Lucien Arkas baba oluyor

30 Aralık 2011

Uzun bir süredir Lucien Arkas’ı yazmak istiyordum. İzmir’in devamlı değişen yoğun gündemi bana bu fırsatı vermiyordu. Gerçek bir İzmir sevdalısı olan Arkas’a bazı sitemlerim vardı, onları dile getirecektim ama genç ve güzel eşi Gülbeniz’in (31) bebek beklediğini öğrenince bu güzel haberi İzmirlilerle paylaşmak adına bu hafta yazmak farz oldu dedim.
Evet, Lucien Arkas 69 yaşında baba oluyor. Önceki evliliklerinden iki kızı bir oğlu olan Lucien Arkas yıllar sonra yeniden baba olma duygusunun mutluluğu içinde. Temennim, Arkas ailesinin dünyaya yeni gelecek olan üyesinin sağlıklı, sıhhatli ve analı, babalı büyümesi.
Yazımın başında bahsettiğim sitemim ise Lucien Arkas’ın Hamdi Türkmen ile yaptığı bir konuşmada sarf ettiği cümlelere. Arkas bu sohbette “Ben konuşmayı çok seviyorum, karşılıklı fikir alışverişinden keyif alıyorum. Ne yazık ki konuşmaya başladığımda kaptırıp gidiyorum bu da zülfiyare dokunuyor. Onun için asistanlarım ve danışmanlarım gazetecilerle pek konuşmamı istemiyor” diyor.
İşte itirazım buna. 90’lı yılların başında Bay Arkas’ı ilk tanımaya ve değişik ortamlarda sohbete girdiğimiz o zamanlarda gazetecilerin arasında rahat oturur çok özel sohbetler yapar,

Yazının Devamı

Aziz Kocaoğlu ile bir gün

24 Aralık 2011

Perşembe gününün neredeyse tamamını bir grup gazeteci arkadaşım ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile geçirdik. Onun deyimiyle eserlerinin ancak bir bölümünü gezdik.
Gördüklerim ve duyduklarımdan sonra Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeye karar verdim.
Kocaoğlu bir dahaki seçimlerde aday olur-olmaz, kazanır veya kaybeder ama Başkan şehre Kültürpark alanıyla damgasını vuran Behçet Uz gibi, İzmir’i ormanlarla buluşturan başkan olarak şimdiden gelecekteki yerini sağlamlaştırmış.
Yaklaşık sekiz yıldır görevde olan Kocaoğlu, sekiz fuar büyüklüğünde yeşil alan yaratmış. Kadifekale, Kuşcenneti, Doğal Yaşam Parkı, Homeros Vadisi ve Balçova Kent Ormanı gururla bizi gezdirdiği projeleriydi.
Başlı başına Kadifekale, Homeros Vadisi ve Doğal Yaşam Parkı, kentin geleceğinde önemli bir yatırım. Harcadığı bütçeler küçümsenmeyecek ölçüde; 300 milyon liradan fazla kaynak aktarmış.
Hatta Agora’nın restorasyonuna Büyükşehir’in bütçesini kullandığı için başı derde girmiş.
Ama o yılmıyor. Gerekli parayı Kültür Bakanlığı’na verecek; bakanlık gerekli harcamaları yapacak. Burada, şehrin merkezinde çok önemli bir turizm alanı yaratılıyor.

