EMPATİ SEMPATİ VE MERHAMET

1 Ağustos 2013

Başkasının ağrısını, acısını gerçekten hissedebilir miyiz?

Bir başka insanın hissettiklerini hissetmek ve onun bu hissettiklerine bağlantı yapabilmeye “empati” denir. Yapılan görüntüleme çalışmaları, kendiniz ağrıyı hissedince ve bir başkasının ağrısını empati yaparak hissettiğinizde beyindeki aynı bölgelerin uyarıldığını gösteriyor.
Birçok çalışma, psikososyolojik ağrı uyandıran hayat hikayelerini görsel olarak izlediğimizde bizde uyandırdığı ağrı hissiyle, vücudumuzun herhangi bir uzvundan ortaya çıkan ağrıyla ilgili bilgiyi, ağrı çekenin yüz ifadesini gördüğümüzde bizde uyandırdığı ağrısını hissetme hissini ileten somatosensori beyin bölgesinin koordineli bir çalışmayla ayarlandığını göstermektedir.
Bazı kişisel farklılıklar burada rol oynamaktadır. Yapılan birçok çalışmada antisosyal (psikopatik) özellikleri ölçen bir ölçekte yüksek skor alan normal kişilerle, bu ölçekte düşük skor alan normal kişiler arasında yapılan çalışmada ölçekte yüksek skor alanların bir başkasının acısını daha az veya hiç hissetmediği ortaya çıktı.
Çocukluktan itibaren bir başkasının haklarını umursamayıp, saygı duymayan ve erişkin olduğu dönemde de bunları yapmaya devam eden

Yazının Devamı

Sağlıkta gelİşmeler

29 Temmuz 2013

Türkiye’nin halk sağlığının 2002’den beri olan gelişmelerinin bir kısmını Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerinden elde ettim. İlginç olanı, bu gelişmeler kendi Sağlık Bakanlığı’mızın sitesinde yok

Türkiye’de sağlıkta dönüşüm programı hazırlanıp uygulamaya konuldu. Sağlık envanteri çıkarıldı. Sağlık kuruluşlarındaki işlemler, TC kimlik numarasıyla yapılmaya başlandı. Acil hizmetler ücretsiz oldu. Herkes genel sağlık sigortasına kavuşturuldu. 18 yaşına kadar herkese ücretsiz sağlık hizmeti başlatıldı. Devlet hastaneleri ile SSK hastaneleri birleştirildi. SSK, bağkur ve emekli sandığı mensuplarının tüm kamu hastanelerinden yararlanması sağlandı. Çiftçiler sigortalı olduktan 30 gün sonra (3-8 ay sonra yerine) sağlık hizmeti almaya başladılar. Aile doktoru uygulaması başlatıldı. Sağlık ocakların sayısı 572’den 5 bin 268’e çıkarıldı ve mobil sağlık ocakları yürürlüğe girdi. 617 olan ambulans sayısı 3 bin 339’a, 481 olan acil müdahale istasyon sayısı 1919’a çıkarıldı. İlk defa 299 paletli ambulans hizmete girdi. 554 hastane olmak üzere 2 bin 114 yeni sağlık tesisi inşa edildi. 869 olan yoğun yatak sayısı 10 bin 321’e çıkarıldı. İçinde banyosu ve tuvaleti olan hastane oda sayısı

Yazının Devamı

BİLİM VE TEKNOLOJİ

25 Temmuz 2013

Psikiyatrik hastalıkların ilaçsız iyileştirme yöntemlerinden bahsetmek istiyorum bu haftaki yazımda. Gerekirse bu yöntemler ilaçla birlikte kullanılabiliyor

Trans Manyetik Uyarım- (Trans Magnetic Stimulation- r-TMS) :
İlk olarak 1985 yılında, saçlı deride, istenilen bölgenin üzerinde tutulan elektirikli bobinle verilen manyetik akımıyla beyinde küçük elektrik akımı oluşturuldu.Çok nadir yan etkisiyse sara nöbeti geçirme ihtimali oluşturması. Depresyon, şizofreni, migren, parkinson, kulak çınlamasında etkisi görüldü. Çalışmalar hâlâ devam ediyor. FDA (ABD Gıda ve İlaç Dairesi), 2008’de depresyon tedavisinde kullanımını onayladı.


