“Çok şey arzuluyoruz…
Turizmde marka olmayı…
Yiyecek içecek sektöründe büyümeyi…
Zincir mekânlarla piyasayı ele geçirmeyi…
Bu amaçla öyle işletmeler açılıyor ki…
Şaşırmamak elde değil.
Dekorasyonlarına milyonlar harcanıyor, onbinlerce kira ödeniyor.
30 yıl önce aynıydı, bugün de değişmedi.
Her yıl aynı senaryo.
Ağustos ayında başlar.
Bakan veya müsteşar dillendirir:
“Okul kayıtlarında para istenmeyecek.”
Öğrenci kayıt döneminde genelge çıkarılır:
“Kesinlikle alınmaması, aksi halde soruşturma açılması...”
Ama her ikisi de etkisizdir.
Beklenmedik anda, amacı anlamsız biçimde birileri çıktı.
“İzmir’i keşfet” toplu yayını yaptı.
8 bin 500 yıllık şehir hiç bilinmiyormuş gibi...
Pazarlama kampanyasına dönüştürüldü.
Yetmedi...
İzmir Büyükşehir Belediyesi, duyuru/tanıtım seferberliği başlattı.
“İzmir’e doyamazsınız”
Kültür, sanat, basın âleminin meşhurları görüntüleriyle afişlerde rol aldı.
Öyle bir çakma ki, yani sahte…
Gerçeğini ayırt edemiyorsun.
Orijinali 300 lira ise…
Çakması 25-30 lira.
Üzerine “cuk” diye oturuyor.
Yakınına hediye et, hayran bırakıyorsun.
Gömlek, tişört, ceket, pantolon, ayakkabı, saat, çanta aklına ne geliyorsa…
Her markanın çakması pazarda tezgâhta, dükkânda rafta.
9 Eylül sadece İzmir’in kurtuluş günü değil...
30 Ağustos’tan sonra büyük zaferin tamamlandığı...
Vatan toprağının bütünleştiği son gündür.
Özüyle...
Kurtuluş savaşımızın başarıyla taçlandığı tarihtir.
***
9 Eylül’ün ana simgesi Ay yıldızlı bayrağımızdır.
95 yıl önce...
O... Hamal babanın oğlu olarak barakada dünyaya gözlerini açtı.
Kendini bildiğinde sokakta ticarete başladı.
Gazoz, simit sattı.
Erişkinliğe adım attığı dönemde...
İşportayla yaşam kavgasına girdi.
Yeteneği ve diliyle bütünleşen çalışma azmiyle seyyar satıcılığına başladı.
Sabah tezgâhtarlık, akşam işportacılık.
Hiç boş durmadı, ailenin ekmeğe ihtiyacı vardı.
Bu iki kardeşe iyi bakın.
Erkek Atahan, kız kardeşi İlayda.
Her ikisi de eğitim ve spor sevdalısı.
Boylarını merak ettiniz değil mi?
Atahan 2 metre 10 santim, İlayda 1 metre 92 santim.
Doğum tarihleri 2000 ve 2003.
Yaşıtlarının hiçbiri bu boyda değiller.
"Doğdu, okudu, sevdi, sevdirdi, düşler kurdu ve gitti.”
Ardından böyle söylenmesini istiyordu.
İstediği gibi, yaşamı noktalandı.
Çocuklar gibi sevindiği Cumhuriyet Bayramı’nı beklemedi.
29 Ekim günü, Cumhuriyet’in 94’ncü yıldönümü, kendisinin 84’ncü yaş günüydü.
“Uzatmanın artık anlamı yok” dedi.
Ağrısını, anılarıyla bastırdı.
Helalleşerek aramızdan ayrıldı.