Siyasi karar olarak ligden düşürme...

18 Eylül 2009

Ankaraspor ve Ankaragücü arasında yaşanan gelişmelerin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen düzeltilmemesi sonucunda Futbol federasyonu disiplin kurulu Ankaraspor’un bir alt lige düşürülmesine, Ankaraspor ve Ankaragücü kulüp başkanlarına da altı ay hak mahrumiyeti cezası verdi.
Cezanın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından yapılan yorumu çok çarpıcıydı: Bu karar siyasidir . Ankara Büyükşehir belediye başkanı birkaç hafta önce katıldığı bir televizyon programında Altay kulübü ile federasyon başkanı arasında bağlantıya vurgu yapmaktan ve eğer Altay şampiyon olursa bunun altında bu ilişkinin bulunabileceğine yönelik tipik politik konuşmalarından birini daha yapmaktan çekinmiyordu.

Müthiş ilişki
Futbol, bize hep söylenile geldiği gibi politikanın uzağında, ondan bağımsız bir alan değildir. Tam tersine futbol ile politika arasında müthiş bir ilişki örgüsü bulunmaktadır. Böyle olduğu için de özellikle Türkiye gibi ülkelerde futbol, iktidarların vazgeçilmez araçlarının başında gelir.
Her iktidar, bu uğurda futbol üzerinden kitlelerle ilişki kurmaya, onları kendi yanına çekmeye çalışır. AKP iktidarı da, kendisinden önce gelen

Yazının Devamı

12 Eylül; futbol ve İzmir

10 Eylül 2009

12 Eylül 1980 üzerinden neredeyse otuz yıl gibi bir süre geçmesine rağmen bugün hala daha toplumsal belleğimiz üzerinde bıraktığı derin izler nedeniyle konuşulmaya devam ediyor. Toplumsal belleğin güçlendirilmesi açısından hatırlamanın büyük bir etkisi, buna karşın unutmanın ise tersi yönde etkileri vardır.
Hatırlamaktan çok unutmayı ya da unutturmayı tercih eden bir yaşam biçimimiz olduğunu ve sorunları çözmek yerine ötelemeyi- ertelemeyi sevdiğimizi yıllar içindeki örnekler fazlasıyla ortaya koymaktadır. On iki eylül darbesinin toplumsal sonuçlarının spor özellikle de futbol boyutu üzerinde birkaç söz söylemek böylesine önemli bir tarihin yıldönümü yaklaşırken hatırlamaya katkı açısından manidar olacaktır.
Değişimden nasiplendi
On iki eylül ve sonrası yıllarda toplumsal hayatımızın her alanında büyük değişimler yaşanmıştır ve spor/futbol alanı da bu değişimlerden nasibini fazlasıyla almıştır. Yetmişli yılların aktif katılımcı bireyinin yerine uzun bir süre boyunca futbol ve futbol taraftarlığı ikame edilmeye çalışılmış ve başarı da sağlanmıştır.
Ankara’nın birinci ligde takımı olmadığının farkına varan askeri yönetimin isteği ile bugünlerde adı şaibeli bir birleşme ile

Yazının Devamı

Spor; Barış dostluk, kardeşliktir söylemi üzerine...

3 Eylül 2009

Başlıkta sıraladığım ve dünya barış günü yazdığım bu satırların spor / futbol üzerinden gerçekten değerli olduğuna inananlardanım. Fakat gelin görün ki ülkemizde pek çok alanda olduğu gibi spor/futbol alanında da söylemlerle eylemler ne yazık ki birbiriyle örtüşmüyor. Yöneticilerin kalplerinde hissettikleri ile söyledikleri neredeyse taban tabana zıt cümleler oluyor.
Mikrofonların ve kameraların büyüsüne kapılıp çoğu zaman kafalarının arkasında yatan gerçekleri söylemekten imtina ediyorlar. Ancak bu durumun da kendisini ele verdiği yerler yok değil. Yazılı olarak duyurulan basın açıklamalarının içerisi biraz farklı bir gözle incelendiğinde niyetler daha net olarak ortaya çıkabiliyor. Tıpkı Fethiyespor kulübünün yaptığı açıklamada olduğu gibi. Geçtiğimiz Pazar günü Fethiyespor ile Göztepe arasında oynanan karşılaşma öncesi ve sonrası yaşanan olaylar konusunda Fethiyespor kulübünün açıklamasının satır araları bir hayli doyurucu malzemeye sahip.
Yönetici ve bazı taraftarları kınıyoruz
“Göztepe Spor Kulübü taraftarlarının bilinen özellikleri dikkate alınarak hafta boyunca duyulan endişeler şehrimizin mülki ve idari amirlerine önlem alınması maksadıyla sözlü ve yazılı gerekli