Transkraniyal direkt-akım uyarımı (Transcranial direct-current stimulation -t-DCS):
İnvaziv olmayan, saçlı deride istenilen yere yerleştirilen elektrot sensörle verilen çok düşük akımdır. Verilen pozitif akım, sinir hücrelerinin birbirlerini aktive etmesini sağlıyor.

Yazının Devamı

PSİKİYATRİDE BİLİM VE TEKNOLOJİ

22 Temmuz 2013

Beyin dalgası veri tabanı, organda meydana gelen sorunların hangi hastalıklardan kaynaklandığı konusunda yol göstermesi açısında önem taşıyor

Dikkat ve davranış sorunu olan 6-17 yaş grubu 275 çocuk ve ergende beyin dalgaları kayıtlamasıyla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) teşhisi konmasına yarayan beyin dalgası veri tabanı, FDA (Amerikan ulusal besin ve ilaç birliği) tarafından bu ay onay aldı. DEHB teşhisi sırasında diğer verilerle birlikte doktorların daha doğru teşhis koymasına büyük yardımı olacak bu yöntemi, ABD’nin Georgia eyaletinden ‘Neuropsychiatric EEG-Ba sed Assessment Aid (NEBA) Health’ geliştirdi.

Alzheimer mı, depresyon mu?
1998’de New York Üniversitesi tarafından geliştirilen FDA onaylı NxLink Nörometrik normatif veri tabanının, multi-disipliner tıbbi muayeneler yoluyla fonksiyonunun normal olduğu onaylanmış, yaşları 6-90 arasında değişen, 650 kişiden alınan EEG kayıt larıyla DEHB, öğrenme zorluğu, kafa travması, şizofreni, depresyon, bipolar bozukluk, Alzheimerhastalığı, damarsal bunama, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi rahatsızlıkları yüzde 90’ın üzerinde doğrulukla ayırt edilebiliyor.
Maryland Üniversitesi bilimadamları

Yazının Devamı

BEYİNDE SÖRF YAPMAK

18 Temmuz 2013

Geçen haftaki Belçika ziyaretimde beni çok etkileyen bir müzeden ve katıldığım çalıştaydan bahsetmek istiyorum. Psikiyatrinin yüzyıllar içerisinde nereden nereye geldiğine bizzat şahit oldum

Ghent şehrinde bir psikiyatri hastanesindeydim. Amerika’dan gelen Prof. Dr. Robert Thatcher’ın Loreta Neurofeedback’le ilgili bir çalıştayına katılmak üzere gittim Ghent’e... Merkezin 1857 yılında inşa edilmiş bir psikiyatri hastanesi olması ve psikiyatrinin nereden nereye ilerlediğini görmek, beni çok heyecanlandırdı.

Toplumdan uzaklaştırılıyorlardı
Hastanenin büyük kısmı, 1986 yılında müze haline getirilmiş. Ortaçağ’da ‘akıl hastası’ tabir edilen insanları hastanelere kabul etmiyorlardı ve şehirden uzakta, izole alanlarda, mahzenlerde ya da boş sığınaklarda, tımarhane olarak adlandırılan yerlere kapatıyorlardı. Tabii zincirlenerek... O zamanki kapatma amacı, hastayı tedavi etmek değil onu toplumdan uzaklaştırmak içindi.

Bir dram hikayesi

Yazının Devamı

TAKINTILARIN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?

15 Temmuz 2013

Çeşitli çalışmalar, Neurofeedback yönteminin Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde yüz güldüren sonuçlar verdiğini gösteriyor

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişiyi güçten düşüren ve zayıflatan psikiyatrik bir rahatsızlık. Tekrar eden ve ısrarcı düşüncelerden (obsesyon), dürtülerden, görüntülerden, kaygıya ve strese sebep olan uygunsuz ancak kişiyi yapmaya zorlayan ve/veya tekrar eden davranışlardan (kompulsiyon) karakterize bir durum. Dünyada en çok görülen dördüncü, en çok sıkıntı ve kısıtlılık yaratan 10’uncu rahatsızlık.

Bilişsel davranışçı terapi
Bu rahatsızlık için halen en yaygın kullanılan tedavi yöntemi, bilişsel davranışçı terapiyle beraber yürütülen ilaç kullanımı. (SSRI grubu anti-depresanlar) SSRI ve bilişsel davranışçı terapinin kanıtlanmış etkinliğine rağmen hastaların önemli bir kısmı, bu standart yaklaşımlardan sınırlı miktarda fayda sağlıyor. Kontrollü çalışmalar, SSRI’ların OKB üzerinde seçici etkinliği olduğunu gösterse de, hastaların yüzde 40-60’ı tatmin edici sonuçlar alamıyor.
Meta analiz çalışmalarında CBT tedavisini tamamlayan hastaların yüzde 76-86’sinde iyileşmeler görüldüğü biliniyor. O’Conner ve ekibi, bilişsel davranışsal

Yazının Devamı

KOMPLO TEORİSİ

11 Temmuz 2013

Komplo teorileri; Amerika’daki 11 Eylül saldırıları, Prenses Diana’nın ölümü, AIDS’in nasıl bulaştırıldığı ve kanserin tedavisinin bulunduğu ama saklandığı şeklinde devam ediyor. Gezi Parkı ve Mısır’daki olaylar da bu teoriye yeni eklenenler



Komplo teorisinin en önemli tamamlayıcı öğelerinden biri, potansiyel delili nasıl etkilediği veya delil incelendiğinde nasıl etkilendiği. Olayların çeşitli açıklamalarına karşı bazı insanlar daha açık, bazıları kapalı görüşlü, işte bu kısmı komplo teorisinin en önemli ayrımı.
Komplo teoristyenlerinin sıklıkla tartıştığı şey, olayların resmi kesimler tarafından açıklama yapılması durumunda genelde alternatif yorumların yapılmasını yanlış yönlendirdiği ya da gerçeğin
görmezden gelinmesini sağlayabildiğidir.

Komplo teorisine inanmayanlarsa çok sıklıkla bilimsel ve mantıksal açıklamasının ince eleyip sık dokunarak yapılmadığını söylüyor. Komplo teorisine, teoriyi yayanların, inananlardan daha çok inandığı biliniyor. Komploya inanmanın toplumda çok önemli derin bir etkisi vardır ki, çok önemli olayların yanlış anlaşılmasına neden olabiliyor, belki politik ve sosyal kurumlara karşı kuşku geliştirebiliyor, sağlık sistemine inanma v

Yazının Devamı

ZEKA GERİLİĞİ TANIMLAMASI DEĞİŞİYOR

8 Temmuz 2013

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin beşinci versiyon (DSM-5) tanı kitapçığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Dünya Hastalık Sınıflaması (ICD-11), zeka geriliği tanımlamasını zihinsel yetersizlik olarak değiştiriyor

‘Zihinsel Disabiliti Araştırma Dergisi’ ve Birleşik Devletler Danışmanlık Grubu, Amerikan Başkanlığı Zeka Geriliği Komitesi’nin danışmanlığını yapıyor. Rosa Kanunu’na göre, zeka geriliği tanımlamasından zihinsel yetersizlik teriminin kullanılmasının geçişinde aktif rol aldılar. 8 yaşındaki Down sendromlu Rosa, arkadaşları tarafından devamlı “Zeka özürlü” diye aşağılandığı için Senatör Barbara Mikulski ve arkadaşları tarafından desteklenerek bu terimin kullanılmasına son verilmesi için çalışma başlattılar. Başarılı da oldular.
DSM-IV’e göre (2004), zihinsel engellilik tanısının en önemli bileşeni normalden düşük seviyede zihinsel fonksiyonlar: Kişinin bireysel uygulanmış IQ testinde puanın yaklaşık olarak 70 ya da altında olması ve uyum fonksiyonlarında rol oynayan becerilerden en az ikisinde anlamlı derecede kısıtlamaların söz konusu olması: 1-İletişim, 2-Özbakım, 3-Evde yaşam, 4-Sosyal/kişiler arası ilişkiler, 5-Toplumsal kaynakların kullanımı,

Yazının Devamı