Yazının Devamı

120 yıllık borsaya yakışmadı

23 Aralık 2011

Türkiye’nin ve İzmir’in en eski kurumlarından, cumhuriyetin kuruluşundan 32 yıl önce kapılarını açan İzmir Ticaret Borsası’na 120 yıl kutlamasını yakıştıramadım.
Özel sohbetlerde Borsa’nın geçmişini az çok bilen birçok kişinin de benim gibi düşündüğünü gördüm. Böyle kurumların mevcut yöneticileri, tarihleriyle övünürlerken, geçmişe bir tuğla koymuş insanları unutamazlar veya yok sayamazlar. Şayet simgeleşmiş insanlar bir kenara atılırlarsa, bunun adı vefasızlık ve saygısızlık olur.
120 yıl balosunun ertesi günü gazetelerde çıkan kutlama resimlerine şöyle bir baktım. Fotoğraflarda bir eksik, bir yanlış vardı. Yanılıyor olabilirim diye düşündüm, çünkü gecede yoktum. Baloya katılan ve Borsa’nın geçmişini çok iyi bilen bir dostumu aradım.
“İnşallah yanılıyorumdur” diyerek gazetelerde göremediğim ama “bugün Borsa’yı yönetenler böyle bir hata yapamazlar” diyerek dostuma, içimi sızlatan eksikliği sordum.
Fotoğraflarda 120 yıl pastası ortada, etrafında Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, Borsa Yönetim Kurulu Başkanı, Meclis Başkanı ve birkaç Yönetim Kurulu Üyesi.
Gözlerim ister istemez pastanın etrafında Borsa ile isimleri özdeşleşmiş kişileri aradı. Hiç biri fotoğraflarda

Yazının Devamı

Çayın taşıyla çayın kuşunu vurmak

16 Aralık 2011


İzmirli bir gurup var ki yıllardır “çayın taşıyla çayın kuşunu vurmaya” bayılırlar. Bu grubun geçmişte İzmir’de geliştirdikleri projelerin çoğu yukarıdaki deyime uyar.
Aynı kişiler yıllar önce Atilla Koç’un Turizm Bakanlığı döneminde Çeşme’de termal kür merkezi için arazi istediler. Uzun bir süre ısrarla bize arazi tahsis edin dediler.
Koç tüm çağrılara sessiz kaldı. Bir gün televizyonu ziyarete gelen Bakan Koç’a arsa konusunda “Çeşmelilere neden zorluk çıkarıyorsunuz” diye sorduğumda unutamadığım bir cevap aldım.
Koç “Çeşmelilerin, Türkiye’nin diğer bölgesinde yaşayan vatandaşlardan ne farkları var. Bastırsınlar parayı vereyim araziyi, bende bedavaya mal yok” diyerek neden Çeşmelileri muhatap almadığını çok çarpıcı bir dille anlatmıştı.
Bugünlerde gazetelere bakıyorum aynı gurup pes etmemiş, hala Çeşme’de arazi peşinde koşuyor. Bu yaşananlara baktıkça bir zamanlar İzmir’de kanaat önderi ve duayen olarak adlandırılanların vizyonuyla İzmir’in nerelere geldiğini veya gelmediğini çok daha iyi anlıyorum.

Ali Bilkay’a hoşgeldiniz

İzmir’in yeni Emniyet Müdürü Ali Bilkay bir süre önce göreve başladı.

Yazının Devamı

Çeşmeli denizcilere müjde

13 Aralık 2011

Yazımın başlığında belirttiğim gibi Çeşmeli denizcilere güzel haberim var. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım Çeşme Limanı konusuna el koymuş.
Pazar günü Milliyet’deki sohbette Bakan’a Çeşme Limanı ile ilgili yazımı görüp, görmediğini okuduysa neler düşündüğünü sordum.
Yıldırım, yazıyı okuduğunu ve çok ilginç bulduğunu söyleyip konuya sözü hiç dtolandırmadan “inceletiyorum” diyerek girdi ve devam etti;
“Liman kime ait olursa olsun hizmette erişimi kısıtlayamazsınız. Yazıdan anladığım kadarı ile Çeşme’de fiili bir durum söz konusu. Yazdıklarınızı inceletiyorum önüme rapor gelince ne yapacağıma karar vereceğim.”
Konuyu Bakanın çok iyi kavradığını geçmişte deniz taşımacılığı yapmış bir insan olarak yaşanan sıkıntıyı çok iyi anladığını hissettim.
Yazının çıktığı gün Çeşme’den arayan bazı dostlar “Ulusoy’lar çok güçlü onlara bir şey olmaz” demişlerdi.
Denizcilikten de sorumlu olan Bakan Binali Yıldırım’daki kararlılığı görünce haksız zamların geri alınacağına ve Çeşme’ye başka gemilerinde maddi zorluklar çıkarılmadan kolayca yanaşabileceğine inandım.