Yazının Devamı

“40 bin yetmez” diyenlere cevap

27 Ağustos 2009

İki hafta önceki yazımda İZVAK’ın gündeme getirdiği İzmir’e yapılacak olan stadyumun kişi sayısının 40 binden fazla olması önerisini değerlendirmeye çalışmıştım. Yazdıklarım çeşitli açılardan ilgi çekti, bazıları da yazdıklarımı farklı şekilde değerlendirdi. Ancak hafta sonu başlayan Bank Asya 1. Ligi ile birlikte takke düştü kel göründü. Bucaspor ilk maçına kendi saha ve seyircisi önünde çıkıyor 7 bin 500 kişilik stadyumu 700 bin kişilik Buca ilçesi dolduramıyorlar.
Pazar günü geçen yıl süper lige çıkmayı son anda kaçıran temsilcilerimizden olan ve bu yılın da en güçlü şampiyon adayı olarak gösterdiğimiz Altay, maça çıkıyor ve tribünlerde sadece 2 bin 627 kişi var.
Uzun bir süre kendi seyircisi önünde oynayamayacak olan Karşıyaka’yı da düşündüğünüzde aslında tablo pek de aydınlık değil. Hemen bir hafta öncesi Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin düzenlediği kupanın final karşılaşması ve üçüncülük maçını hatırlayalım; tribünlerde toplam 3 bin 543 kişi vardı.
Peki nerede bu taraftarlar?
Takımları bir sezon öncesi deyim yerindeyse adeta direkten dönüyor. Yeni transferlerle birlikte şampiyonluk sözleri veriliyor ve bu iki takımın finalini izlemeye gelen insan sayısı herhalde 40

Yazının Devamı

50 bin yetmez 60-70 bin olsun

13 Ağustos 2009

Son günlerde İzmir medyası futbol federasyonu başkanının açıklamaları sonrasında İzmir’e yapılacak olan stadyum ile ilgili çeşitli kesimlerin görüşleriyle doluydu. Farklı kesimler yeni bir stadyum konusundaki görüşlerini dile getirdiler. Bunlar arasında en çok ilgimi çeken ise İzmir Gücü Spor Vakfı(İZVAK)nın açıklamaları oldu. İzvak’ın açıklamasında şu görüşlere yer veriliyordu: İzmir’de yapılan final maçlarında 60-70 bin seyircinin stada geldiğini geçmişte gördük ve yaşadık. Konuya ekonomik olarak baktığımızda da, böyle büyük bir yatırım yapılırken uzun vadeli yaklaşımla, minimum 50 bin kapasiteli bir stat olmasında büyük fayda vardır. Stat projesi ile ilgili zirve toplantısında da konuya uzun vadeli bakılarak büyük düşünüleceğine inanıyoruz. Büyük hedeflere, büyük düşünülerek ulaşacak iradenin zirveye katılan değerli yöneticilerimizde fazlası ile mevcut olduğuna inanıyoruz.
Şimdi gelin bu metinde söylenilenleri bir analize tabi tutalım. Öncelikle İzmir’de oynanan final karşılaşmalarını bir tarafa bırakıp ülke genelinde stadyuma giden seyirci ortalamasının en iyimser rakamlarla 15 bini bile zor bulduğu bir ortamda 40 bin kişilik bir stadyumu doldurmak bile bir hayli zor

