Can Şişman

Can Şişman

can.sisman@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

90'larda popüler olan bilgisayar oyunlarından bazılarını günümüzde elbette çeşitli ayarlamalar yaparak mevcut bilgisayarlarımızda oynayabiliyoruz. Ancak hepsini değil. İçlerinden bazılarıyla vedalaştık ve tarihin birtakım tozlu sayfalarına teslim ettik. 90'ların bilgisayar oyunlarının tıpkı bu döneme ait pek çok anı gibi bizler için 'vazgeçilmez' kılan çok çeşitli cevaplar var. İlk akla gelenler ise şu şekilde:

1- Daha önce bilgisayar oyunları yoktu ya da popüler değildi.

2- Bu tarz oyunları çocukken oynadık ve oynaması bir hayli kolaydı.

Haberin Devamı

3- Bilgisayarda aşırı yer kaplamıyordu, erişimi o kadar da zor değildi.

Sebeplerini düşünmeye kalksak birçok cevap daha bulabiliriz elbette. Ama tüm bu cevapların dışında bir gerçeklik daha var ortada. Adı üstünde, 'gerçeklik' var.

90larda bilgisayar oyunları bizim için sadece oyundu
FIFA: Road to World Cup 98

'Gerçek' olmadığını biliyorduk

Teknolojinin gelişimiyle birlikte 'daha gerçekçi olan oyun çok daha başarılı' gibi bir algı ya da beklenti oluştu. E biraz da arz/talep meselesi. Gerçeğe çok yakın olmayan şeylerle karşı karşıyaysanız o zaman gerçeklik arayışı içinde olursunuz, ya da gerçeklerle sürekli meşgulseniz o zaman da gerçeğe daha az yakın şeyler ilginizi çeker. Son dönemde teknolojinin ilerlemesiyle elbette daha kusursuz, daha gerçekçi, daha profesyonel işler çıkmaya başladı karşımıza. Gerçeklik bir nevi saplantıya dönüştü. Halbuki 90'lardaki oyunlarda böyle bir 'dünya' yoktu. İki boyutluydu birçok oyun. Daha da önemlisi çoğu zaman 'alt tarafı bir oyun' oynadığımızın bilincindeydik. Oynadığımız şeyin adı 'oyun'du ve kendimizi kaptırsak dahi gerçeklik algımızı zora sokacak bir durum yoktu ortada.

90larda bilgisayar oyunları bizim için sadece oyundu
Prince of Persia

Yalınlık arayışımız ve ipin ucunu bulamayışımız

Ancak günümüzde gerçek hayatın keşmekeşinden uzaklaşmak isteyenler, gerçeğe çok da yakın olmayan bir dünyanın içinde kaybolmak yerine tamamen kendi gerçekliğine yakın bir alternatif arayışında. Artık kanalize olduğumuz şeyin şu anki mevcut hayatlarımızla eş değer olmasını yeğliyoruz. Bizi mevcut konumumuzdan ya da ruh halimizden uzaklaştırması için seçtiğimiz bu oyunların bilhassa kendimize 'denk'liğini önemsiyoruz, çünkü yaşadığımız zorlukların benzerlerini görmek istiyoruz. Dileğimiz haklılıklarımızın görülmesi, bizimle empati kurulması. Benmerkezcilikten bencilliğe kayan 'herkes bir marka artık' anlayışına hizmet eden bireyselliğimiz ve tüketimiz hızımız bize aslında zarar veriyor, onun pek de farkında değiliz.. Halbuki bize iyi gelecek şey daha yalın, daha sade ve haklılığımızı ispat etmeye çalışmak yerine kendi eğrimizi ve doğrumuza kendimizin bakabileceği bir dış göze içerde de sahip olabilmek. Bunu başarmak zaten sadeleştirmeyi hem getirir hem de doğurur. Bunu başaramadıkça eski olan her şeye özlem duyuyor, yani daha tek kelimeyle ifade etmek gerekirse 'romantizm'e çıkıyor tüm yollar. E o da gereksi bir drama yaratıyor. Gerek yok halbuki. Basit ve sade insanlarız ve hayatlarımızı komplike haline getirmemek bizlerin elinde. Oyuna 'oyun' gözüyle bakmak ve ondan gerçekçilik talebinde bulunmamakla başlayabiliriz mesela.

Haberin Devamı

 

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr