Şu günlerde İzmir’de ilginç dolandırıcılık olayı konuşuluyor.
Bir değil, yüz değil, binlerce mağduru var.
Olayların mağdurlarını dinledikçe, soru işaretleri birbirini izliyor.
Kimse işin içinden çıkamıyor.
Lafı fazla uzatmadan konuya girelim.
---
Bir avukat ortaya çıkıyor, bankalardan kredi çekenlere diyor ki:
“Kredi çekerken sizden dosya masrafı adı altına alınan paraların iadesini yaptırmak istiyorum. Bunun için sizden avukatlık ücreti falan istemiyorum.”
Bedava ya... Vatandaş, “Hay hay” diyor, soluğu noterde alıyor.
Bir, iki, on, 20, 50 kişi bir oluyor, o avukata vekâletname veriyor, bu işi halletmesi için...
Buraya kadar hiçbir sorun yok.
---
Derken hukuki mücadele başlıyor.
Avukat, o paraları icra yoluyla tahsil ediyor, bankaya dosya masrafı olarak ödenen 373 lirayı vatandaşa elden ya da hesabına yatırarak ödüyor.
İcra yoluyla bu işi hallettiği için hakedişi olan 362 lira avukatlık ücretini de cebine koyuyor.
Burada da sorun yok.
Peki sorun nerede?
Sorun, izlenen yolda.
---
Şöyle ki... İzmir Barosu’na kayıtlı avukat İ.V. ve ortağı iki kişi, vatandaşın bankadan aldığı dökümanları dosyaya koyar.
Kaymakamlıklarda bulunan Tüketici Hakem Heyeti’ne o belgeleri götürüp onaylatması gerekirken...
Sahte evrak düzenleyip, sahte imzalarla doğrudan bankaya gider.
Banka, “Ben bu parayı ödemem” deyince, dosya mahkemeye intikal ettirilir.
Tüketici mahkemeleri, Tüketici Hakem Heyeti’nin onay verdiği belge varsa, o davayı tüketici lehine sonuçlandırıyor. Nitekim de öyle oluyor. Mahkeme, o paranın vatandaşa iadesine karar verir ve karar uygulanır.
---
Gel zaman, git zaman; banka, Karabağlar Tüketici Hakem Heyeti’ne yazı yazarak, kafalarında soru işaretleri bulunduğunu, dosyanın kendilerine gönderilmesini ister.
Hakem heyeti de “Bizde böyle bir dosya yok” diye yazınca, bu skandal ortaya çıkar.
Banka, dosya masrafını iade ettiği müşterilerini “Faili meçhul” suçlu ilan ederek yargıya gider.
Çünkü kanun, vekâletname vereni de o vekâletnameyi kullanıp Tüketici Hakem Heyeti’ne gitmeyen, sahte evrak düzenleyen avukatla aynı kefeye koyuyor, suçlu sayıyor.
Şimdilik 131 vatandaş, yok yere dolandırıcı damgası yemiş durumda.
---
Dolayısıyla dosya başına 300 küsur lira dosya parası iade edilen vatandaşın ticari sicili, bankanın bu suçlaması, suç duyurusuyla bozuluyor. Öğrendiğim kadarıyla Karabağlar Tüketici Hakem Heyeti, söz konusu avukat ve ortaklarının yaklaşık 2 bin kişinin işini sahte imza ve evrak düzenlediğini ortaya koymuş.
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, bu konuda pekçok duyum aldığını, ancak ellerine herhangi bir şikayet dosyası geçmediğini söyledi.
Özcan, mağdurların şikayeti halinde, adı geçen avukatların disiplin kuruluna sevk edileceğini, oradan çıkacak sonuca göre yaptırım uygulayabileceklerini açıkladı. Dahası, sahte evrak düzenlemenin 2 yıl hapis cezası olduğunu hatırlattı.
Her dosya için 2 yıl hapis...
---
Sadece üç avukatın Karabağlar’daki suç dosyası 2 bin ise... Diğer ilçelerde kim bilir kaç tane... Şimdi mağdurlar, tek tek ifade verecek. Yargı, gerçek suçluyu bulup ortaya çıkaracak elbette.
---
Avukata vekâlet verip suçlu duruma düşen, ticari sicili bozulan insanlara üzülmemek elde değil.
Üçkağıtçıların cirit attığı bir ülke olduk maalesef.