Yazının Devamı

Çifte taraftarlık ve kulüp üyeliği -2-

6 Ağustos 2009

Geçen haftaki yazımda İzmir’de tuttuğu takımdan başka bir takıma daha sempati duyduğunu söyleyenlerin oranının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu belirtmiştim. Bu durumu sadece taraftarlar açısından düşünmemeliyiz. İşin aynı zamanda yönetimler boyutu da bulunmakta ve belki de bu boyut çok daha fazla etkide bulunmakta.
İzmir takımlarını yönetenler kadar, bu takımları takip eden basın mensupları için de aynı süreç geçerli. Ülkede yaygın olarak taraftar dağılımı İzmir’de de kendisini gösteriyor.
Tuttuğu takımın maçını izlemek için İstanbul’a giden yöneticilerin bulunduğu bir kentin bir türlü ayağa kalkamamasında etkili olan faktörleri dikkatlice gözden geçirmek gerekiyor.
Hiç lafı dolandırmadan yaşanan sıkıntıları sıralamaya başlıyorum.
İzmir kulüpleri taraftar potansiyellerini kulüp yapılanması ile bütünleştirecek adımları gerçekleştiremiyorlar.
Sevgili Deniz Sipahi “kulüp üye sayıları ve gerçek” isimli yazısında en fazla üyeye sahip olan takımın yaklaşık 3 bin kişi ile Karşıyaka Spor Kulübü olduğunu, Altay’ın 772 üyesi bulunduğunu ve Anonim Şirket konumundaki Göztepe’nin 525 üyesinin bulunduğunu ve bu üyelerin de şirket çalışanları olduğunu belirtmişti.
En fazla üye

Yazının Devamı

Çifte taraftarlık ve kulüp üyeliği

30 Temmuz 2009

Önce Deniz Sipahi kulüp üye sayıları üzerine iki yazı kaleme aldı ve İzmir kulüplerindeki üye sayılarıyla durumumuzu net bir biçimde ortaya koydu. Daha sonrada Bülent Buda her zamanki nefis üslubuyla bu durumun yeni bir şey olmadığının altını çizmenin ötesinde Göztepe kulübüyle ilgili olarak ilgilenenlere bendenizin ve Engin Önen’in isimlerini salık verdi.
“Karşıyaka-Göztepe rekabeti üzerine hazırlamış olduğumuz çalışmada taraftarlara sorduğumuz sorular içinde bu durumu da ortaya koymaya çalışmıştık. Dört yüz kırk altı kişiye önce başka bir takıma sempati duyup duymadığını sorduk; ‘evet’ diyenlerin oranı %56.7 (253 kişi) ‘hayır’ diyenlerin oranı ise %43.3 (193 kişi). Aynı kişilere İzmir’de başka bir takımı tutup tutmadığını sorduğumuzda %92.8’i yani 414 kişi ‘hayır’ cevabını verdi. ‘Evet’ tutuyorum diyen sadece 32 kişiydi.
Çalışmamızda büyük önem taşıyan ve sevgili dostlarımın yazılarına konu olan dört büyükler olgunu içeren soruya verilen

Yazının Devamı

Karşıyaka Amatör Spor Kulüpleri Birliği

23 Temmuz 2009

Geçen hafta Çarşamba günü Karşıyaka’daki on beş amatör kulübün birleşimi sonunda oluşan Karşıyaka Amatör Spor Kulüpleri Birliği’nin düzenlediği toplantıda konuşmacı olarak bulundum.
Kısa bir süre önce de yine Karşıyaka Belediyesi konferans salonunda Dedebaşı, Goncalar ve Nergis mahallelerinin bir araya gelmeleri ile oluşan Degoned’in düzenlediği bir toplantıda “amatör spor yapma ve gençlik” üzerinde bir konuşma yapmıştım.
Böylesi birliklerin bir araya gelerek örgütlenmesini çok önemsiyorum ve elimden geldiğince kendilerine yardımcı olmaya çalışıyorum. Ülkemiz insanın örgütlü bir güç halinde kendi isteklerini yetkili makamlara iletmeleri konusunda adım atmaları ülkemiz demokrasisi için büyük bir adımdır.
Ancak bu atılan adımların ses getirebilmesi için ne yazık ki, ülkemizde genelde seçim sathı mahallinde düzenlenmesi gerekir.
29 Mart 2009 seçimleri öncesinde Karşıyaka Spor Adamları Derneği’nin düzenlediği ve tüm

Yazının Devamı