Alper Hasanoğlu

Alper Hasanoğlu

alperh@therapiagroup.com

Tüm Yazıları

Çok düşündüm. İçinde bulunduğum bireysel ve toplumsal ruh halini hangi şair daha iyi anlar diye. Edip mi, Turgut mu?

“aslında buydu beni geliştiren, aşksızlık!..
aşksızlık büyütür beni
yeni bir aşka doğru ve
öyle sanıyorum ancak birkaç yıl sürer
insanın sebepli umutsuzluğu”

Önce Turgut geldi. Açtı kapıyı, ruhumun elinden tuttu ve sakinleştirdi beni. Ama günümüz bencilliği sabredemez, onlar hemen Kanada’ya gitmek istiyor, buluşmak için Trump mağduru ‘kardeşleri’ ile.

“Durursa anlaşılır saatin kaç olduğu
Ürkek yürek bütün geçmişi kabulleniyor.
Ve kazmaların ve garların hiç uyumadığını
Hiç uyumadığını alkolün
Çiçeklerin ve tuzun
(…)

Haberin Devamı

Birden farkına vardığımız güzelliği dünyanın
Güzelim
Galiba sonundayız
Sonundayız uykumuzun.”

Bitmeyen bir şey yoktur. Uykumuz da bitecek ve kalkıp gerinerek koyulacağız yola. Silkip atarak üstümüzdeki ataletin ıslanmış, çürük ahşap kokusunu…
Turgut bilir bir kışa hazırlanmayı. Tomris’i düşünür o kendinden önce:
“Sana bir boyun atkısı gerek. Çünkü kış geldi.”
Sonra hepimizi düşünür, kendi hariç ve belleğimizde umuda yer açar hafiften.
“Yapışkan ve dayanıksız bir vicdanın eşliğinde

Gece
Hatırlarız bir günlerde üşümediklerimizi.
Üşümeyeceklerimizi.”

Kızar sonra duyarsız kalabalığa. Anımsatır ne kadar yalnız ama güçlü olduğumuzu korkudan:
“Kimilerine bir şarkı gibi gelir bütün bunlar. Oysa
Bir kez daha söylüyorum üstümüze yağanları.
Uzuneski.
Olumsuz. Güneşlere aykırı.
Haziran mintanları. Kopkoyu kent garları.
Alınıp götürülenler. Yerlerine konanlar.
Anladığımız ve.
Şaştığımız kalabalıklar. Bir korku
aşka benzer yalınlığı. Bir korku.
Kuduz korkusu gibi sudan.
Bir korku.”

Ve Turgut’un kendini koltuğa bıraktığı yerde umudu dürtüyor, umutsuzluğu yatıştırıyor Edip, uzatarak sevgili dostuna limonlu votkasını. Yağmur Etiler’deki evinin pencerelerinde ince çizikler açar ve kan sızarken içeri.

“Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil
Ama hiç değil
Ah güzel Ahmet Abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
(…)
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
Dirseğin iskemleye dayalı
(…)
Sevmen acele
Dostluğun çabuk
Bakıyorum da şimdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.”

Haberin Devamı

Bugün bir şiir
kitabı alalım elimize. Sevgilimizin de elinden tutalım ve bir banka
oturalım, yan yana, sonbaharın altına. Ona şiir okuyalım. Gerçekten, şiir varken ne yok ki...

Birden anladım, eksik olan şiirdi hayatımızda...
İllüstrasyon: ÖZGE EKMEKÇİOĞLU