Kemal Biçer

Kemal Biçer

amatorun.dunyasi@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Pazar günü Çiğli Belediyespor maçına arabayla gidelim dediler.
Ben ise yürüyerek yola devam ettim. Bir arkadaşım yolda durdu, “Ne gerek var ben seni götüreyim” dedi.
Bizler rahata alıştırıldık. Bir elimiz yağda diğeri ise balda olsun istiyoruz.
Zora ve zorluklara gelemiyoruz. Dengesiz beslenme ve hareketsizlik, yaşamımızda kol geziyor.
Doğaya bir bakın, hareketsiz olan her şey ölüdür.
”Bir şey hareket edene kadar, hiçbir şey değişmez” demiş Einstein.
Hareketin olduğu yerde bereket vardır.
Yolda dört-beş yaşlarında güzel bir kız balonunu elinden kaçırdı. Annesi, “Kızım dikkat etsene ne aptal şeysin” diyerek azarladı.
Baba ise “Kızım üzülme; ona el salla ve sana gelecektir” diyerek başını okşadı.
Çocuğu bu yaşama getirmekten daha önemlisi, onu sevgi ve şefkat dolu pozitif yaklaşımlarla öz değer ve özgüven sahibi yapabilmektir.
Yolda yürüyenlere rastladım, çocuklar nefes almasını bilmiyor.
Hayat O kadar zor ki insanı boğuyor, nefes bile alamıyoruz.
“Nefes almayı bilmemek ne demek?” diyebilirsiniz.
Karın nefesleri yani diyafram nefesleri kapasitelerimizi artırır.
Sığ nefeslerle sığ hayatlar yaşıyoruz. Derin nefeslerle nefesimizi kontrol ederek anlamlı, derin, başarılı ve zengin bir yaşama ne dersiniz?
Nefes almayı da bebeklerden öğrenebiliriz.
Rakibine 3-2 yenilen takımın bir oyuncusu bana sordu, “Neden yenildik?” diye...
Araba son sürat giderken bir anda durursa, akaryakıtı bitmiş olabilir, yanlışla sürücü frene basmış olabilir.
Rakibini küçümsemenin rahatıyla motivasyon ve odaklanma eksikliği olabilir.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Kaybettiklerine üzülme, geçmişe gülüp geç. Öğrettikleri için teşekkür et.
Uzun bir yolun olduğunu asla unutma, vazgeçme, inancını yitirme, olumlu zihinsel tutumunu yüreğinden silme.
Her yeni bir gün, yenilikleri de beraberinde getirir. Bunu sakın unutma.
K.B.