Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SAAT gecenin 1’i...
Oturdum bilgisayarın başına.
Niyetim...
Yaklaşan genel seçim öncesi...
Milletvekili adaylarımı sıralamak.
‘Halk’ için çalışacaklarını düşündüğüm; ‘adam’ gibi adamları yazmak.
Ve parti yöneticilerine seslenmek/önermek; “Bu değerleri Meclis’e taşıyın...”
* * *
Ama...
Bir ben var ki bende, benden içeri...
Eski kafa, zamana/mekana/dümene uymaz. Başladı konuşmaya:
Arkadaş...
Bilmez misin ki...
Bu memlekete, ‘demokrasi’ birkaç beden büyük.
Bırak TBMM’yi, yerel meclisleri görmüyor musun?
Ne kadar ‘niteliksiz’, ne kadar ‘partici’, ne kadar ‘onun-bunun adamı’, ne kadar ‘hemşerici’ var, toplanmış.
Sanki ‘özel’ seçilmişler.
Pazarcısı, fırıncısı, lokantacısı, müteahhiti, düne kadar temizlik işçiliği yapanı, hatta ne idüğü belirsizi...
Geleceğe yön vermesi gereken tüm yönetim organlarını işgal etmişler...
Daha doğrusu; benzer niteliksizlerin yönettiği partilerce, binbir çirkin hesapla, işgal ettirilmişler.
Kimi, imar uygulamalarının takibinde; ‘Nereden arazi kapatsam’ diye...
Kimi, arazisinin imar niteliğini değiştirtiyor...
Kimi, “Belediyenin arpalıklarından payıma ne düşer”in peşinde...
Kimi, işe yerleştirme karşılığı çatır çatır ‘avanta’ alıyor...
Kimi, her türlü ‘iş takipçiliği’nden geri kalmıyor...
Kafalar bir tek, ‘yapmaları gereken asıl işe, yani görevlerine’ çalışmıyor.
Vicdanlar kör olmuş...
Yarınlar çalınıyor.
İmar komisyonlarında; mimarı, şehir plancısı yok, düşün!!!.
Ne kentsel dönüşüm/gelişim, ne memleket sorunları; hiçbirinin umurunda değil.
‘Kamu menfaatı’; unutulmaya yüz tutmuş, hatırlatanla dalga geçilen eski bir deyim olmuş.
Varsa yoksa ‘kişisel’ menfaat.
İstisnalar vardır elbet...
Ama ‘kaide’yi bozamıyorlar; çarkın dişlisi olmaktan öteye gidemiyorlar ne yazık ki.
Sözün kısası...
Değersizlerin düzeni böylesine kemikleşmişken...
‘Değer’ler meclislere girse n’olacak?
Zaten almazlar da!
Hem sana birşey diyeyim mi?
En ‘radikal çözüm’ ne biliyor musun?
Kapatacaksın bütün partileri, kaldıracaksın demokrasiyi rafa.
Uzuuuuuuuun yıllar...
‘Muhtar’dan yukarısını seçtirmeyeceksin bu millete.
Ta ki; hakkına-hukukuna sahip çıkıncaya; ‘insanca yaşam’ın ne olduğunu öğreninceye; ‘ileri’ değil, ‘gerçek demokrasi’yi özümseyinceye, değerini anlayıncaya kadar.
Hem sen boşver bunları...
Bak; yarın hafta başı, en yoğun gün...
Oyalanma anam, git zıbar!
* * *
E gayet mantıklıydı; dinledim tabii..