Yazının Devamı

Çeşme Limanı’nda neler oluyor?

9 Aralık 2011

Yazının sonunda yazacağımı baştan yazıyorum. Çeşme’de feribot ve günü birlik yolcu taşıyan tekne işletmecileri, barınacakları ve Çeşme’ye gelen yerli yabancı turistlere hizmet verebilecekleri kendilerine ait bir liman istiyorlar.
Durduk yerde bu da nereden çıktı demeyin. Çeşmeli denizciler isteklerinde yerden göğe kadar haklılar. Bugün Çeşme’de yaşayanlar bir Türk atasözünü tam olarak doğruluyorlar. “Dağdan gelen bağdakini kovar.”
İzmir milletvekili ve bir dönem Çeşme’de deniz taşımacılığı yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım; bugünlerde Çeşmeli denizcilerin neler çektiğini bir tek o anlayabilir.
Ulusoy’un işletmeciliğini özeleştirme idaresinden 49 yıllığına aldığı Çeşme Limanı, sorun olma yolunda hızla ilerliyor.
Zaten 1980’li yıllarda buraya liman yapılarak Türkiye’nin sahip olduğu en büyük su altı hazinelerinden biri mahvedildi.
Limanın dolgu taşları altında Osmanlı-Rus deniz savaşından izler yok edilirken “buraya liman yapmayın, bir tarihi yok ediyorsunuz” feryatlarına ve uyarılarına o dönemin ANAP’lı yöneticileri kulak tıkadılar.
Bugün o liman oraya yapılmasaydı Türkiye’nin değil belki de dünyanın en güzel su altı turizminin

Yazının Devamı

Kemalpaşa’da mutlu son

2 Aralık 2011

Yılların sorunu, kangren haline gelmiş olan “Kemalpaşa Organize Bölgesi” sonunda mutlu sona erişti.
Bu işte en büyük alkışı EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar hak ediyor. Daha önce yasal kimliği mahkeme kararıyla 3 kez iptal edilen sanayi bölgesini kalıcı bir çözüme ulaştırdığı için.
Hatırlanacağı gibi Kemalpaşa’da tarım ile hayatlarını kazanan topraklarından çıkmak istemeyen köylülerin “yaşam savaşı” vardı. Türkiye’nin en değerli toprakları rant uğruna adeta zorla köylülerin elinden alınıyor, satmak istemeyenler ise başka metodlarla yola getirilmek isteniyordu. Tarım elektriği kullanmalarına müsaade edilmiyor veya arazilerinden zorla yollar geçiriliyordu.
Atalarından kalan topraklarını savunan köylülerin “Bize çıkın buralardan buraya fabrikalar kurulacak ve ülke döviz kazanacak diyorlar. Zaten biz ülkemize döviz kazandırıyoruz ürettiğimiz kirazın, zeytinin dünyada bir eşi yok hepsini neredeyse ihraç ediyoruz. Bırakın topraklarımızda mutlu yaşayalım” söylemleri, adeta duymamazlıktan geliniyordu.
Haftalık ekibi olarak olaya biz el attık. Televizyonda ve Milliyet Ege’de ısrarla konuyu ve köylülerin haklı isteklerini dile getirirdik. Sabah Gazetesi’ndeki

Yazının Devamı

EXPO zor, ama imkansız değil

25 Kasım 2011

Bu sefer işimiz zor.
Önce 5 ülkeyle birlikte aday olmayı bizim için bir avantaj olarak kabul etmiştik.
Ama Paris’te görüp, yaşayıp, dinledikçe kazın ayağının hiç de öyle olmadığını gördük.
Paris’ten 3 günlük EXPO seferini özetlemek istiyorum.
Daha doğru bir ifadeyle, bu organizasyonun içinde olan herkesin, EXPO Genel Sekreteri Vincente Loscarteles’e iyi kulak vermesini istiyorum.
* * *
İlk sunum için, Paris’e gelen İzmirliler ayaklarının tozlarıyla Fuor Seasons Hotels’de verdikleri İzmir kokteyliyle bu sefer “Ben bu işte çok iddialıyım” mesajı verdi.

Yazının Devamı