The Others ‘Nefes kesen’ yasak

‘Nefes kesen’ yasak

03.08.2009 - 03:05 | Son Güncellenme:

Sigara yasağı ardından TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na başvuran Ankaralı iki kafe, bar işletmecisinin şikâyetiyle ilgili haberin 26 Temmuz tarihli Milliyet’te çıkan fotoğraflarının gerçeği yansıtmadığı iddiası doğru değil

‘Nefes kesen’ yasak

Bülent Akarcalı eski sağlık bakanlarından. Bir çevre ve sağlık sorunu olarak sigaraya karşı mücadele vermiştir.
19 Temmuz’da yürürlüğe giren ‘sigara yasağı’na özellikle kahvehaneler, nargile salonları ve kafe-bar işletmecilerinden gelen tepkiler üzerine Milliyet’te 26 Temmuz Pazar günü yayımlanan haber Bülent Akarcalı’nın dikkatini çekmiş.
Haber, orta sayfada ‘Nefesimiz kesildi!’ başlığıyla yayımlandı.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na başvuran Ankaralı iki işletmeci Murat Çınay ve Hasan Yıldırım, mağdur olduklarını belirterek AB uyum yasaları çerçevesinde yasağın incelenmesini istiyorlardı.
İşletmeciler, İspanya’dan, Yunanistan’dan, Almanya’dan örnekler vererek, uygulamanın esnetilmesini önermişler.
Deneyimli parlamento muhabirimiz Meclis’e yapılan başvuruyu haberleştirirken, Ankara Bürosu muhabirlerimizden Murat Pazarbaşı da, sigara yasağının kafe ve barları ne denli olumsuz etkilediğini, ‘Yasaktan önceki’ ve ‘Yasaktan sonraki’ fotoğrafları çekerek azalan müşterileri sergilemiş.
27 Temmuz sabahı Bülent Akarcalı’dan e-mail aldık.     
Milliyet’teki haberden kuşkuya düşmüştü ve okurun yanlış yönlendirildiğini öne sürüyordu:
“26 Temmuz Pazar günkü Milliyet’te Önder Yılmaz imzalı ‘Nefesimiz kesildi’ başlıklı yazıda yer alan ve yasaktan önce-yasaktan sonra diye gösterilen, öncesi müşterilerle dolu sonrası boş mekân fotoğraflarının gerçeği yansıtmadığı ve okuyucuyu yanlış yönlendirdiği kanısındayım.
Yasaktan önceki fotoğrafta hiçbir lamba yanmaz ve vitrinlerde aydınlatma yokken yasaktan sonra denilen fotoğrafta lambalar yanmakta ve vitrinler aydınlatılmaktadır.
Bu iki fotoğrafın tamamen ayrı saatlerde çekildiği apaçık ortadayken bu aykırılığı Milliyet gazetesinin fark edememiş olmasını kabul etmek zordur.
Milliyet’in ciddiyetini ve okuruna verdiği değeri bilen biri olarak sigara şirketlerini destekmiş gibi görünen bu durumlara ileride daha dikkatle yaklaşılacağına ve bir düzeltme metni yayımlanacağına inanıyorum.”

