Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD, siyasetiyle, ekonomisiyle, diplomasisiyle, dünyanın en büyük ve uluslararası ilişkilere yön veren birkaç ülkesinden biri. Hem de en önde geleni olduğunu yazdığım Pazartesi günü… ABD Savunma Bakanlığı görevindeki NeoCon çeteci, koşa koşa İsrail’e gitti ve ülkesinin yüzde 1.500 Netanyahu’nun arkasında olduğunu söyledi. Böyle gereksiz, sadece Netanyahu ve onun savaş kabinesine katliamlarını artırması için cesaret verecek bir demeç vermekle kalmadı, İsrail’e yardım götüren gemi trafiğine Kızıldeniz rotasında engel olan Yemenli yurtsever Hutilere karşı bir koalisyon oluşturduğunu açıkladı. (Bu oluşumda ABD’nin yanı sıra İngiltere, Kanada, Fransa. İtalya, Hollanda, Norveç, İspanya, Seyşel Adaları ve Bahreyn var. Seyşel Adaları neyse de Bahreyn’in adını okuyan, gülümsemeden edemez, zannederim.)

Haberin Devamı

NeoCon’lar, sonradan olan her ideolog gibi dünyaya bir ABD egemenliği kurma davasının en ateşli savunucusu, buna karşı çıkan herkesin en gözü kara hasmı oldular. O kadar ki, geleneksel “con” (Conservative/Muhafazakar) takımı, örneğin geçenlerde ölen, dünyayı ABD’nin arka bahçesi olarak tanımlamasıyla meşhur dışişleri bakanı, ulusal güvenlik dairesi başkanı Henry Kissinger bile ömrünün ikinci yarısında başka ülkelere ABD tarzı demokrasi ihraç etmenin ham bir hayal olduğuna ilişkin kitaplar yazıp, konferanslar vermişti.

Biden’ın ağzının bir kenarından İsrail’e, Gazze katliamının Hamas’ın kökünü kazıma amacından daha geniş bir alana yayılmakta olduğunu söylemesi, bir anlamda Avrupalılara ve Orta Doğululara (ve bir ölçüde bana), Biden’ın akli melekelerini tamamen yitirmemiş olabileceği ihtimalini hatırlatmıştı. ABD, altında imzasının bulunduğu, Filistin’de iki devlet, bir Musevi, bir Müslüman ülkesi kurulması kararını hatırlayıp, Netanyahu’nun Siyonist ideolojinin Filistin’de Filistinlilere karşı etnik temizlik harekatına nihayet dur demek istediğini zannetmiştik.

Önünde “Ama ben de Siyonistim” ve arkasında “İsrail’in kendi kendisini savunma hakkını desteklemeye devam ediyoruz” parantezleri açılmış bu sözde “uyarı” karşısında bile Netanyahu çok şiddetli tepki gösterdi… “Siz de bütün Afganistan’ı, Irak’ı ve Suriye’yi bombalamıştınız!” diye karşılık verdi.

Haberin Devamı

Bu tepki üzerine, önce Biden Yönetimi’ndeki NeoCon çetenin üyelerinden Dışişleri Bakanı Blinken, ardından Savunma Bakanı Austin, Netanyahu ve savaş kabinesinin önünde hesap verdi. Austin, “Washington’un İsrail’in güvenliğine ve kendini savunma hakkına sarsılmaz desteğini” kanıtlamak için, Kızıldeniz nakliyatının sekteye uğramaması için her şeyi yapacakları teminatını da verdi. İsrail, yiyeceği her şeyi ithal eden bir ülke. (Türkiye bu ithalatta yüzde 2’lik bir paya sahip.) Kızıldeniz rotasının bu ithalatta hayati yeri var.

Bir dostum, Pazartesi yazısı üzerine, “ABD’yi çok büyük bir makina (veya canavar) olarak düşünebiliriz. Yahudi’si, Rum’u, Ermeni’si, vs., bu makinenin bir yanından tutmuşlar, kendi lehlerine çevirmeye gayret ediyorlar” dedi. Haklıdır. Bazı politikalarında İsrail lobisi ABD devlet kurumlarını ve STK’ları ahtapot gibi kıskıvrak yakalamış durumda.

Haberin Devamı

Ancak yine de duyulan Holokost borcu ve ülkeyi çekip çeviren Yahudi sermayesi, ne olursa olsun küçücük İsrail’in ve bir avuç NeoCon’un, ABD’nin dünyadaki ahlaki duruşundan geriye ne kaldıysa onu da yok etmesine izin vereceğine inanmak çok ama çok zor.