklarını koruyacak başkansın, inşallah sonun bana benzemez' dedi. Seba’ya benzemeye gayret ediyorum. İnşallah sonum ona benzer de kıymetimiz ayrıldıktan ya da vefat ettikten sonra anlaşılır."

Haberin Devamı

Bu sözlerin ardından insan ister istemez şunu düşünüyor; Seba'nın geleceği görmedeki ustalığını, kulübü yönetim şeklinde hatırlıyoruz. Ama bu kadar ileriyi görmesini de, doğrusu takdir etmek gerek!

Yoksa 2014'te vefat eden Süleyman Seba, 2019'da başkanlığa oturan Çebi'ye, "Sen bana benziyorsun ve Beşiktaş'ın haklarını koruyacak başkansın" demesini başka nasıl yorumlamak gerekir?

Ama önemli değil Sayın Başkan, "Süleyman Ağabey beni desteklemeseydi belki kazanabilirdim" diyenler, bugün başkanlığa aday değil mi? 22 yıl sonra, bugün sosyal medyadaki yeni yetmelerin, isim olarak bile tanımadığı Seba'nın, hala camia üzerinde ağırlığı varsa, bu olsa olsa "Beşiktaş'ın gururu" olur. Yoksa merhum, bizden ancak bir "Fatiha" beklemektedir.

* * *

Ama Başkan Ahmet Nur Çebi, siyah-beyazlı kulübe fatiha okutmamak için çırpınıyor. Çebi'nin takdir edilesi yanı, ne Türkiye Futbol Federasyonu'na gider yapması ne de transfer çalımlarıdır. Beşiktaş'ın geleceğine ipotek koymaması adına çabasıdır.

2023-2024 yılı denk hesap açığı aşılırsa, Beşiktaş, üç yıl içinde ilk katılma hakkını elde ettiği sezonda uygulanmak üzere, bir yıllığına Avrupa kupalarından men edilecek. İşte bunu yaşamamanın içerisinde siyah-beyazlı yönetim...

Yoksa kim istemez Sergio Ramos'u? Ama kim verir iki yıllığına 50 milyon euroyu? Belki de İspanyol stoper, Galatasaray aşkıyla paradan feragat eder! Kim bilir?

Haberin Devamı

* * *

Son söz de, Çebi'nin şikayetçi olduğu sosyal medya leşkerlerine... Adı-sanı ne olursa olsun, ne yazarsa yazsın, suya yazı yazıyorlar bunlar... 500 bin takipçisi olsa da, yazdıklarıyla 50 bin beğeni alsa da, Beşiktaş Başkanı buna takılır mı? Hesap yeri, saha içi ve genel kurul değil mi?

Gonca gülleri koparmayın

Türkiye'de futbol altyapılarının görünmeyen bir belası var; menajer-öğretmenler...

Henüz okul çağlarında bulunan gençlerin futbol yeteneğini en iyi kim gözlemler? Beden eğitimi öğretmenleri... Ve bunlar, 3-5 bin liraya tamah ederek, öğrencilerinin, yani gelecek yıldız adaylarının bilgilerini, üst düzey kulüplere satıyor-pazarlıyor!

Kulüpler tabii ki bunları üç paraya bünyesine katıyor, ancak bunların çok azı sıyrılıp futbolcu olabiliyor. Diğerleri mi? Belki ağır bir ifade olacak ama futbolcu yanları çöp!

10 kaleci geliyor, bunlardan biri, ikisi sıyrılıyor. Diğerleri ise, amatörlük düzeyinden yukarı çıkamıyor. Yapmayın! Gonca gülleri açmadan koparmayın.

Haberin Devamı

Bir sözümüz de, Milli Eğitim Bakanlığı'na... Ne olur, böyle yapan beden eğitimi öğretmenlerini de uyarın, gerekirse cezalandırın. Soru satan matematik öğretmeninden ne farkı var?

Para sevdası mı, olmadan ayrılmak mı?

Avrupa sahalarına gitmek zor, kalmak daha da zordur. Gurbette olgunlaşanları bir kenara bıraktığımızda, Türkiye'de yetişip de, orada dikiş tutturan her geçen gün azalıyor.

Cengiz Ünder gibi kendini kanıtlayıp, tercih olarak Fenerbahçe'yi seçenler dışında, sahada yer bulamadığı için dönenlerin fazla olması can sıkıcı bir durum...

Bartuğ Elmaz, Galatasaray'ı bir kenara atıp, Marsilya'ya gitmişti ama B takımda bile fazla şans bulamadı. Bugün Fenerbahçe gibi bir ekiple, Türkiye'ye dönüş yaptı. İnşallah gönlüne göre olur.

Emre Demir de, geçen sezon noktaladığı Barcelona macerasının ardından Fenerbahçe'yle antrenmanda... Oysa, Kayserispor'da ne kadar çok "fan"ı vardı. Birkaç yıl daha kalsa daha iyi olmaz mıydı?

Mert Çetin'in İtalya macerası da çok iyi sonuçlanmadı. Roma'ya gidişinde büyük sükse yaptı, ardından soluğu Ankaragücü'nde aldı.

Ömer Faruk Beyaz'a, Fenerbahçe'de kalması için neredeyse yalvarıldı. Stuttgart sevdası ağır bastı. Magdeburg'taki ikinci şansında da olmayınca Almanya defteri bu defter kapandı. Artık Hatayspor için var.

Ve, son dönüş Emirhan İlkhan ile... Giderken Beşiktaş'a 4.9 milyon euro kazandırdı ama ne Torino'da ne de kiralık gittiği Sampdoria'da mutluluğa ulaştı. O da, kiralık bile olsa Başakşehir'de...

Henüz olgunlaşmadan ayrılmaları mı, menajerlerinin para sevdası mı, yoksa ailelerinin kısa yoldan kazanma hırsı mı? Gitmeyi düşünenler bunun hesabını da yapmalı...

Ne olursa olsun bunlar bizim yeteneklerimiz, bizim çocuklarımız, geleceğimiz...

'Yılmaz'ın dönüşü

Başarısızlık nasıl eleştiriliyorsa, iyiyi övmek de şart... İbrahim Yılmaz, geçen sezon hem İstanbulspor hem de Eyüpspor performansıyla tenkit edilmişti. Gerçekten de bol bol şans bulan santrfor, sezonu sıfır golle bitirmişti.

Ama bu yıl öyle mi? Konya ve Kayseri maçlarında İstanbulspor adına birer gol attı, takımına da birer puan kazandırdı. Hep böyle İbrahim...