ZONA (GECE YANIĞI)

6 Aralık 2022

Zona hastalığı ağrıya yol açan, ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntülere neden olan bir cilt hastalığıdır. Tıp dilinde ‘herpes zoster’ adını almıştır. Halk arasında ise ‘gece yanığı’ olarak bilinir. Zona da belli bir bölgeyi etkileyen döküntüler, birlikte kemer ya da bant şeklinde bir görüntü oluşturan, ilk önce su toplayıp, ardından kabuk tutan kabarcıklar şeklindedir. Burada önemli olan zona değil; hastanın neden zona olduğudur.

Su çiçeğine yol açan ‘varisella zoster’, adlı aynı virüs zona hastalığına da sebep olur. Bu virüs, bir kez vücuda yerleştikten sonra, bağışıklık sisteminin zayıf düşmesini bekler ve fırsat bulduğunda harekete geçer.

Depresyon, stres, yaşlılık ve çeşitli hastalıklar, vücudun zayıf düşme nedenleri arasında sayılabilir. Zonaya yol açan virüs, sinir köklerine yerleştiğinden, zona ağrıları da şiddetli olabilir. Sırt, göğüs, karın, kalça, kol, bacak, boyun, baş ve yüz bölgeleri, etkilenen bölgelerdir. Zona şikayeti , bu bölgeler arasında en

Yazının Devamı

UYKU APNESİ (SLEEP APNE)

29 Kasım 2022

Uyku apnesi, uyku esnasında tekrarlayan nefes durmaları ile kendini belli eden, kandaki oksijen oranının düşmesine ve uykunun bölünmesine neden olan, ani ölüm riski taşıyan ciddi bir bozukluktur. Bazı insanlarda uyuma esnasında nedeni tam olarak bilinmeyen üst hava yollarında tıkanma, sinir sistemindeki bir problem ve hava yollarındaki daralma gibi faktörler uyku apnesine yol açar.

Tipleri ve nedenleri

Uyku apnesinin üç temel türü mevcuttur. Çalışmalarda hastaların yüzde 84’ünde tıkayıcı uyku apnesi, yüzde 1’inde merkezi uyku apnesi ve yüzde 15’inde ise mix tür uyku apnesi görüldüğü ortaya çıkmıştır.

*Obstrüktif veya tıkayıcı tip: En sık görülen apne tipidir ve her cinste ve her yaşta görülebilse de, özellikle orta yaş erkeklerde ve kilo problemi olanlarda daha sıktır. Nedeni yumuşak damak kaslarının normalden fazla gevşemesidir ve buna bağlı olarak da solunum yolu tıkanır. Büyümüş bademcik (tonsil) ve geniz eti nedeni ile de olabilir.

*Merkezi tip: Göğüs ve diyafram kasları kısa bir

Yazının Devamı

İdrarda kanama (Hematüri)

22 Kasım 2022

Hematüride, böbrekler, böbreklerden idrar kesesine idrarı taşıyan, üreter denen tüpler, idrar kesesi, keseden dış dünyaya kadar idrarı taşıyan ve üretra adı verilen idrar borusuyla, erkeklerde prostat bezinden kaynaklanan çeşitli rahatsızlıklar oluşabilir. Zamanında teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir. İdrarda kan iki şekilde saptanabilir:

Mikroskobik hematüri: Mikroskopla incelemede, genellikle az miktarda kanın idrara karışması sonucu oluşur.

Makroskobik hematüri: Kişinin idrarında kanı görebileceği düzeyde ve daha fazla kan hücresinin idrara karışmasıyla oluşur. Bu durumda idrar pembe, kırmızı, çay renginde veya kahverengi olabilir. Tahlilde kan hücrelerinin yanı sıra, iltihap hücrelerinin (lökosit) varlığı, enfeksiyonu; kristallerin varlığı, taş hastalığını ve proteinin varlığı, böbreğin glomerulonefrit adı verilen rahatsızlıklarını akla getirir.

Farklı nedenleri

*Kadınlarda adet döneminde idrara kanın karışması, yanlışlıkla idrar kanaması olarak değerlendirilebilir, o yüzden bu konuda dikkatli olmak gerekir. Bu durum, idrarda kanama olduğunu göstermez.

*Kan

Yazının Devamı

ALERJİ

15 Kasım 2022

Alerji, genel anlamıyla aynı miktar ve koşullarda başka kişiler için zararsız olan farklı yabancı maddelere karşı, bazı kişilerin aşırı duyarlılık göstermesidir. Vücudun bağışıklık sisteminin herhangi bir maddeye karşı gösterdiği aşırı hassasiyet reaksiyonudur.

Bağışıklık sistemimiz, çevremizde bulunan ve vücudumuza burun, nefes yolları, bağırsaklar ile deriden giren yabancı ve zararlı maddelere karşı bedenimizi korumak için çeşitli reaksiyonlar verir. Bu reaksiyonlarla, bağışıklık sistemi hücreleri zararlı maddeleri ortadan kaldırır ya da vücuda girmelerini engeller. Alerjide ise bağışıklık sistemi normalde vücut için zararlı olmayan maddelere karşı, bundan bir miktar farklı; ancak vücut için zararlı olan aşırı bir reaksiyon verir. Alerjiye yatkın insanlar ‘atopik’ olarak adlandırılır. Atopi, bir hastalık olarak değerlendirilmez fakat kalıtsal bir özelliktir. Stres, yoğun çalışma ortamı, hava kirliliğinin artması ve gıdalara eklenen katkı maddelerinin, alerjilerin görülme sıklığının artmasına yol açtığı bilinmektedir.

