Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GÜNLERDİR...
“Dev yazar kadrosu” içinde anons edilmekten...
İnanın stres oldum.
Tek bildiğim...
En fazla, ‘stajyer yazar’ olduğum...
Ve henüz ‘dev’lik birşey yapmadığım.
İzin verirseniz, bu ilk buluşmada...
‘Niyeti ciddi’ bir genç olarak, kendimi tanıtmak isterim.
Çünkü biliyorum ki...
Okumanın, ne yazık ki pek de önemsenmediği güzel yurdumda...
Artık kalıplaşmış bir “Milliyet okuru” tabiri...
Gıpta edilen, saygıyı hak eden bir “Milliyet okuru” profili var.
Dolayısıyla...
Milliyet okurunun; ‘pat’ diye karşılarına çıkan...
‘Genç ve sivri kalem’ diye tanıtılan bu kişinin...
Önce kim olduğunu bilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Okullu gazetecilerdenim.
Temmuz 96’dan bu yana...
Askerlik, işsizlik ve meslekten kurtulma adına çabaladığım 6 aylık hayat sigortacılığı denemesi dışında...
Gayet aktif ve de dinamik olarak çalıştırılıyorum!
‘Stajyer köşe yazarlığım...’
Yaklaşık bir yıl önce, kardeş gazetemiz Posta EGE‘de başlamıştı.
* * *
‘Sivri kalem’ meselesine gelince...
“Bravo başkanım!”
“İzmir için tüm iyi niyetiyle, var gücüyle çalışıyor!”
“Başkanın kararı, son derece isabetli!”
“Beyefendi, yatırımlarıyla hayat veriyor. İzmir için(!) şu kadar milyon dolar harcadı!” gibisinden...
Yerel yöneticilere...
Hükümete...
Patronlara...
‘Sivil toplum örgütüyüz’ ayağıyla ‘çıkar’ kovalayanlara yönelik ‘yardım ve yataklık’ cümleleri kurmadığım, kuramadığım için olsa gerek....
Bu sıfatı layık gördüler bana.
Mutlu oldum.
Bu, benim için, yolumun doğruluğunun da ‘sağlama’sı oldu bir anlamda.
Ne yazık ki böylesi cümleleri...
‘Gazetecilik kisvesi’ altındaki bir takım kişilerden öyle sık duyar olduk ki...
Daha baştan...
“Bu köşede, bu zihniyetin kırıntısını bile görmeyeceksiniz...
Tam tersine...
Yanlış yapan, ‘cihan padişahı’ olsa...
Birlikte dikileceğiz karşısına” demeyi borç bilirim.
* * *
Tarih...
Hep haksızlıkları, hukuksuzlukları...
Ve onlara karşı duranları yazıyor.
Misal, Dadaloğlu...
Halkı inim inim inleten uygulamalara bayrak açmış...
Toroslara çıkmış...
Ve dünya durdukça ‘ezilenlerin parolası’ mahiyetindeki o ünlü sözleri söylemiş:
Ferman padişahın, dağlar bizimdir!
* * *
İletişim çağında, dağa çıkacak halimiz yok elbet.
Artık herkes, özellikle de internet ortamında...
İstediğini yazıyor; dileğini, şikayetini, tepkisini, övgüsünü, yergisini duyurabiliyor geniş kitlelere.
Görüyorsunuzdur, günlerdir...
Okuyucular olarak, artık, Milliyet EGE‘de de görüşlerinizi rahatlıkla dile getirebileceğiniz anons ediliyor.
Buradan da yola çıkarak...
Diyorum ki...
Ferman padişahın...
Bu köşe sizindir.