Önder Yılmaz’ın yanıtı
Sayın Akarcalı’nın Milliyet’e ‘güven’ duyan bir okur olarak duyduğu rahatsızlığı parlamento muhabirimiz Önder Yılmaz’a ilettim. Yılmaz’dan şu yanıt geldi:
“26 Temmuz Pazar günü Milliyet’te yayımlanan ‘nefesimiz kesildi’ başlıklı haberde kullanılan fotoğraf, 24 Temmuz Cuma günü akşam saat 23:00 sularında Başbakanlık muhabiri Murat Pazarbaşı tarafından çekildi. Çekim sırasında ben de TBMM’ye başvuru yapan mekân sahibiyle konuşuyordum.
Yasaktan önce mekânın dolu olduğunu gösteren fotoğraf, mekân sahiplerinden alınmıştır. Tarafımıza yasaktan bir hafta 10 gün önce çekildiği belirtilmiştir. Bize mekânın her sandalyesinin dolu olduğu eski halini anlattılar. Yasaktan önceki hali gösteren fotoğrafın profesyonel teknikler gözetilmeden çekildiği işi bilen her göz tarafından bakıldığında anlaşılır... (ışık, makine teknolojisi vb. etkenler) Yasaktan sonra akşam saat 23:00 sularında gittiğimiz mekânda ışıklar çok yetersizdi. Boş mekânı tam gösterebilmek için fotoğrafı çeken arkadaşımız aydınlatmanın artırılmasını istemişti. Gündüz çekilen bir fotoğraf olduğu iması ve okurun yanıltıldığına ilişkin ifadeler tarafımızdan asla kabul edilemez. Çünkü mekân yeraltında olup, gün ışığı görmemektedir. Mekâna 15-20 merdiven inerek girilebilmektedir. Kod farkı da bulunmamaktadır. Ayrıca gittiğimiz saat akşam 23:00 sularıdır. Yasak sonrası fotoğrafa bakanlar mekânın bazı bölümlerinin aynalı olduğunu, çeken kişinin de profesyonel teknikleri bildiği ve gelişmiş teknolojiyi kullandığı gözden kaçırılmamalıdır. Ankara’da yaşayan sayın Akarcalı, bu açıklamayı da yetersiz bulursa, kendisine eşlik ederek mekâna götürebilir, yerinde tespit yapabiliriz.”

Akarcalı’nın yanıtı
Muhabirimiz Önder Yılmaz’ın gerekirse fotoğraf çekilen mekâna birlikte gitme önerisini Bülent Akarcalı’ya ilettim.
Bir teşekkür notu geçti:
“Ben konuya fotoğraf tekniğinden anlamayan, sade bir okur olarak yaklaştım. Herhangi bir kasıt da aramadım. Milliyet’in ciddi ve titiz tutumuna inanan birisi olarak, iki fotoğraf arasındaki farka dikkati çektim.
Bu konuda telefon ve iletiyle benim dikkatimi çeken 20’ye yakın Milliyet okuru da aynı yorumu yaptı.
Bana verdiğiniz bilgilere inanıyor ve yerinde gidip görme ihtiyacını duymuyorum.
Ancak yine de iki fotoğrafta var olan fiziki farkın açıklanmış olması gerektiğine inanıyorum.
Okur, ne fotoğraf tekniğini ne de mekânın yeraltında veya üstünde bulunup bulunmadığının farkındadır.
Yazımın esas içeriği de bu yöne dikkati çekmek içindi. Kaldı ki ilk fotoğrafın kaynağının bizzat Milliyet olmaması ki yanlış algılamamızı destekler bir husus oluyor.”

Haberin Devamı

OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ: 
Sayın Akarcalı’ya uyarısı, parlamento muhabirimiz Önder Yılmaz’a da okurların tereddüdünü gidermek üzere yaptığımız iç denetime katılımı ve ‘şeffaflık’ anlayışı nedeniyle teşekkür ederiz. Aramızdaki yazışmayı okurumuzla da paylaşarak kendisini de ‘denetim’e katmaya çalıştık.
Haberde kurgu yoktur.
Milliyet muhabirleri görevlerini kusursuz yapmışlardır.
Sigara tekellerine yönelik bir çıkarımda bulunmak da haksızlık olur. Sigara yasağının yürürlüğe girdiği 19 Temmuz’dan bu yana seslendirilen mağduriyetler, Milliyet tarafından objektif ölçütlerde haber yapılmıştır. Kaldı ki, sigara yasağını bir ‘özgürlük sorunu’ olarak gören gazetenin düşünce özgürlüğünü savunan ilkeleriyle çelişmez! Okur Temsilcisi olarak ben sigara içmiyorum ve akciğer kanserine dikkat çekmekle yetiniyorum.