Alerjen maddeler

Ev tozu, gözle

Yazının Devamı

DEPRESYON

8 Kasım 2022

Depresyon uzun süre boyunca devam eden, çok çok üzgün, umutsuz, çaresiz, değersiz hissetme halidir. Gündelik hayatta kolayca kullandığımız bu sözcük aslında çok ciddi bir rahatsızlığa işaret eder. Kadınlarda görülme oranı yüzde 4-10, erkeklerde ise yüzde 2-2.5’tir. Hayat boyu risk kadınlarda yüzde 10-26, erkeklerde yüzde 5-12’dir. Yani her dört ya da beş kişiden biri depresif dönem geçirebilir. 20’nci yüzyılda artış eğilimindedir.

Depresyonda beynin olumlu duyguları yöneten alanı baskılanır, olumsuz duyguları yöneten alanını uyarılır.

Depresyon büyük olasılıkla uzun dönem streslerle ilişkilidir. Kısa dönem streslerde vücudun stres sistemi faydalı olurken uzun dönem ve birikmiş streslerde dezavantajlı olmaya başlar.

Belirtileri nelerdir?

Depresyonun belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

*Önceden yapılan işlerden ve aktivitelerden zevk almamak,

*Gençlerde duygu değişiklikleri görülmesi, çabuk sinirlenmek,

Yazının Devamı

D VİTAMİNİ

1 Kasım 2022

Yeni tip koronavirüs başta olmak üzere enfeksiyonların arttığı bu dönemde, virüslerin etkilerine karşı direnci artırmada bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğu aşikardır.D vitamini bağışıklık sistemi için önemli bir role sahiptir. D vitamininin klasik etkileri yanında bağışıklık sisteminde de önemli rol aldığı bilinmektedir.

İçerisinde bulunduğumuz koronavirüs (Kovid-19) pandemisi döneminde yeterli D vitamini düzeyinin sağlanmasının bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi nedeniyle hastalığa karşı vücut direncine katkı sağlayacağı yeterince mantıklı bir yaklaşım olacaktır.

Önceleri sadece yağda eriyen bir vitamin olarak değerlendirilen D vitamini, günümüzde kendimizin ürettiği bir prohormon olarak kabul görmektedir. Temel işlevi kalsiyum ve kemik metabolizmasını yapıcı yönde aktive etmek olan D vitamini, son yıllarda giderek daha iyi anlaşılan etkileriyle, vücuttaki en önemli metabolik faktörlerden biridir. Vitamin D eksikliğinin diyabet, enfeksiyonlar, otoimmün hastalıklar, kanser ve kardiyovasküler gibi pek

Yazının Devamı

METABOLİK SENDROM

25 Ekim 2022

Metabolik sendrom, kalp krizi, felç ve şeker hastalığı riskini artıran bazı risk faktörlerinin bir arada bulunduğu tehlikeli bir tablodur. Her biri sağlığı tehdit eden aşağıdaki beş durumdan en az üç tanesinin bir arada bulunması metabolik sendrom olarak adlandırılır.

Artmış bel çevresi: Göbek üzerinden ölçülen bel çevresinin erkeklerde 102 cm., kadınlarda 88 cm.’den fazla olması metabolik sendromun ölçütlerinden birisidir. Kalp hastalığına sebep olma açısından göbek etrafında birikmiş yağlar vücudun başka yerlerinde birikmiş olanlara göre daha tehlikelidir.

Yüksek trigliserid düzeyi: Kandaki trigliserid (serbest kan yağları) düzeyinin 150 mg/dl’ den yüksek olması (veya trigliserid düşüren ilaç kullanıyor olmak) metabolik sendromu tetikler. Trigliserid yüksekliği damar sertliği ve şeker riskini artırır.

Düşük HDL düzeyi: HDL kolesterol ‘iyi huylu’ kolesterol olarak bilinen bir kolesterol molekülü çeşididir ve damar sertliğine karşı koruyucu özelliği vardır. HDL kolesterol

Yazının Devamı

ANEMİ

18 Ekim 2022

Kanın yapısında bulunan hücrelerden olan kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) sağlıklı yaşam için çok değerlidir. Bu kan hücrelerinin yapısında oksijenin taşınmasını ve bu hücrelerin kırmızı olmasını sağlayan hemoglobin bulunur. Nefes alırken akciğerdeki oksijen, bu hemoglobinin yapısına bağlanarak taşınır. Bu hemoglobinin kanda bulunması gereken miktarın altında olması sonucu kansızlık (anemi) ortaya çıkar. Bu olması gereken minimum değerler erkekte 13 g/dl, kadında ise 12 g/dl’dir. Bunlar dünya sağlık örgütünün belirlediği değerlerdir.

Kansızlık şikayetiniz varsa, kendinizi yorgun hissetmeniz sürpriz olmayacaktır. Nedeni bilinmeyen bir şekilde yorgunluk hissi dışında çarpıntı, baş ağrısı, bulantı, soluk ten rengi, dikkati toplayamama, el ve ayakların soğuk olması kansızlığın diğer belirtileri arasındadır.

Belirtileri nelerdir?

*Yorgunluk,

*Halsizlik ve güçsüzlük,

*Ciltte solgunluk,

*Hızlı ve düzensiz nabız,

*Nefes darlığı,

Yazının Devamı