Ali Nail Kubalı

Ali Nail Kubalı

ankubali@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 12 Ocak 2009 da, Deniz Feneri Derneği’nin Filistin halkına yardım amacıyla düzenlediği kermesin açılışını gerçekleştirdiriyordu. Haberi veren medyaya göre Arınç, Kocatepe Kültür Merkezi’ndeki açılışta yaptığı duygulu konuşmada, Deniz Feneri Derneği’ni aklayan şu sözleri söylüyordu:
“Almanya’da yaşanan olay bir tarafa ama Türkiye Deniz Feneri, bugüne kadar hizmette bulunan kardeşlerimizin kılı kırk yararak kanunlar çerçevesinde yüzyılın bir insanlık hareketi olarak sürdürdüğü bir hizmettir.”
Habere göre Bülent Arınç kermesin açılışında yaptığı konuşmada, “Baltalama hareketlerinin başarısızlıkla sonuçlandığını, iyilikten başka hiçbir şey bulunamadığını” iddia ediyordu.
Derneğin hizmetlerini arttırarak devam ettireceğine olan inancını dile getiriyor, Deniz Feneri’nin topladıklarını ve dağıttıklarını internet sitesinde halkın dikkatine sunduğunu söylüyordu. Arınç, “Yanlış bir iş yoktur. Hatalar düzeltilmiştir. Herkesin verdiği herkese ulaşmıştır. Bugün Türkiye’nin bütün köylerinde kasabalarında Deniz Feneri’nin yardımıyla hayatını sürdüren, proteze kavuşan, evine kavuşan binlerce insan var” diye konuşuyordu.
Değerli okurlarım, Almanya’da aynı isimle faaliyet gösteren derneğin yöneticilerinin mahkum olduğu davada Alman savcılık makamı davanın başından beri gerçek suçluların Türkiye’de olduğunu iddia ediyor, Türkiye’deki Deniz Feneri ile Alman Deniz Feneri kuruluşları arasında bağ olduğunu söylüyordu. Bizim adalet mekanizmamız ise bir türlü olması gereken hızda harekete geçmiyordu. Ne zaman ki Almanya’daki dava sonuçlandı ve suçluların mahkumiyeti kesinleşti ve de mahkumiyet kararını veren hakim çok açık bir ifade ile gerçek suçluların Türkiye’de olduğunu söyledi, bizde de konu hareketlendi. Aramalar ve tutuklamalar yapıldı.
11 Temmuz 2011’e gelindiğinde Srebrenica katliamını anma törenine giden Bülent Arımç’ın bu konudaki görüşü değişmişti. İhlas Haber Ajansı konuyu 12.7.2011 tarihli bültenlerinde şöyle veriyordu. Heberin Manşeti: “Arınç: Kesin bir pislik var.”
Manşet altında haber özetleniyor: “Deniz Feneri’nde ‘bir pisliğin kesin olduğunu’ söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ‘Tutuklanan isimleri yıllardır tanıyorum ama sahip çıkmam’ dedi.”
Haber, Arınç’ın şu sözleri ile devam ediyor: “Almanya Deniz Feneri’nde bir şeylerin olduğu anlaşılıyor. Onun Türkiye’de kuryelerle vs. birilerine çıkar sağlayıp sağlamadığı incelenip araştırılacak. Bu isimleri yıllardır tanıyorum. Sahip çıkmam. Kötü insanlar demem, diyemem, ama soruşturma ve tutuklama var...”
Değerli okurlarım, belki benim buraya kadar yazdıklarımın eleştiri olduğunu düşünmüşsünüzdür. Aksine, ben ilk önce yargının konunun üzerine nihayet ciddiyetle gitmeye başlamasından mutluluk duydum. Türkiye’de yargının kim kimi destekliyor diye bakmadan böyle ciddi adımlar atmış olması, umut verici bir gelişme.
Ben Bülent Arımç’ın Deniz Feneri yöneticilerine 2009’da verdiği desteği geri çekmiş olmasını da dürüst ve doğru bir davranış olarak görüyorum. İnsanın senelerdir tanıdığı ve ailecek maddi katkıda bulunacak kadar inandığı ve desteklediği dostları hakkında ciddi delillerle tutuklamalar yapılınca hayal kırıklığına uğraması ve desteğini çekmesi aynı zamanda insanca bir davranıştır. Tek eleştirilecek husus 2009’da ve bu gün önemli bir hükümet üyesi olarak yaptığı böylesine açıklamaların yargıyı etkileyebileceğini göz ardı etmiş olmasıdır, değerli okurlarım.