Arkeoloji Urartu rönesansının görkemli kenti

Urartu rönesansının görkemli kenti

21.11.2022 - 01:16 | Son Güncellenme:

Yaklaşık 2700 yıllık bir Urartu kenti olan Ayanis’te krallığın rönesans sürecini yansıtan görkemli yapılar bulunuyor.

Urartu rönesansının görkemli kenti

Van Gölü’nün doğu kıyısında, kayalık bir tepe üzerine kurulmuş olan Ayanis, Urartu Krallığı’nın rönesans sürecinin en görkemli yapı grubunu bünyesinde barındırır. Kentin, Argişti oğlu Rusa tarafından M.Ö. 672-73 yıllarından hemen sonra yaptırıldığı biliniyor. Urartu yazılı belgelerinde “Rusahinili Eiduru Kai” olarak geçen Ayanis, adını aldığı Eiduru yani Süphan Dağı’nın gölgesinde neredeyse 25 yıl iskân görür. Nitekim kenti koruyan bir dağ tanrı olan Eiduru’nun varlığı, Ayanisliler için de önemli bir güç kaynağı olmalıydı ki kentin sahip olduğu pek çok öge de dini yöndeki gelişkinliği ortaya koyuyor. Ayanis kenti kazıları 1989 yılında başlamış ve zamanla bir arkeoloji okuluna dönüşerek Urartu arkeolojisinin kesintisiz olarak 34 yıldır devam eden tek kazısı olma özelliği kazanmıştır. Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu ile başlayan bu kazı serüveni, günümüzde Prof. Dr. Mehmet Işıklı ve ekibi tarafından devam ettiriliyor. 34 yıllık bu süreçte kentin, sitadel (iç kale/yukarı şehir) ve dış kent olmak üzere iki bölümden oluştuğu anlaşıldı. Daha çok elit sınıfın yaşam alanı olan sitadel, bir dizi dinî ve yönetimsel yapıyı içerisinde bulunduruyor. Tüm bu yapılar ve kompleksleri, Urartuların sahip olduğu taş ve metal ustalığını en görkemli haliyle gözler önüne seriyor.

Haberin Devamı

Urartu rönesansının görkemli kenti

Tapınak alanı

Kentin kuşkusuz en önemli yapı kompleksi, Haldi Tapınağı’nı da içerisinde bulunduran tapınak alanıdır. Payelerle çevrili tapınak avlusu ve alanın doğu duvarına yaslanan Haldi Tapınağı, sahip olduğu tüm mimari ve dekoratif ögeler ile Urartu sanatı ve kültürü için ünik örnekler sunar. Tapınağa girişte bizleri Urartu’nun en uzun dinî yazıtı karşılar. Bu yazıt kentin kim tarafından yaptırıldığını, tapınağın hangi tanrıya adandığını, kenti kimlerin inşa ettiğini ve buna bağlı olarak da kentin kozmopolit yapısını açıkça belirten bir belge niteliğindedir. Tapınağın iç duvarlarında görülen oyma kakma tekniğiyle yapılmış grifon, sfenks, hayat ağacı gibi dinî motifler ile duvara yaslanan su mermeri ve üzeri kazıma tekniğinde karışık yaratıklarla bezeli olan podyum, yapının mistik algısını daha da güçlendirir. Baştanrı Haldi’ye olan bu güçlü tapınımın yanı sıra son dönemde ortaya çıkarılan bir diğer önemli mekân; Podyumlu Salon ile birlikte “Tanrıça Arubani’ye de bir tapınım olabilir miydi?” sorusu karşımıza çıkar. Bu mekânın yapısı, mimarisi ve buluntuları bir kadının ön plana çıkmış olma ihtimalini güçlendiriyor. Ayanis kenti daha burada bahsedilemeyen birçok özelliği ile başta Urartu kültürü ve dini olmak üzere arkeolojisine de yeni bir soluk kazandırmıştır. Birçok yeniliği günümüze ulaştıran Argişti oğlu Rusa’nın tüm Urartu krallarından farklı bir bakış açısına sahip olduğu aşikârdır. Ancak bu bakış açısını çözümlemek şimdilik uzun bir süreç olarak görünmekle birlikte bu her geçen yıl yeni soru işaretlerini de karşımıza çıkaran bir yolculuk olacak.