Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bertrand Russell, “En yüksek sanatın gösterebileceği kesin kusursuzluğa muktedir, yüce bir güzellik,” der matematik için. Matematik profesörü Jerry P. King ise “Matematik Sanatı” adlı ünlü kitabında “sanatın değerini anlayan kesim”de, matematiğin anahtarının sıkıcılık ve teknik değil, güzellik ve zarafet olduğunu söyler. Ne var ki onun sanat boyutunu fark etmek ya da sanatın içindeki matematiği keşfetmek için önce matematiği kavramak gerek. Bunu sağlayacak olanlar da hiç kuşkusuz öğretmenler. Zaten King de kitabında “matematiğin öğrencilere hükmetmeye değil de öğretmeye dayanan ve konuyu anlayan bir öğretmen tarafından öğretilmesinin ‘kavrama’ konusundaki önemine” dikkat çeker. Bu, lise öğretmenleri kadar üniversitedeki öğretim üyeleri için de geçerli.
İşte bu matematikçilerden biri, Türkiye’nin ilk matematik profesörlerinden Suzan Kahramaner. Işık Üniversitesi, 26-30 Ağustos tarihleri arasında Prof. Dr. Suzan Kahramaner’in 100. yaş günü anısına, bu yıl 9.’su gerçekleşecek olan uluslararası bir matematik sempozyumuna ev sahipliği yapacak.
21 Mayıs 1913 doğumlu Kahramaner. Notre Dame de Sion’u bitirdikten sonra 1934 yılında İstanbul Üniversitesi Matematik ve Astronomi Bölümü’ne girer. 1943’te İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü’nde Analiz 1 ve Analiz 2 dersleri asistanı olur. Daha sonra Karmaşık Sayılar Teorisinde Katsayı Problemleri üzerine doktora yapar. 1968 yılında profesör unvanını alır.
Zürih, Kaliforniya ve Helsinki’nin yanı sıra Londra, Paris ve Nice’deki çeşitli üniversitelerde bilimsel çalışmalar yapar. 1978-1979 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanı olur. 40 yıl süren akademisyenliğinin sonunda yaş haddinden emekliye ayrılır. 22 Şubat 2006’da hayata veda eder.
Prof. Dr. Suzan Kahramaner, bir yandan pür matematik yapan, yani matematiği matematik için yapan, bilimsel çalışmalara imza atan bir isim, bir yandan da üniversitede uygulamalı matematik alanında yüzlerce öğrenci yetiştirmiş bir akademisyen. Önce matematiği iyi öğretmek, daha sonra bilim yapmak... Bu sıralamadan hiç şaşmamış Kahramaner. Öğrencilerinin çok saygı duyduğu, bir o kadar da sevdiği bir hoca. Uzun yıllar birlikte çalıştığı Finlandiyalı ünlü matematikçi Prof. Dr. Rolf Herman Nevanlinna’dan öğrendiği “Matematiği çok iyi yapınız. Çok iyi matematikçiler yetiştiriniz” düsturuyla hareket etmiş bütün meslek hayatı boyunca. Dersleri zevkli geçen, fazlasıyla ‘anlaşılır’ bir hocaymış, ‘kavratana’ dek anlatırmış. Lisansüstü öğrencilerinin gelişmesi için seminerler organize etmiş, onlara yurtdışından çeşitli burslar bulmuş, dünyaca tanınmış profesör arkadaşlarının yanına göndermiş. Öğrencileriyle tek tek ilgilenir, maddi imkanı olmayanlara gizli gizli yardım edermiş. Kapısı herkese açık bir matematikçiymiş Suzan Hoca. Tanrı katında oturmayan, matematiğin estetiğinin farkında, bunu öğrencileriyle paylaşan...
Işık Üniversitesi’ndeki sempozyumda 150 kadar sunum olacak. Amerika’dan, Japonya’dan, dünyanın dört bir yanından matematikçiler bu yıl 100. yaşına giren Kahramaner’i birlikte anacak. Matematik, sanat, ‘iyi öğretmen’ demişken ben de kendisini anmak istedim.