Ali Nail Kubalı

Ali Nail Kubalı

ankubali@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DEĞERLİ okurlarım, salı günkü yazımda önemli uluslararası basın organlarında Türk ekonomisi ile ilgili olumsuz yazıların çıkmaya başladığını yazmış, Ünlü The Economist dergisinden alıntı yapmıştım. Aynı olumsuzluğun New York Times’da da ele alındığın şimdi vurgulayayım.
O yazımda aylık dış ticaret açığının 10 milyar dolara ulaştığını, son dört beş aydır ihracat döviz gelirlerinin ithalat döviz ihtiyacını karşılama oranının da kritik eşik olan yüzde 60’ın altında seyrettiğini söylemiştim.
Bu iki yayın organı kredi hacminin ve iç talebin hızla arttığını da vurguluyorlar.
Bu köşeden defalarca tekrarladığım gibi “sıcak para” hem dış ticaret açığını hem de iç talebi tetikleyen temel faktör. Daha da vahimi bu iki tehlikeden birini çözmek için uygulanacak standart, bilinen ekonomi politikaları diğerine kontr- endike! Yani birini düzelteyim diye uygulanan politikalar diğer problemi daha da kötüleştiriyor:
* * *
1. Harcamaları frenleyip, enflasyonu aşağı cekmek için faizleri yükselttiğinizde sıcak paraya davetiye çıkarmış oluyorsunuz.
2. Giren sıcak para Merkez bankasınca satın alınıp TL’ye döndüğü zaman emisyona neden oluyor. O da enflasyon baskısı yaratıyor!
3. Giren sıcak parayı Merkez Bankası satın almayıp piyasada bıraksa kurlar baskılanıyor, ithal malları ucuzluyor, ithalat hızlanıyor, dış ticaret açığı ve cari açık patlıyor, işsizlik artıyor.
4. Sıcak para girişini azaltmak için faizleri aşağı çekseniz, o zaman da krediler ve harcama patlıyor! Hızlanan harcama fiyatları yukarı doğru baskılıyor, yani enflasyon tehlikesi yaratıyor.
5. Harcamalar arttığı zaman sadece Türk mallarına değil, ithal mallarına da talep artıyor! İthalata talebin artması, hem cari açığı hem de sıcak paraya olan ihtiyacı arttırıyor!
Eğer ayda 10 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığı, turizm ve diğer hizmet gelirleri artı yurt dışında iş yapan müteahhitlerimizin ve diğer yatırımcılarımızın ülkeye transfer ettikleri gelirler artı işçi dövizleri gibi döviz girdileriyle karşılanabilseydi esasen cari açık hiç oluşmayacaktı. Ortada da konuşulacak bir sorun kalmayacaktı! Ama ne yazık ki cari açık da ayda 9,8 milyar dolar mertebesine gelmiş dayanmıştır.
Bu Türkiye’nin verdiği net döviz açığıdır. Türkiye ne yazık ki; işte bu açığı önemli oranda, ekonomimizin son 20 yıldır içinde bulunduğu sorunların ana nedeni olan “sıcak para” ile kapatmak zorunda kalmaktadır.
Türkiye sıcak paraya zamanında önlem almamakla yerleri boyayan acemi boyacı gibi kendini bir kere daha çıkılması zor bir köşeye sıkıştırdı gibi gözüküyor, değerli okurlarım!